Can you speak english traduction Turc
134 traduction parallèle
Can you speak English?
İngilizce biliyor musun?
- Can you speak English?
- İngilizce konuşur musun?
Who do you know there? Can you speak English?
Orada kimi tanıyorsun ve en azından İngilizce konuşabiliyor musun?
Can you speak English or Farsi?
İngilizce ya da Farsça konuşabilir misin?
Can you speak English?
İngilizce biliyor musunuz?
Can you speak English?
İngilizce konuşabiliyor musun?
- Can you speak English?
- İngilizce konuşabiliyor musun?
Can you speak English?
İngilizce konuşabiliyor musunuz?
Can you speak English? - A little.
- Sen İngilizce biliyor musun?
Speak! If you can't speak English, speak Arabic, but speak!
İngilizce konuşamıyorsan, Arapça konuş ama yeter ki konuş.
Can't you speak english?
İngilizce konuşamaz mısın sen?
- Which of you can speak English?
Hanginiz İngilizce konuşabiliyor?
You can speak English if you like.
Bazı kelimelerin İngilizce'sini biliyor sadece.
An upper-cruster like you and my kind of type that can't even speak left-handed English yet.
Senin gibi üst düzey bir kız ve benim gibi bir tip daha doğru düzgün İngilizce bile konuşamayan.
Now, I don't speak Spanish, you don't speak english so the only way we can make any progress is to...
Ispanyolca bilmiyorum, ama siz ingilizce biliyorsanız, dolayısıyla anlaşabilmemiz için lütfen...
You can speak English, she's American.
- Dilimizi konuşabilirsin. Amerikalı.
This is an ancient, highly cultured civilization, so don't think you re any better than them because they can t speak English.
Burası çok tarihi vekültürel bir medeniyettir, İngilizce konuşamıyorlar diye kendinizi onlardan üstün görmeyin.
- You can speak English.
İngilizce konuşunuz.
Can't you speak English?
İngilizce konuşurmusun.
Can't you learn to speak English?
Sen önce İngilizce konuşmayı öğrensen?
Mm, you must be bloody daft, mate. Anyway, maybe Capitan Harris can teaching me... to speak-ee real good English...
Mm sen aptalın tekisin bence kimbilir, belkide Yüzbaşı Harris ingilizce - öğretir bana, gerçek İngilizceyi öğretir...
Can't you speak English?
Dilimizi bilmiyor musun?
I can't tell you what a relief it is that you speak English.
İngilizce konuşmanız ne rahatlık sağladı, anlatamam.
You can speak in English.
İngilizce konuşalım.
Damn it, man, can't you speak English?
İngilizce konuşamaz mısın?
Why can't you speak English or something?
Neden İngilizce konuşamıyorsun?
You can't even speak English.
İngilizce bile konuşamıyorsun.
But I can just lay here and talk forever... and you won't hear a single word, like you don't even speak English.
Ama ben buraya uzanıp sonsuza kadar konuşsam da sen tek kelimesine bile kulak asmazsın İngilizceyi bile anlamıyorsun sanki.
- You can't speak English.
- Sen İngilizce konuşamazsın ki.
Can you fucking speak English?
Ne? Duymuyor musun?
One of the reasons why Nightline has the usual suspects is, one thing you have to do when you book a show is know that the person can make the point within the framework of TV. If people don't like that, they should understand it is as sensible to book somebody who takes eight minutes to answer as it is to book somebody who doesn't speak English.
Gençlik gruplarına, İbrani yaz kamplarına liderlik ettim, sosyalist çift ulusluluğumuzun,... Yahudi birliğimizin ve bunun gibi birçok güzel paylaşımın içinde yer aldım.
Why can't you speak English?
Neden ingilizce konuşamıyorsun?
- You can't speak English without F-ing!
- Siktir ol demeden İngilizce konuşamıyorsun!
You can't even speak English.
Daha İngilizce konuşamıyorsun.
Speak in French when you can't think of the English word.
Fransızca konuşun, ingilizce düşünmemeye çalışın.
Speak in French when you can't think of the English for a thing.
Bir şey için ingilizce düşünemiyorum zaman Fransızca konuşmak.
Ellis, it's me. You can speak English.
Ellis, benimle İngilizce konuş.
Now you can't speak English.
İngilizce konuşamıyorsun, ha?
You can't hang in here. You speak English?
Burada bekleyemezsin.
I see most of you speak English already, so we can skip that one.
Çoğunuz İngilizce konuşuyor, O yüzden burayı atlayabiliriz.
I'm sorry, but you know if you don't speak English I can't understand you.
Üzgünüm, ama biliyorsun, İngilizce konuşmazsan seni anlayamam.
I can see the smiles. For those of you who speak English it's not the name of a large hamburger at a fast food restaurant.
İngilizce konuşanların gülümsemelerini görebiliyorum "Big Ben" bir fast food restoranda sunulan kocaman bir hamburger değil.
You're not the only one who can speak English!
- İngilizce konuşanlar bir siz değilsiniz.
You can't speak a single word of English, can you?
Tek kelime bile İngilizce konuşamıyorsun, değil mi?
Don't use English when you can't speak it well.
İyi değilsen İngilizce kullanma.
You can speak English.
İngilizce konuşabilirsin.
Can you speak in present-day English please?
Günümüz İngilizcesiyle konuşur musunuz lütfen?
I know you can speak english.
İngilizce konuş.
How do you come to this country and expect to be able to find the liberry and you can't even speak English?
Bu ülkeye gelip daha İngilizce bile konuşmadan kütüphaneyi bulmayı nasıl bekliyorlar.
Even someone who doesn't speak English can look at you.
İngilizce bilmeyen birisi bile sana bakabilir.
You guys can go- - Does anybody speak English?
Evlerinize... İngilizce bilen var mı?
can you swim 39
can you hear me 3134
can you 2490
can you tell me your name 66
can you do me a favor 162
can you talk 121
can you help me 410
can you see 147
can you keep a secret 141
can you hear me now 64
can you hear me 3134
can you 2490
can you tell me your name 66
can you do me a favor 162
can you talk 121
can you help me 410
can you see 147
can you keep a secret 141
can you hear me now 64
can you tell me 147
can you walk 167
can you see me 160
can you believe that 422
can you say 98
can you fix it 117
can you believe it 657
can you feel it 118
can you imagine 445
can you hear us 101
can you walk 167
can you see me 160
can you believe that 422
can you say 98
can you fix it 117
can you believe it 657
can you feel it 118
can you imagine 445
can you hear us 101