Can you swim traduction Turc
557 traduction parallèle
Can you swim, Colonel darling?
Yüzebilir misin, Albay, sevgilim?
Can you swim?
Sen yüzebiliyor musun?
- Can you swim, Dickey, me boy?
- Yüzebilirmisin, Dickie?
- Can you swim?
- Yüzme biliyor musun?
- Doctor, can you swim?
- Doktor, yüzme biliyor musun?
Can you swim?
Yüzebilir misin?
- What? Can you swim that far?
O kadar uzaklığı yüzebilir misin?
Can you swim?
Yüzme biliyor musun?
Can you swim?
Yüzebilir misiniz?
- Can you swim?
- Yüzebilirmisin?
- Crosseyes, can you swim?
- Şaşıgöz, yüzebilir misin?
Can you swim?
- Yüzme biliyor musun?
You can't learn to swim in your room.
Ev içinde yüzmeyi öğrenemezsiniz.
- Can't you swim?
Yüzme bilmiyor musun? Hayır.
- You can swim, can't ya?
- Yüzme biliyorsun, değil mi?
- You know, Stanley can't swim a stroke.
- Bilirsin, Stanley öyle bir anda yüzemez.
- Wouldn't go in the river if you can't swim.
Yüzme bilmiyorsan nehre girmezsin!
- I ask you if you can swim!
- Lütfen benim için endişelenme.
If you don't believe that I can never turn on you again and if you don't want me to go back with you you could swim back by yourself.
Yeniden senin üzerine asla gelemeyeceğime inanmıyorsan seninle birlikte geri dönmemi istemiyorsan kendi başına geriye yüzebilirsin.
Can you take me back to shore, or do I swim?
Beni kıyıya geri götürür müsün yoksa yüzmeye mi koyulayım?
You can swim too?
İyi yüzebiliyor musun?
- then you can swim!
- Öyleyse yüzsenize!
So you can swim and dance and play!
Sizler yüzüp, dans edesiniz ve oynayasınız diye!
I've inspected this boat and I think you ought to know I can't swim.
Tekneyi inceledim. Sanırım şunu bilmelisiniz : Yüzme bilmiyorum.
I can't swim, you know.
Ama yüzme bilmiyorum.
- You / they can swim in it.
- Denizler dolusu.
So you can swim!
Demek yüzme biliyordun!
Can you swim?
Yüzmek mi?
- If you can't swim, you can't swim. - You better go.
Gitsen iyi olur şimdi.
I mean it, Stavros, if you go, I go, and I can't swim.
Yani, Stavros, sen gidersen, ben de giderim, ama yüzemem.
You can't half swim well.
O zaman sen yüzmeyi de bilmiyorsundur.
Can you stiΙΙ swim in BouΙogne?
Boulogne'da hala yüzebiliyor musun?
You merely look like a fish. That doesn't mean you can swim like one.
Balığa benziyor olman bir balık gibi yüzebileceğin anlamına gelmez.
- Yeah, a smasher. I only hope you all can swim.
Umarım hepiniz yüzebilirsiniz.
You don't need waders to get into the boat. I do too. I can't swim.
Bota binmek için tuluma ihtiyacın yok.Benim var.Yüzme bilmem.
You remember, I can't swim.
Unuttun mu? Ben yüzemem.
- You mean you can't swim?
- Yüzemiyor musun yani?
You threw me in the water, but I can swim.
Sen beni suya attın ama ben yüzebiliyordum.
- What do you mean you can't swim?
- What do you mean you can't swim?
David... you can swim, can't you?
David, yüzebilirsin, değil mi?
You can't go to the lake until you can swim.
Yüzmeyi öğrenene kadar göle gidemezsin.
And even if there was, hell, boy, you can't even swim.
Olsa bile, sen daha yüzmeyi bile bilmiyorsun ki.
And afterwards you all can go for a swim.
Ve sonra da hep birlikte yüzmeye gidebilirsiniz.
What makes you think she can swim?
Yüzdüğünü nereden biliyorsun?
Hey, you can't swim like that.
Bu şekilde yüzemezsin.
From now on you can swim across, you whore!
Bundan sonra burayı sadece yüzerek geçebilirsin, seni pis orospu!
- You can swim ashore.
- Kıyıya yüzebilirsin.
You kids first. I can swim three pool lengths underwater, but Sis can only do two.
Su altında üç havuz boyu gidebilirim ama ablam yalnız iki boy gidebilir.
You can't swim?
Yüzemez misin?
- You really can't swim at all?
- Gerçekten hiç yüzemez misin?
You know you can't swim.
Yüzemediğini sen de biliyorsun.
can you speak english 16
can you hear me 3134
can you 2490
can you tell me your name 66
can you do me a favor 162
can you talk 121
can you help me 410
can you see 147
can you keep a secret 141
can you tell me 147
can you hear me 3134
can you 2490
can you tell me your name 66
can you do me a favor 162
can you talk 121
can you help me 410
can you see 147
can you keep a secret 141
can you tell me 147