Chasing life traduction Turc
115 traduction parallèle
I climb through two miles of ventilation shafts chasing life signs on this thing, and who do I find?
Şansıma bak. Bu şeyle bir yaşam belirtisi arayarak havalandırma bacasında 3 kilometre tırmanıyorum, bakın kimi buluyorum?
- Fine life, chasing chickens.
- Ne hayat, tavuk kovalıyorum.
All his life, he's been looking back... to see who's chasing him.
Hayatı boyunca onu kovalayanları görmek için arkasına bakıyordu.
At some point in this period of his life Edvard Munch writes in his diary of chasing a woman through the streets whom he believes to be Mrs Heiberg,
Hayatının belli bir dönemindeki bu noktada Edvard Munch, Bayan Heiberg olduğunu sandığı bir kadını sokakta takip ettiğini günlüğünde dile getirmektedir.
Have you been chasing me your whole life, only to fail now?
Hayatın boyunca beni, şu anda başarısız olmak için mi aradın durdun?
You got people chasing you in every life.
Ona gerçekten inandım.
I don't wanna spend the rest of my life chasing after vampires.
Hayatımı vampir peşinde geçiremem.
What gets me is that I've spent my whole life working toward this, always scared that I was chasing some pipe dream.
Bütün hayatımı gerçekleşmeyecek bir rüyanın peşimden olmayacağından hep korkarak harcamak bana ne kazandırdı.
He's been chasing profit his whole life and what has it gotten him?
Tüm hayatı boyunca para kazanmak için uğraştı, eline geçti peki?
A lonely man chasing paramasturbatory illusions that you believe will give your life meaning and significance and which your pathetic social maladjustment makes impossible for you to find elsewhere.
Hayatına anlam katacağını düşündüğün hayalleri kendini tatmin etmek için kovalayan yalnız bir adam. Etkileyici sosyal uyumsuzluğun bunu başka bir yerde bulmanı imkânsız kılıyor.
I'll spend my life chasing down the rest of them for you.
Ama kabul edersen, ömrümü senin için diğer yıldızları yakalamaya çalışarak geçireceğim.
That you could come here in the face of a hurricane, chasing a sea monster yet, and end up bringing a new life into the world.
Kasırganın ortasında buraya bir deniz canavarı avlamak için geldin. Ama sonuçta bu dünyaya yeni bir can kazandırdın.
A mousy little clerk like you, just chasing your entire life after criminals.
Tüm hayatını suçluların peşinde geçiren fare kılıklı küçük muhasebeci.
It's like all my life I've been chasing something.
Sanki hayatım boyunca bir şeylerin peşinde koştum. Sürekli son alana ulaşıp gol atacağım anı bekledim
Then not only will you lose Daphne, but you'll have wasted the last seven years of your life chasing an illusion.
O zaman sadece Daphne'yi kaybetmekle kalmazsın. Hayatının son 7 yılını bir hayal peşinde harcadığın ortaya çıkar.
If you want to spend your life chasing nickel and dime papers you go right ahead.
Hayatını basit işler yaparak geçirmek istiyorsan bu senin bileceğin iş.
And I don't wanna spend the rest of my life with bad guys chasing me.
Ben de hayatımın geri kalanını kötü adamlardan kaçarak geçirmek istemiyorum.
I'm so shamed I wasted my life chasing after a slut like you!
Hayatımı senin gibi bir sürtüğün peşinde harcadığım için çok pişmanım.
You think I've been chasing fugitives my entire life?
Hayatım boyunca kaçakları kovaladığımı mı düşünüyorsun?
But there's more to life than chasing girls.
Fakat hayatta peşine düşülen kızlardan daha çok şey var.
I've spent my whole life chasing things which I thought were valuable, when the only thing I really cared for was right in front of me all along.
Yaşamımı değerli olduğunu sandığım şeyleri kovlayarak geçirdim. Oysa gerçekten en değer verdiğim şey hep önümde duruyormuş.
What if I spent my life chasing the wrong things Deb?
Ya hayatımda hep yanlış şeylerin peşinden koştuysam Deb?
Guy made her life hell chasing her skirt around.
Adam, kızın etrafında dolaşıp hayatı zehir ediyormuş.
Turns out the actual pirates of the Caribbean, like, in real life would not have been chasing women around, because they were, like, family men with religious backgrounds.
Karayip Korsanlari gercek hayatta olsalardi etrafta kadinlari kovalamazlardi. Cunku onlar dinsel gecmisi olan aile babalari gibiler.
Look up and see that my life has passed me by while I was chasing monsters.
Bütün hayatımın canavarları avlayarak geçtiğini görmek istemiyorum.
Tighten up your life jackets, ladies and gents, 'Cause we are going storm chasing.
Cankurtaran yeleklerinize sıkıca yapışın millet, çünkü fırtınayı takip etmeye çıkıyoruz.
I mean, he spent his whole life chasing that yellow-eyed son of a bitch.
Bütün hayatını o sarı gözlü piç kurusunun peşinde geçirdi.
I was just a kid chasing his dream his whole life and finally earned it. Just like you.
Ben sadece hayalinin peşinden koşan, ve sonunda onu elde edebilmiş biriydim... tıpkı senin gibi.
I know you don't want to spend the rest of your life chasing me.
Hayatının geri kalanını beni kovalayarak geçirmek istemediğini biliyorum.
He spent his entire life chasing the decisive moment, that instant when composition, form and content... conspire to reveal some fundamental truth.
Bütün hayatını, mutlak anı yakalamaya çalışarak geçirdi. Bu, kompozisyonun, şekil ve biçimin aynı temel gerçeği ortaya koyduğu andır.
That's worth more than chasing some make-believe 10 to life and the guy walks free.
10 yılla ömür boyu arası bir hayalin peşinde koşmaktan daha iyidir. Aksi hâlde adam serbest kalabilir.
She may be fated to die before her time, but what's the point of living for her and for us, if her whole life is spent chasing a tragedy that we're not sure is ever really gonna happen,
Vaktinden önce ölmek belki kaderidir ki bu yaşamın esası onun ve bizim için. Eğer tüm hayatı olacağından emin olmadığımız takip eden bir trajediyle geçirilecekse şimdilik bunun için yapabileceğimiz bir şey yok!
I hope you spend the rest of your shitty life chasing after other people's asses, you bastards!
Umarım o boktan hayatlarınızı başkalarını takip ederek geçirirsiniz, sizi piç kuruları!
It's sort of hard to have a social life when you're busy chasing shadows around.
Etrafta hortlakları kovalamayla meşgulken sosyal hayata sahip olmak biraz zor oluyor.
Chasing money for his own restaurant at the dim sum poker table, Bao had gambled away his life savings.
Bao, kendi açacağı lokanta için Dim Sum poker masasında para peşinde koşarken, bütün birikimini kaybetti.
Just promise me that you're not going to waste the rest of your life chasing after something that's already gone.
Sadece bana hayatının geri kalanını, çoktan gitmiş bir şeyi kovalayarak harcamayacağına söz ver.
My life will be a living hell of search engines And overseas phone calls, Chasing down something that possibly can't be found.
Hayatım arama motorları, denizaşırı telefon görüşmeleri ile muhtemelen bulunamayacak bir şeyin peşinde koştururken cehenneme dönecek.
You know, my father spent most of his political life... Chasing justice.
Babam politik yaşamının büyük kısmını adalet peşinde harcadı.
They're German spies who are chasing me with the view to ending my life.
Onlar hayatımı sona erdirmek niyetiyle beni takip eden Alman casusları.
Andy man, this is the asshole you've been chasing your whole life.
Andy, hayatın boyunca aradığın hayaleti buldun.
Life is about chasing and being chased.
Hayat kovalama ve kovalanmadan ibarettir.
We spent our life chasing after what?
Tüm hayatımızı neyin peşinden koşarak harcadık?
I look what I've done with my life beating on cons at Fox River, chasing money trying to keep my own ass out of prison....
Hayatıma bakıyorum da hapishanedeki kavgalar, para avı yakalanmamaya çalışmak...
I've spent the last three years of my life chasing this guy.
Hayatımın son üç yılını bu adamı kovalayarak geçirdim.
This isn't a witch hunt. - I'm not here to punish some J.V agent who tried to ruin my life for chasing a little tail. I
Bu cadı avı değil.
The dinosaur bones in the museum came to life and started chasing me?
"Müzedeki dinazorların kemikleri canlandı ve beni kovalamaya başladı" mı?
The first time in my goddamn life I ain't chasing after trouble and it just keep walking in my fucking door.
Hayatımda ilk defa belanın peşinden gitmiyorum ama bela kapımdan içeri giriveriyor.
Half Cherokee, Patty spent the first several years of her life on an Indian reservation before her mother divorced her father, Chasing Squirrel, and moved to their new home in Camden.
Annesi, babasını boşamadan önce Yarı kızılderili Patty, hayatının ilk yıllarını Bir kızılderili ile, sincap kovalayarak geçirdi.
I know I spent three years of my life chasing him and you let him walk out the front door.
Biliyorum, hayatımın üç yılını onun peşinde geçirdim ve sen de ön kapıdan çıkıp gitmesine izin verdin.
- I have been chasing normal life forever, And I've finally caught it.
Hayatım boyunca normal bir hayat için çabaladım ve sonunda bunu başardım.
Eyewitnesses report common household appliances - coming to life and chasing people...
Görgü tanıklarının söylediklerine göre, sıradan ev aletleri canlanıp insanları takip etmeye...
life 1101
lifetime 19
life is but a dream 17
life is good 62
life is beautiful 34
life goes on 120
life is short 124
life isn't fair 26
life is too short 32
life sucks 30
lifetime 19
life is but a dream 17
life is good 62
life is beautiful 34
life goes on 120
life is short 124
life isn't fair 26
life is too short 32
life sucks 30