Do not move traduction Turc
1,007 traduction parallèle
It's deadly. Do not move.
Kıpırdama.
- Please do not move.
- Lütfen kıpırdama.
Do not move.
Hareket etmeyin.
Do not move about.
Ortalıkta dolaşmayın.
Do not move out of the light.
Işıktan uzaklaşma.
Do not move.
Sakın kıpırdama.
And do not move.
Anladım. Ve hareket etme.
Do not move.
Kımıldamayın.
Do not move!
Kıpırdama!
We do not move from here!
Buradan bir yere gitmiyoruz.
No matter what you see, do not move.
Ne görürüsen gör, kımıldama.
Do not move, anyone.
Kimse kıpırdamasın.
Do not move!
Kıpırdama yoksa ölürsün!
Saints do not move, though grant for prayers'sake.
Ermişler kımıldamazlar. dua edeni dinlerken.
Do not move.
Hareket etme.
We do not move a finger.
Tabiri caizse, parmağımızı dahi oynatmadık.
Do not move.
- Yerinizden kımıldamayın.
Do not move at all.
Hareket etmeyin.
You do not move ; you will not move.
Hareket etmiyorsun, hareket etmeyeceksin.
Do not move, stay away!
Kımıldama, uzak dur!
You are immediately that here we do not move.
O burada, hemen harekete geçmeliyiz.
Do not move.
Kïpïrdama.
Do not move!
Kıpırdamayın!
Do not move, Isabelle!
Kıpırdama Isabelle!
Do not move things.
Hiçbir şeyin yerini değiştirmem.
- Do not move, get some rest.
- Kımıldama, biraz dinlen!
"Saints do not move, though grant for prayer's sake."
Bir aziz kımıldamaz, kabul etse bile bir dileği.
Do not move.
Asla böyle birşey yapmayın!
Do not move.
Olduğunuz yerde kalın.
Do not move.
Kımıldama.
No matter what happens, stay calm and do not move.
Ne olursa olsun, sakın yerinden kalkma.
Do not move.
Yerinden kımıldama.
Do not move!
Yerinden kımıldama!
Leigh, do not move.
Leigh, kımıldama.
- Do not move.
— Kımıldamayın.
- "Do not move."
— Kımıldamayın.
Not if I have to move into an apartment across the way and do the Dance of the Seven Veils every hour.
Ben karşıdaki bir daireye taşınıp da her saat başı Dance of the Seven Veils'i yaparsam görürsün.
I warn you now, do not make a wrong move.
Seni son kez uyarıyorum Sakın yanlış bir hareket yapma.
But, sirs, be sudden in the execution... withal obdurate, do not hear him plead... for Clarence is well-spoken and perhaps may move your hearts to pity if you mark him.
İşi çabuk halletmeye bakın. Sakın yufka yürekli olmayın. Clarence'la tartışmaya girmeyin, o güzel konuşur, sözlerine kulak verirseniz sizi kendine acındırabilir.
I do not know if I should give back, and back to New York or move on.
Geri dönüp New York'a mı döneyim, devam mı edeyim bilmiyorum.
How many times do I have to tell you not to move on my lines?
Sana kaç defa repliğime girmemeni söylemem gerekiyor?
If you do contact him, we will not move in and take him... until you're a safe distance away, okay?
Onunla temasa geçecek olursanız, siz güvenli mesafeye geçene dek onu tutuklamaya kalkışmayacağız, oldu mu?
Do not move!
Olduğunuz yerde kalın.
And as androids we can move among the people who do live teaching them, helping them not to make the errors we did.
Android olarak yaşayan insanlar arasında hareket edebilir, onları bizim hatalarımızı tekrarlamamaları için eğitebiliriz.
Yet I would not take up arms against him, and I'd oppose any move to do so.
Yine de ona karşı silahlanmam ve böyle bir harekete karşı çıkarım.
Withal obdurate, do not hear him plead, for Larding is well-spoken, and perhaps may move your hearts to pity if you mark him.
Ve sakın yufka yürekli olmayın, Larding ile tartışmaya girmeyin, O güzel konuşur ; Sözlerine kulak verirseniz, sizi kendine acındırabilir.
If you really believe in these extra - human contacts, why do you not move inside the soul of the Queen of Saba?
Beni affedin. Madem öbür dünyayla iletişime inanıyorsunuz neden Saba Melikesinin ruhunda yaşamıyorsunuz?
If you do not make a decisive move that in this crisis, it would be a suicide politics.
Eğer bu krizde kararlı adımlar atılmazsa bu politik bir intihar olur.
Do not move as you!
Oturun!
Move slowly and do not speak.
Yavaş hareket et ve konuşma.
My brother's going out with Dibble this weekend but I'm not having my hair cut, so do I move- -
Ağabeyim bu hafta sonu Dibble'lara gidecek... ama ben saç tıraşı olmayacağım. O zaman...
do not disturb 82
do not enter 22
do not touch 30
do not be afraid 137
do not engage 63
do not 407
do not stop 42
do not touch me 90
do not say 25
do not cry 56
do not enter 22
do not touch 30
do not be afraid 137
do not engage 63
do not 407
do not stop 42
do not touch me 90
do not say 25
do not cry 56
do not panic 50
do not fear 30
do not forget 37
do not lie to me 46
do not worry 517
do nothing 111
do not know 60
do not do it 54
do not you 30
do not go 73
do not fear 30
do not forget 37
do not lie to me 46
do not worry 517
do nothing 111
do not know 60
do not do it 54
do not you 30
do not go 73