English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ E ] / Explains a lot

Explains a lot traduction Turc

263 traduction parallèle
Explains a lot, don't you think?
Çok anlamlı, sizce de öyle değil mi?
Yes, yes, that explains a lot of things, doesn't it?
Evet, bu bir çok şeyi açıklar, değil mi?
Well, that explains a lot of things.
Güzel, bu pek çok şeyi açıklar.
That explains a lot, actually. I love the Yankees too, and I lost my fiancée last year.
Bu, birçok şeyi açıklıyor. "Yankees" i ben de severim ve nişanlımı geçen sene kaybettim.
He has a book that explains a lot.
Her şeyi anlatan bir kitabı var.
Do you know, this explains a lot, because all my life I've had this feeling in my bones something sinister was happening in the Universe.
Biliyor musun, bu birçok şeyi açıklıyor. Hayatım boyunca evrende tekinsiz bir şeyler yaşandığını hissetmiştim.
Now that explains a lot of things.
İşte bu bir çok şeyi açıklıyor.
Well, that explains a lot.
Bu her şeyi açıklıyor işte.
- That explains a lot about you.
- Bu senin hakkında çok şeyi açıklıyor.
That explains a lot.
Belli oluyor zaten.
- That explains a lot, but I can't talk now.
- Şimdi anlaşılıyor, ama daha sonra konuşsak.
That explains a lot.
Bu pek çok şeyi açıklıyor.
That explains a lot.
Bu olayı biraz açıklıyor.
It explains a lot of things.
Bu çok şeyi açıklıyor.
- It explains a lot.
- Bu birçok şeyi açıklıyor.
This explains a lot.
Bu çok şeyi açıklıyor.
That explains a lot.
Bu gayet açıklayıcı.
Ahh, that explains a lot.
Bu birçok şeyi açıklıyor.
That explains a lot... but you have to realize there are some things in life you can't control and one of them is me.
Bu birçok şeyi açıklıyor... ama fark var Hayatta bazı şeyler vardır kontrol edemezsin ve bunlardan biri benim.
Xena? That explains a lot.
Zeyna... bu çok şeyi açıklıyor.
That explains a lot.
Çoğu şeyi açıklıyor.
I don't know how you found out, but seeing you sure explains a lot.
Nasıl öğrendiğini bilmiyorum... ama seni burada görmem elbette çoğu şeyi açıklıyor.
I guess that explains a lot.
Bu herşeyi açıklar.
Explains a lot, doesn't it?
bir çok şey açıklandı, değil mi?
- That explains a lot.
- Bu çok şey açıklar.
- Actually, it explains a lot.
- Aslında, bu pek çok şeyi açıklıyor.
- That explains a lot.
— Bu çok şey açıklıyor.
This information explains a lot.
Bu bilgi çok şey anlatıyor.
This explains a lot of your behavior.
Bu bir çok davranışını açıklıyor.
Well, that explains a lot of things.
Şey, bu birçok şeyi açıklıyor.
it explains a lot.
bu birçok şeyi açıklıyor.
- Well, that explains a lot.
- Bu birçok şeyi açıklıyor.
That explains a lot of things that I wish weren't explained.
Bu, açıklanmamasını dilediğim pek çok noktayı açıklıyor.
Well. That explains a lot.
Bu pek çok şeyi açıklıyor.
But the fact that Olga is your mistress explains a lot :
Ama kadın metresinse, işler değişir.
That explains a lot
Bu pek çok şeyi açıklar
- Oh, that explains a lot.
- Bu birçok şeyi açıklıyor.
Explains a lot of things.
Pek çok şeyi açıklar.
Ill tell you one thing, meeting them explains a lot about you.
Sana birşey söyleyeyim, onlarla tanışmam sayesinde hakkında çok şey öğrendim.
That explains a lot.
Bu çok şeyi açıklıyor.
Explains a lot.
Ama kimse girmiyor. Bu bir çok şeyi açıklıyor.
What do you think about Helmett Newton being Louise's godfather? - Explains a lot, doesn't it?
Helmut Newton'ın Louise'in vaftiz babası olması bile çok şeyi açıklıyor değil mi?
That explains a lot, actually.
Bu her şeyi açıklıyor, tabii.
- That explains a lot.
- Bu bir çok şeyi açıklar.
That explains a lot.
Bu çok şey anlatıyor.
Well, that explains a lot.
Bu çoğu şeyi açıklıyor.
You know, that explains a lot.
Bu birçok şeyi açıklıyor.
That explains a lot.
Belli oluyor.
I think that explains a lot on why he hasn't spoken to you.
Seninle konuşmama nedenini açıklıyor.
That explains a lot. What are you guys doing here?
Siz burada ne yapıyorsunuz?
That explains a lot.
Evlat, bunu yapmak zorunda değilsin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]