For life traduction Turc
32,157 traduction parallèle
The judge was required... required to send Sharanda away for life.
Hakim, Sharanda'ya ömür boyu ceza vermek zorunda kalmıştı.
No, it's your job to help me prepare for life after prison.
Hayır, senin işin beni hapisten sonraki hayata hazırlamak.
Hey, maybe Green Bay came through with $ 100 million per season... for life.
Belki Green Bay sezon basina 100 milyon dolar veriyordur. Hayatinin sonuna kadar.
I could shatter every bone in my body and be crippled for life?
Vücudumdaki bütün kemikleri kırıp ömür boyu sakat mı kalırım?
Because if you don't, I'm telling you, you're gonna do something that you'll regret for the rest of your life.
Eğer güvenmezsen, sana söylüyorum hayatın boyunca pişman olacağın bir şey yapacaksın.
"Frank Gallo is the scum of the Earth. " He's a sociopath who has no remorse "for the things he's done, and he is an animal who deserves to be locked up for the rest of his miserable life."
"Frank Gallo dünya üzerindeki pisliklerden biridir kendisi yaptıklarından hiç pişmanlık duymayan bir sosyopat ve ömrünün geri kalanını hapiste geçirmesi gereken bir hayvandır."
She made your case, and Mike risked his life to get her for you.
Haklılığını o kanıtladı ve Mike onu sana getirmek için hayatını riske attı.
- But if the world thinks I'm a convicted murderer, then I might as well die in here, because there's not gonna be a life out there for me anyway.
Ama dünya beni hüküm yemiş bir suçlu olarak görecekse burada ölsem de olur. Çünkü çıktığımda da bir hayatım olmayacak.
Can't you imagine what this has been like for Leonard Bailey, what his life has looked like for the past past 12 years?
Son 12 yıldır Leonard Bailey'nin neler yaşadığını, nasıl bir hayat yaşadığını hayal edemiyor musunuz?
And if we attack the father and it backfires, we lose the jury for good and his life is over.
Kurbanın babasına suçlamamız geri teperse jüriyi temelli kaybederiz ve Leonard ölür.
- Tell you the truth, for first time in my life, I'm not sure about anything, and it scares the shit out of me.
Doğruyu istersen, hayatımda ilk kez hiçbir şeyden emin değilim.
Oh, I'm sorry, I'm saving this chair for the love of my life.
Kusura bakmayın ama bu sandalyeyi hayatımın aşkına ayırdım.
Still, I'm willing to lay my life down for you.
Sizin için hayatımı öne sürmeye hazırım.
Your wife begging for her life.
Karın onun hayatı için bana yalvardı.
For the first nine years of my life, everybody told me I was a bad kid.
Hayatımın ilk dokuz yılı boyunca herkes bana kötü bir çocuk olduğumu söyledi.
You're black with crack cocaine, you goin'to prison for basically the rest of your life.
Üzerinde taş kokain bulunan bir siyahsan, hayatının geri kalanını hapiste geçirirsin.
The scarlet letter follows you for the rest of your life in this country.
O damga bu ülkede hayatınız boyunca sizi takip ediyor.
It's really to kind of, like, speak to the masses who have been ignoring this for the majority of their life.
Bu aslında hayatları boyunca bunu görmezden gelmiş olan kitlelere hitap ediyor.
Because if you tell Rachel about this, the life that's waiting for Mike when he gets out... it isn't going to be there.
Eğer Rachel'a bundan bahsedersen, Mike'ı hapisten çıktığında bekleyen hayat orada olmayacak.
You know you're making an enemy of me for the rest of your life.
Beni, hayatının geri kalanında düşmanın yapıyorsun.
- And now you're going to be stuck in here with him for the rest of your life.
- Ve şimdi hayatının kalanında burada onunla birlikte sıkışıp kalacaksın.
Because you don't know that I'm having a replica of my house made for Tara, so she can see her designs come to life.
Çünkü evimin Tara için yapılmış bir kopyasına sahip olduğumu bilmiyorsun. Bu sayede o planladığı tasarımlarını görebilecek.
His entire life is passing him by, and the only way for him to start getting it back is to just have someone who cares enough about him that they give him a half hour of their time.
Adamın bütün hayatı elinden gidiyor,... ve onun için hayatını geri almanın tek yolu sadece onu yeterince önemseyen birine sahip olması. ... ona zamanından sadece yarım saat ayırabilecek birilerine.
But I was really just the world's biggest sucker, because I let that son of a bitch get one over on me, and I'll regret it for the rest of my life.
Ama asıl olan şey dünyanın en yalaka adamı olmamdı,... çünkü o orospu çocuğunun elinde koz tutmasına izin verdim. bunun için hayatımın geri kalanında vicdan azabı çekeceğim.
Louis, whatever you're doing, I need you to put it down. I'm planning the ultimate date for the love of my life. Not now, Harvey.
Louis ne yapıyorsan bırakman gerek.
Good. And sense you questioned my abilities, you're not only gonna give Louis that database, you're going to treat him with the respect he deserves for the rest of your life.
İyi, yeteneklerimi sorguladığın için Louis'e veri tabanını vermekle kalmayacaksın hayatının geri kalanında ona hak ettiği saygıyı göstereceksin.
As far as the SEC is concerned, Mike led directly to the witness that's going to put that piece of shit away for the rest of his miserable life.
SPK'ya göre o pisliği hayatının geri kalanı için içeri tıkmamıza yarayacak tanığı onlara Mike yönlendirdi.
- Relax. As far as the SEC is concerned, Mike lead directly to the witness who's gonna put that piece of shit away for the rest of his life.
SPK'ya göre o pisliği hayatının geri kalanı için içeri tıkmamıza yarayacak tanığı onlara Mike yönlendirdi.
And she knows if she does this for me, she'll be taken care of for the rest of her life.
Eğer benim için bunu yaparsa hayatı boyunca rahat yaşayacağını biliyor.
I've pulled myself through life for 50 years now, and every year I keep pulling, and when it's finally my turn to rest, this girl who I've carried like a... like a scab on my soul,
Hayatım boyunca çabaladım. 50 yıl oldu. Her yıl çabalamaya devam ettim.
Hi. Please, give the viewers a taste of what life's been like for you since the show became a smash hit.
İzleyicilere, program popüler hâle geldikten sonra hayatının nasıl olduğunu anlat lütfen.
We want you to help document life in the house for the next three days.
Önümüzdeki üç gün boyunca bu evdeki yaşamın belgelenmesine yardımcı olmanızı istiyoruz.
I can make life so much easier for you all.
Hepiniz için çok daha rahat bir hayat sağlayabilirim.
Elizabeth Krauss will have me by the balls for the rest of my life.
Elizabeth Krauss beni hayatım boyunca avucunun içine almış olur.
It is rare that anyone should lay down his life for a just man, though it is barely possible that, for a good man, someone may have the courage to die. "
Sadece bir insan için birinin hayatını feda etmesi ender rastlanır, ama iyi bir adam için birinin hayatını feda etme cesaretini göstererek ölmesi mümkündür. "
I gave my life for it, literally.
Bunun için hayatımı verdim, gerçek anlamda.
I need you for the rest of my life.
Ömrüm boyunca ihtiyacım var sana.
If looking for the suspect I can't catch for the rest of my life... is the reason for my existence, I'll have to continue.
Yakalanmayacak bir suçluyu yakalamaya çalışmak varlığımın nedeniyse, öyle yapacağım.
He risks his life for others.
Hayatını diğerleri için riske ediyor.
Well, the seafaring life doesn't call much for possessions.
Gemicilik hayatı mal mülk edinmek için uygun değil.
Paul, this woman dressed Porter Potty for The Good Life premiere after being retweeted by Crabby Applepants.
Paul, bu kadın The Good Life galası için Porter Potty'yi giydirmiş yahu ondan önce de Crabby Applepants retweetlemiş.
And once we had published that graph I had set myself up for a completely different life.
Bu grafiği yayınladığımızda bambaşka bir hayata adım atmış oldum. Neden?
In this version, you're branded a paedophile for the rest of your life.
Hayatının kalanını pedofili damgası yiyerek geçireceksin.
'To love her more than life itself. And for her to be...'corrupted.'
Onu hayatın kendisinden bile çok sevmenin ama onunsa ahlaksızlaşmasının.
When there's nothing to aim for, Life's aimless.
Odaklanacak bir şey yokken hayat çok boş.
'Cause for the first time in my brief... but very long life, I had a purpose.
Zira süre olarak kısa lakin içi fazlasıyla dolu olan hayatımda ilk defa bir amacım vardı.
You ruined her life for a $ 20,000 haul.
20,000 $ lık vurgun için kızın hayatını mahvettin.
You destroyed our life for a fucking commission?
Hayatlarımızı boktan bir komisyon için mi mahvettiniz?
My sister gave her life for you, and you did what?
Kız kardeşim senin için hayatını verdi, peki sen ne yaptın?
Now, how's that for improving life?
İşte ben buna yaşamı geliştirmek derim.
Guess my parents wanted to make life just slightly more awkward for me.
Sanırım ebeveynlerim hayatımı garipleştirmek istemişler..
life 1101
lifetime 19
life is but a dream 17
life is good 62
life is beautiful 34
life goes on 120
life is short 124
life isn't fair 26
life sucks 30
life is too short 32
lifetime 19
life is but a dream 17
life is good 62
life is beautiful 34
life goes on 120
life is short 124
life isn't fair 26
life sucks 30
life is too short 32
life's a bitch 23
life's too short 77
life or death 27
life is hard 20
life is full of surprises 25
life is complicated 17
life's not fair 17
life is great 19
life is 34
life and death 48
life's too short 77
life or death 27
life is hard 20
life is full of surprises 25
life is complicated 17
life's not fair 17
life is great 19
life is 34
life and death 48