English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ G ] / Good luck in there

Good luck in there traduction Turc

59 traduction parallèle
Good luck in there, steve.
Mıntıkanın kuralları bunlar. Sana içeride iyi şanslar, Steve.
Good luck in there. Thanks, guys.
Teşekkürler arkadaşlar.
Good luck in there.
Şansın bol olsun.
Good luck in there.
İçeride bol şans.
Good luck in there.
Bol şans.
Good luck in there!
İyi şanslar!
Good luck in there.
- İçeride iyi şanlar size!
Hey, good luck in there.
Orada iyi şanslar.
Good luck in there, boys.
Kameramı getir! İyi şanslar çocuklar.
Good luck in there, Richard.
Bol şans Richard.
You have a good evening, and, uh, good luck in there tonight.
İyi bir akşam geçirdin, ve, bu gece için iyi şanslar.
Good luck in there.
Orada iyi şanslar.
Good luck in there.
- Tamamdır.
Come on, wish him good luck while there's still time.
Haydi! Haydi! Basamaklardan in.
There's nothing in the north for a boy like you. Good luck.
Senin gibi bir delikanlının kuzeyde yapacağı bir şey yoktur.
Good luck, cos we know you'll be in there pulling for us. Hairy Palms.
İyi şanslar, orada bizim için puan toplayacaksın, Harry Palms.
It's our way of saying good luck out there in the world.
Dış dünyada sana iyi şanşlar deme şeklimiz.
Good luck to you in there, schmuck.
İçerde sana iyi şanslar, hıyar.
You know my good luck pen in there?
Oradaki iyi şans kalemimi biliyor musun?
Good luck getting in there.
Evet, şanslıysan girersin.
If your hand is still there in one microt, I'll snap it off and use it as a good luck charm.
Eğer elin bir microt daha orada durursa, onu koparıp şans tılsımı olarak kullanacağım.
Maybe you can find out what sparked his interest in there. Good luck.
Bu olayda onu o kadar ilgilendiren neydi, siz belki çozebilirsiniz.
NOW GET IN THERE. AND GOOD LUCK, PARTNER.
İyi şanslar, ortak.
Good luck in there.
- İyi şanslar.
Good luck in there.
İyi şanslar.
I want you to go over there, look the kid in the eyes and say good luck.
Oraya git. Çocuğun gözlerine bak ve ona şans dile.
- Good luck, Vince. There you are. I was getting ready to call in the dogs.
İşte buradasın, yardım çağırmak üzereydim.
All I'm saying is there's a limited amount of good luck in the world.
Demeye çalıştığım şu ki, sınırlı miktarda şansım var bu dünyada.
Good luck in finding the best charcoal there is.
En iyi kömürü bulmak konusunda yarışmacılara bol şans.
Good luck! I kept sammy in there for three hours before.
İyi şanslar sana, üç saat öncede sen Sammy'i orada bırakmıştın.
There we go. Good luck finding love in the 21st century.
Buyrun. 21. yüzyılda aşkı bulmakta bol şanslar.
"Hang in there, Walt." "Good luck." "Hang in there."
"Dayan Walt." "İyi Şanslar." "Dualarımız seninle."
Yeah, but once those canisters are hit by live rounds, good luck getting the gas back in there.
Evet, fakat bir zamanlar bu metal kaplar gerçek mermiler ile vurulurdu, orada gazı geri almak büyük şans.
That's one good-luck kiss for every month you've been in there.
O şeyin içinde geçirdiğin her ay için bir öpücük.
Good luck finding any room in there.
Orada yer bulabilirseniz şanslısınız.
In the history of our relationship, I've said many things to you... but there's one thing I've never said - good luck.
İlişkimiz boyunca sana bir sürü şey söyledim ama hiç söylemediğim bir şey var. İyi şanslar.
Good luck in there!
- Bol şans!
And once that technology is out there, good luck putting that genie back in the bottle.
Bir kere bu teknoloji dışarı sızdı mı,... o cini tekrar lambaya sokmakta bol şans.
Witch doctors from there sometimes used body parts from albinos in potions for good luck or fortune.
Oranın büyücü doktorları iyi şans getirsin diye vücut parçalarını iksir yapmada kullanırmış. - Bu...
Good luck out there in the field.
Sahada bol şans.
And good luck in finding someone else take you there.
Ve sizi oraya götürecek başka birilerini bulmakta da iyi şanslar.
Good luck getting her past all the vampires in there.
- İçerideki tüm vampirleri geçerken iyi şanslar sana.
Good luck in there.
İyi şanslar orada.
Good luck, you now have a chance to win a fancy two-room suite in the country, and there's a fireplace because Daddy don't skimp.
İyi şanslar. Artık taşrada iki odalı güzel bir süit kazanma şansınız var. Üstelik şöminesi bile var çünkü babacığınız cimrilik yapmadı.
Good luck in there.
Bol şans sana.
If there's one thing I learned in my own journey, it's this... when good luck comes your way, accept it because it likely won't come around again.
Kendi yolculuğumda öğrendiğim bir şey varsa, o da iyi şans yoluna çıktığında, kabul et çünkü muhtemelen bir daha gelmez.
Good luck out there in Chicago.
Chicago'da bol şans.
Good luck using your tin badge to get in there, Detective.
Şu teneke rozetinizle oraya girerken iyi şanslar, Dedektif.
Yeah. Good luck doing that from in there, big head.
Tabi tabi, oradayken bunu yapmakta sana başarılar koca kafa.
Good luck getting there in time.
- Zamanında ulaşmakta bol şans.
They believe there's a spirit in things, bringing good or bad luck.
Onlar her şeyin bir ruhu olduğuna, iyi veya kötü şans getirdiğine inanır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]