English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ H ] / Hard to believe

Hard to believe traduction Turc

3,142 traduction parallèle
I find it hard to believe that these primates defeated a Kree Sentry here.
Bu primatların, Kree Sentry'yi yendiklerine inanamıyorum.
- It's hard to believe, right?
- İnanması zor ha?
"It's hard to believe it's been six years since I began studying the strange and wondrous secrets of Gravity Falls, Oregon."
"İnanması zor ama Gravity Falls Oregon'un garip ve tuhaf sırlarını araştırmaya başlayalı altı sene oldu."
Hard to believe it's been ten years, Mr. Hartwell.
On yıl geçtiğine inanmak zor Bay Hartwell. Daha değil, lütfen.
It's hard to believe. All passengers seemed gone crazy.
İnanması zor ama, tüm yolcular çıldırmış gibi görünüyordu.
I know. It's hard to believe the acronym "SACOG" isn't sweeping the nation.
Biliyorum zaten "JFBK" pek de iyi bir çağrışım yapmıyor.
It's kind of hard to believe.
İnanması biraz zor gibi.
It's hard to believe you're not more popular.
Daha popüler biri olmadığına inanasım gelmiyor.
Sakakibara? though I still find it hard to believe.
Sakakibara? Oldukça. Anlamış olsam da inanması zor.
It's hard to believe we actually made it.
Gerçekten başardığımıza inanması güç.
Hard to believe she was a traitor.
Bir hain olduğuna hâlâ inanamıyorum.
It's kind of hard to believe he was just an ordinary guy, made mistakes like everybody else.
Sıradan bir adam olduğuna inanmak zor biraz diğer herkes gibi hata yaptığına.
It's hard to believe there are only two in the counterfeiting ring.
Sahte yüzük işinde sadece iki kişinin olduğuna inanmak zor.
Why? Is it hard to believe?
İnanması çok mu zor?
It's hard to believe, sir.
İnanması çok zor.
It's hard to believe that such a huge solid structure hasn't always been here,
Böylesine mükemmel bir yapının başından beri orada olmadığını düşünmek zor.
Why is it so hard to believe that he can too?
Onun da değişebileceğine inanmak neden bu kadar zor geliyor?
Hard to believe it's a man-eater.
İnsan yediğine inanmak çok zor.
Hard to believe I grew up with a sister right next door and I never had any idea.
Komşum olan bir kardeş ile büyüdüğüm ama hiçbir fikrim olmadığına inanmak çok zor.
It's hard to believe that...
Buna inanmak çok zor.
It's just kind of hard to believe.
Sadece inanmak çok zor.
Yeah, and I'm something equally hard to believe is true.
Evet, ve ben de buna aynı yükseklikte inanmakta zorlanıyorum.
Is it so hard to believe that my first priority was seeing you?
Önceliğimin seni görmek olduğuna inanmak bu kadar mı zor?
In your case, I find that very hard to believe.
Senin durumuna baktığımda, bence bu inanması güç.
Ma! But it's hard to believe a blockbuster deal like that could be pulled off before kickoff Sunday...
Anne!
It's still hard to believe we're having twins. I know.
Hala ikizlerimiz olacağına inanamıyorum.
Dwight, you may find this hard to believe, but I love my boring life...
Dwight, bunu inanması zor bulabilirsin ama, sıkıcı hayatımı seviyorum...
You might find this very hard to believe, but nearly 400 people lived in these walls and just outside of them...
Buna inanmakta zorluk çekebilirsiniz ama 400'e yakın insan bu surların içinde yaşadı ve hemen dışarıda...
Hard to believe.
- Buna inanmak zor.
- It's hard to believe.
İnanması zor.
I know it's hard to believe now, but you're gonna talk to us.
Şu an kabul etmen zor biliyorum ama bize her şeyi anlatacaksın.
Hard to believe you ladies lasted so long out there.
Siz hanımların o kadar dayandığına inanmak zor geliyor.
I find it hard to believe that you didn't have a single thing that you were proud of before.
Önceden böbürlendiğin tek bir şey olmamasına inanmakta güçlük çekiyorum.
Still kind of hard to believe,
Hâlâ inanması çok zor değil mi?
Hard to believe they built an empire when half the time they couldn't even march in a straight line.
Günün yarısını sarhoş geçirdikleri halde böyle bir ülke kurmalarına inanmak zor.
It's a little hard to believe I'm "dead."
- Öldüğüme inanmak biraz zor geliyor.
It's hard to believe, you know?
İnanması çok zor, biliyor musun?
I'm finding it hard to believe that a person that spends so much time with children could be so oblivious to a child's pain.
bir çocuğun acısını unutmuş olabilmesine... inanmakta zorlanıyorum.
I find that hard to believe. Believe what you want.
- Buna inanmakta biraz güçlük çekiyorum.
Frankly, it's hard to believe anyone would bother.
Yabani bir buğday bitkisinin genetik maskesinde ufacık bir değişim.
Hard as this may be to believe, it's possible that I'm not boyfriend material.
İnanması zor olsa da düzgün bir sevgili olamıyorum sanırım.
Hard to believe. Oh, now, who's the naive one?
- Şimdi kim saf oluyor acaba?
Yeah, and it's hard not to believe in a higher power when you've just been turned away from the inn, and you're about to give birth in a manger.
- ahırda doğurmanın büyük güç verdiğine inanman... - o kadar zor olmamalı.
It was hard for me to believe as well
Benim için de inanması çok zor oldu.
As hard as this may be for you to believe, you know, you can fall for someone on the other side of a political issue- - or on the other side of the world, for that matter.
İnanmak zor olsa da politik sebeplerden ötürü diğer tarafta olabilir ; ya da Dünya'nın diğer tarafında olabilir, aynı şey.
Of course, when you do come forward, it's going to be awfully hard for people to believe you didn't know about it at the time.
Elbette bunu itiraf ettiğinde o zaman bunu bilmediğine insanların inanması çok zor olacaktır. Bilmediğimi biliyorsun.
I find that very hard to believe.
Buna inanması çok güç.
Some of us believe that you need to roll up your sleeves and do the hard work yourself.
Bazılarımız şuna inanıyor ki ; kollarını kıvırmalı ve kendi işini kendin yapmak için çalışmalısın.
You find that hard to believe.
İnanması zor.
Hard as that may be for you to believe...
Zor yolda olsa belki bu inanmanızı sağlar...
And I ask you, ladies and gentlemen of the jury, if he did commit that fraud, how hard is it to believe that he didn't concoct some bullshit on the stand to get himself off the hook?
Ve size soruyorum jürideki baylar ve bayanlar eğer bu suçu işlemişse, kürsüde bu saçmalığı uydurup kendini bu işten sıyırmadığı ne malum?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]