Have they traduction Turc
81,373 traduction parallèle
They have you on the daily Valtrex, huh?
Günlük olarak Valtrex yazdılar mı?
I mean, why can't they let us have cell phones all the time?
Neden hep cep telefonumuz olamıyor?
They're all chained together, and they have to escape these lesbian prison guards.
Birbirlerine zincirliler ve lezbiyen gardiyanlardan kaçmak zorunda kalıyorlar.
They each have six rows of very sharp teeth and one very sharp nose that can smell the tiniest bit of food from far, far away.
Hepsinin altı sıra çok keskin dişleri ve çok keskin birer burunları vardır. En ufak yiyecek kırıntısının dahi kokusunu çok uzaklardan alabilirler.
Reports indicate that they have incredible gifts.
Raporlara göre inanılmaz yetenekliler.
I have never been a young boy, but I hear they enjoy card games.
Hiç genç bir erkek olmuşluğum yok ama kart oyunlarını seviyormuşsunuz.
Anyone can go to a print shop and have cards made that say anything they like.
Herkes kartvizit bastırıp üzerine istediğini yazdırabilir.
We have three children who need us, and they need us now.
Artık bize ihtiyaç duyan üç çocuğumuz var.
I have some friends who are scientists, they developed it for me.
Bazı bilim insanı arkadaşlarım var, bunu benim için geliştirdiler.
Except on the planet Barvex, because they have two-headed cannibals.
Barvex gezegeni hariç,... çünkü onların iki başlı yamyamları var.
Well, apparently, they have, but our mission remains clear.
- Belli ki çekmişler ama görevimiz değişmedi.
If the British wanted us dead, they'd have done it already.
İngilizler ölmemizi isteselerdi bunu çoktan yaparlardı.
But... we saved America, and we're gonna save Rip and get back the rest of the spear, because as powerful as the Legion may be, they don't have this.
Ama Amerika'yı kurtardık. Aynı şekilde Rip'i de kurtaracağız ve mızrağın geri kalanını toplayacağız çünkü Legion ne kadar güçlü olsa da onlarda bu yok.
Gideon, do they have booze in the year 3000?
Gideon 3000 yılında içki var mı?
- Thieves. They have a certain smell.
Belirli bir kokuları vardır.
They could already have my grandfather, or he could be dead, or they're torturing him, - or he's dying, or...
Çoktan dedemi yakalamış ya da onu öldürmüş ya da ona işkence ediyor olabilirler.
The Greens have been silenced. The ones who thought they were better than us.
Bizden iyi olduğunu düşünen yeşiller susturuldu.
Because I have these memories. They're like a...
Çünkü bu anılara sahibim.
- They're in pieces, I have to rebuild...
- Parçalar halindeydi, yeniden yapmak zorunda...
Is it possible they could have developed some sort of cloaking device?
Bir tür gizleme aygıtı tasarlamış olmaları mümkün değil mi?
They would have needed me to build it for them.
Kurmak için bana ihtiyaçları olurdu.
At least this way, they have a chance.
En azından bu yolla, bir şansları var.
Uh, listen, I like revenge just as much as the next geek but need I remind you that they have an impenetrable warship?
Dinle, intikam almayı Geek'in gelecek sayısı kadar severim fakat delinemez bir savaş gemileri olduğunu hatırlatmama gerek var mı?
The alien invaders have come to destroy our way of life and claim our planet, just as I said they would.
Tıpkı dediğim gibi, uzaylı istilacılar bizim düzenimizi yok etmeye ve gezegenimizi elimizden almaya geldi.
Make no mistake, they have the intent to destroy us.
Hiç şüpheniz olmasın ki bizi yok etmekten kaçınmazlar.
I'm not a fan of the alien invaders, but I have to say, they did nice work here.
Uzaylı istilacıların hayranı değilimdir ama gerçekten iyi iş çıkarmışlar.
They have no idea who they're up against.
Karşılarında neyin olduğundan haberleri bile yok.
We have reason to suspect foul play in both instances and we have reason to believe that they are connected.
Her iki davanın birbiriyle bağlantılı cinayet olduğundan şüpheleniyoruz.
It's just... everyone thinks that they have advice.
Bu sadece herkes bir fikri olduğunu sanıyor.
They have no food, no water, and, most importantly, no mutual friend to help make conversation.
Yemekleri, suları ve en önemlisi de sohbet başlatacak ortak bir dostları yok.
Whatever materials and personnel they need in addition to what they have, give them.
Gereken tüm malzeme ve personel sağlansın.
Maybe they were right. Maybe we should have said yes to the offer of those troops.
Belki de asker teklifini kabul etmeliydik.
But... the thing they idolized... the Hollow... it must have wanted us there.
Ama putlaştırdıkları şey Hollow orada olmamızı istiyor olmalıydı.
They'd have friends to play with.
Oynamak için arkadaşları var.
They always have.
Geçmişten bu yana değişmedi bu.
I always wondered what my parents might have been like, what they might have thought of me.
Ailemin nasıl göründüğünü ve benle ilgili düşüncelerini her zaman merak ettim.
They have a message for us.
Bize bir mesajları var.
They said you have to do exactly what they say, and you have to do it now.
Dediklerini aynen yapman gerektiğini ve bunu şimdi yapman gerektiğini söylüyorlar.
They... they have hostages.
Rehineleri var.
They have no intention of rejoining polite society.
Topluma yeniden uyum sağlamaya hiç niyetleri yok. CEZAEVİ İSYANI YORUMLARI
They have sex with people who they aren't married to.
Evli olmadıkları insanlarla seks yaparlar.
It's very common for someone to start a business because they have an affinity for the product. You know what I'm saying?
Ürünle aralarında bir bağ olduğu için iş kuran insanlara sıkça rastlanır.
And that they not necessarily have a very strong business model.
Genellikle güçlü bir iş modelleri yoktur.
I know where they might have gone. I just don't know how to get there.
Nerede olabileceklerini biliyorum ama yolu bilmiyorum.
But now they only have kids when there's nothing good on.
Ama şimdi Televizyonda iyi şeyler olmayaınca çocukları oluyor.
Merv, Midnight Special, they can have first shot at my kids.
Merv, Geceyarısı Özel..... benim çocuklarımı ilk onlar alabilir.
You tell them the truth, and they will never have another decent night's sleep again.
Onlara gerçeği söylersen, asla geceleri rahat uyuyamayacaklar.
This is the only picture they have of me that I like, okay, and it's in there?
Ellerinde olup sevdiğim tek resmim bu tamam mı, ve buraya koymuşlar?
They have killed my people as they killed yours.
Benim halkımı öldürdüler, seninkileri öldürdükleri gibi.
And they have families, too.
Onların da aileleri var.
You just said it yourself the other barons, they have no stomach for a battle.
Az önce senin de söylediğin gibi diğer baronlar savaşı kaldıramaz.
have they gone 21
they 3238
they are 1447
they are coming 72
they aren't 58
they can't see you 17
they're 1306
they are my friends 21
they have 241
they said 545
they 3238
they are 1447
they are coming 72
they aren't 58
they can't see you 17
they're 1306
they are my friends 21
they have 241
they said 545
they come 53
they don't 727
they are cute 16
they are beautiful 39
they are everywhere 27
they are my family 17
they are delicious 17
they do 1025
they can't 247
they did 777
they don't 727
they are cute 16
they are beautiful 39
they are everywhere 27
they are my family 17
they are delicious 17
they do 1025
they can't 247
they did 777