English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ H ] / Hold your ground

Hold your ground traduction Turc

89 traduction parallèle
You just hold your ground.
Yerinden ayrılma.
Hold your ground!
Yerinizde kalın!
Hold your ground, in the name of God!
Yerlerinizi terk etmeyin, Tanrı adına!
Hold your ground!
Yerlerinizi terk etmeyin!
So hold your ground even... even if you have to die on the spot!
Hatta tutunmaya bak... bulunduğun yer için gerekirse ölmelisin!
Hold your ground! For Her Highness!
Majesteleri dönene kadar yerinizde kalın.
Hold your ground, Louis.
Yerinden ayrılma Louis.
Hold your ground.
Kımıldamayın.
Everyone, please hold your ground!
Herkes mevzisini korusun!
Hold your ground, hold your ground!
Geri gitmeyin, geri gitmeyin!
Hold your ground, Mr. Data.
Olduğunuz yerde kalın Bay Data.
Hold your ground.
Ciddiyetini koru.
Guts to hold your ground.
Söylediklerinizden emin olmak için.
And hold your ground until the last possible moment.
Ve son ana kadar gardını koru.
Hold your ground until the last possible moment.
Son ana kadar gardını koru.
Hold your ground!
Silahlara sarılın!
hold your ground?
Savunmak mı?
Hold your ground, it will pass.
Herkes yerinde kalsın!
Hold your ground!
Yerinizden ayrılmayın birazdan geçer.
Hold your ground.
Yerinizde kalın!
Hold your ground with him, Ellen.
Sakın geri adım atma Ellen.
Hold your ground!
Herkes sıkı tutunsun!
In the heat of battle, it's important to hold your ground.
Savaşta önemli olan, kendi saflarını sağlam tutmaktır.
Hey, hold your ground, okay?
Hey, yerinden kıpırdama, tamam mı?
Hold your ground!
Yerinizi koruyun!
Well, what do you mean "hold your ground"?
- Kararında diretmekten kastın ne?
All you guys have to do is hold your ground.
Sizin tek yapmanız gereken, sözünüzde durmak.
Hold your ground.
Yere sıkı bas.
Hold your ground!
Alanınıza sahip çıkın!
Hold your ground, Jingo.
Orada kal, Jingo.
And if you're a new recruit and you don't get in their face right away and hold your ground, they're gonna have you on all fours sucking cement.
Ve eğer sen bir çaylaksan ve karşı gelirsen seni çimentoyla batırırlar.
Just hold your ground and speak your heart.
Sadece vücudunu tut ve kalbini konuştur.
Just hold your ground, and speak your heart.
Sadece vücudunu tut, Kalbini konuştur.
Just hold your ground.
Olduğun yerde kal yeter.
- Goddamn it, Oabrerra, hold your ground. [gunfire] Oover me.
- lanet olsun, Cabrerra, mevzini koru koru beni
Oabrerra, hold your ground.
Cabrerra, yerini koru
Hold your ground, chief.
Bırak gitsin şef.
Hold your ground.
Yerinizde kalın.
It's like your mother said, when the world is shifting, you hold your ground.
Annenin söylediği gibi, hayat karmaşıklaştığında, bu biraz rahatlatıyor.
Don't run, hold your ground!
Doktor! Koşma, bulunduğun yeri terk etme!
Hold your ground!
Mevziini koru!
- Hold your ground.
- Yerini koru
- Hold your ground.
- Sıkı dur.
Hold your ground, men.
Mevzilerinizi koruyun, beyler.
Hold your ground!
Biraz daha dayanın!
Do you lie real still and hold your breath and pretend you're in the ground?
Hiç kımıldamadan yatıp, nefesinizi tutup yerin altındaymış gibi yapıyor musunuz?
We're gonna ask some tough questions. Hold your ground and stay relaxed.
Ling ve ben sana bir takım zor sorular soracağız.
You hold it in your hand or you put it on the ground, right underneath the muzzle, and one squeeze is enough to raise the barrel right to the sweet spot on the target.
Elde tutulur ya da namlunun hemen altına yerleştirilir. Hafifçe sıkılması namluyu yükseltip hedef üzerindeki tatlı noktaya denk getirmeye yeter.
Well, I suppose not, but still- - If a storm mars your camp for the night, is it wise to search for high ground... or hold your camp till the light of new day?
- Fırtına kamp kurduğunuz yeri dağıtırsa, yeni bir yer aramak mı mantıklıdır gün ışıyana dek yerinizde kalmak mı?
Hold your ground, men!
Yerinizden ayrılmayın!
Okay, hold the pack between your feet on the ground.
Tamam, paketi yerde bacaklarının arasında tut.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]