Hold the line traduction Turc
436 traduction parallèle
Oh. If you'll hold the line just a moment, sir.
Bir dakika hatta beklerseniz efendim.
Sometimes he let me hold the line while he smoked.
Bazen sigara içerken misinayı bana verirdi.
Hold the line a minute, honey.
Bir saniye hattan ayrýlma, tatlým.
Hold the line.
Hattan ayrılmayın.
Hold the line, will you?
Ayrılma. Ne?
Hold the line a minute, will you?
Bir dakika hatta kalır mısın.
That is what soldiers are for, to hold the line.
Askerler bunun için vardır, sınırı muhafaza etmek için.
Hold the line, please.
Hatta kalın lütfen. Teşekkürler.
Will you hold the line?
Hatta kalır mısın?
Hold the line, please.
Lütfen, hattan ayrılmayın.
Hold the line a minute, please.
Hatta kalın lütfen.
Just hold the line.
Biraz bekler misin?
Hold the line, please.
Hatta kalın lütfen.
Hold the line.
Alo, hatta kal.
Hold the line.
Hatta kal.
Hold the line.
Bekleyin lütfen.
The division has orders to hold the line!
Tümen hattı koruma emri verdi!
Will you hold the line?
Hatta kalır mısınız?
Please hold the line.
Bir saniye.
- Hold the line, please.
- Bekleyin lütfen.
Operator, you put that call through again..... and I will hold the line and wait if it takes all afternoon.
Santral, şu aramayı tekrar yapın bütün öğleden sonra sürse bile hatta bekleyeceğim.
Hold the line, please.
- Bir saniye bekleyin.
Hold the line, Fée.
Bekle biraz, Fée.
Hold the line.
Hatta kalın lütfen.
- Hold the line.
- Hatta kal.
- Hold the line. - Yes.
Hatta kalın lütfen.
Will you hold the line please.
Lütfen hatta kalın.
Will you hold the line please, I'll try to locate him.
- Evet hanfendi. Lütfen hatta kalır mısınız? Yerini bulmaya çalışacağım.
- Hold the line.
- Hazır ola geçin.
Hold the line.
Üretimi durdur.
Please hold the line.
Lütfen hatta kalın.
Police Station, hold the line.
Polis Karakolu, hatta kalın.
Police Station, hold the line.
Polis Karakoluolis, hatta kalın lütfen.
- Hold the line.
- Hatta kalın.
Hold the line.
Hatta kalın.
Hawk, hold the line.
Hawk, hatta kal.
Hold the line, sir, I have your call.
Hattan ayrılmayın efendim, bağlıyorum.
If I understand you correctly, and for the benefit of my family and students... the loathsome abominable crime... against his excellency, the Reich Protector... or more correctly, the unheard of... traitorous behavior of my countrymen... in failing wholeheartedly to fall in line with their "German" protectors... compels you to hold me hostage... together with others in whom, I presume, until the assassin is surrendered..
Eğer sizi doğru anladıysam ailemin ve öğrencilerimin iyiliği için... Reich Koruyucusuna karşı işlenen... bu mide bulandırıcı iğrenç suç... ya da daha doğrusu iş birliği yapmayan... Alman koruyucuyu tüm kalbiyle desteklemeyen... aynı duyguları paylaşmayan hain vatandaşlarım yüzünden... katil yakalanana kadar diğerleriyle birlikte... sanıyorum beni rehin tutacaksınız...
Hold it. Mr. Stroud, Salt Lake's on the line, and your wife's trying to reach you.
Bay Stroud, hatta Salt Lake var ve karınız da sizi arayıp duruyor.
Hold them in line right behind the government.
Kim onları hükümetin arkasına alabilir.
He wants them to hold hands... and to tread the dance in a long line.
Ellerini birbirine tutuştumuş ve uzun bir sıra halinde dans ettiriyor.
Could one of you, uh... pass the word down the line to hold fire for, like, ten, fifteen minutes?
Hey, uh... Senin için bir, uh... On onbeş dakikalığına ateş etmemelerini söyle..
Hold the centre line to the light you'll see blue dots of uneven tempering
Merkez hattı ışığa tut. O vakit değişken su vermenin bıraktığı mavi noktaları görürsün.
Seems I recollect that's where I didn't have a good hold on the jerk line.
Pisliklerin içinde hiçde iyi anılarım olmadığını hatırlar gibiyim.
- Get to the bottom line. Hold your water.
Hadi, Moreland, sonuca gelelim.
Who did you say it was? Hold the line, please.
10 00 : 20 : 32 : 22 Evet, Bay Albajara 23 00 : 20 : 36 : 10 Kim arıyor dediniz.
Hold on to your horses, hotshot, we've got Devon on the line.
Sıkı tut ta atların kaçmasın. Hattımızda Devon var.
Hold this relay off line, while I adjust the circuits.
Ben devreleri ayarlarken sen de şu röleyi kapalı tut.
Yeah, but performance is the bottom line, Clark, and I hold myself accountable in no small measure.
Evet ama asıl önemli olan performans, Clark. Ve ben de kendimi fazlasıyla sorumlu tutuyorum.
Hold the line!
Telefonu kapatma!
I know that, Betty, but you could call him on the other line and tell him that I'm on hold on the other line.
Bunu biliyorum Betty. Ama diğer hattan onu arayabilirsin, ve ona hatta olduğumu söyleyebilirsin, değil mi, lütfen?
hold the door 81
hold the phone 58
hold the elevator 73
hold them 38
hold them off 16
hold them back 19
hold there 32
hold these 24
the line 46
line 717
hold the phone 58
hold the elevator 73
hold them 38
hold them off 16
hold them back 19
hold there 32
hold these 24
the line 46
line 717
lines 72
liner 29
lined 27
line it up 33
liners 27
line up 181
line' em up 25
line them up 22
line one 45
line ringing 85
liner 29
lined 27
line it up 33
liners 27
line up 181
line' em up 25
line them up 22
line one 45
line ringing 85
line and sinker 37
line rings 24
line two 37
line clicks 19
line three 17
line disconnects 16
hold on 13161
hold on a second 1159
hold my hand 117
hold it 2458
line rings 24
line two 37
line clicks 19
line three 17
line disconnects 16
hold on 13161
hold on a second 1159
hold my hand 117
hold it 2458
hold on to me 73
hold me tight 34
hold me 244
hold it right there 423
hold your horses 138
hold on tight 161
hold on a sec 244
hold still 691
hold up 1863
hold on a minute 292
hold me tight 34
hold me 244
hold it right there 423
hold your horses 138
hold on tight 161
hold on a sec 244
hold still 691
hold up 1863
hold on a minute 292