I got a thing traduction Turc
1,427 traduction parallèle
¶ I got a thing for you ¶ ¶ Yes, I do, yes, I do yes I do ¶
Bana çok şey verdin ama kendimi sevmiyordum ve beni niye istediğini anlamıyordum.
¶ I got a thing for you Yes, I do, yes, I do ¶ ¶
Ama sayende Tunde, artık farklı bir insanım.
- Excuse me. I got a thing to do.
Yapmam gereken şeyler var.
Hey, Dean, I've got to take care of a thing.
Hey Dean Dean biyere kadar gidip bir işi halletmem lazım.
Yeah, I kind of got a thing.
Evet, yapmam gereken bir işim var.
All I know is I got all these feelings inside in a safe, and I'm trying to get the combo out before the thing goes off.
Tek bildiğim içimde bir sürü duygu var ve bir kasaya kapatılmış gibiler. Ben de kasa havaya uçmadan şifreyi bulmaya çalışıyorum.
I got a few hours before... I have to do this thing for Mary.
... Mary için şu şeyi yapmadan önce bir kaç saatlik boş vaktim var.
I bent down to pick up her keys, the next thing I know, she's got me handcuffed in a shower in a motel out by the airport.
Yere düşürdüğü anahtarlarını almak için eğildim ve daha sonra hatırladığım ilk şey havaalanına yakın bir motelde duş aldığımız.
I got you a salad thing. Hey, babe.
Selam bebek.
The thing is, I got drunk, I kind of told them I was a warlock.
Sarhoştum ve ben bir büyücü olduğumu söyledim.
Joy wanted to make sure they got a nice shady spot, so she sent darnell over there, first thing in the morning.
Joy en iyi yeri kapılmamasından emin olmak için sabah ilk iş olarak Darnell'i yer tutmaya gönderdi.
Well, the first day I got behind the wheel,.. ... I had a slight thing.
Direksiyona geçtiğim ilk gün bir şey oldu.
But you've got a good thing going on here, and I'm not going to screw it up.
Burada iyi bir şeye sahipsin, ve ben bunu mahvetmeyeceğim.
We were making cinnamon buns, you know, it was a one time thing, I mean, she's married, she's got three kids, it was spur of the moment.
Tarçınlı çörek yapıyorduk. Bizimki anlık bir şeydi. Evli ve çocukları var.
Goddamn cabbie. It takes me 25 minutes to get one, and the one I get's got terrorist written all over him, he stinks like camel shit, he's got a turban and this long beard and this smocky thing instead of a shirt.
Bir tane bulmam 25 dakika sürdü ve bulduğum taksici ise her tarafında terorist yazıları olan, deve boku gibi kokan türbanı, uzun sakalı olan ve gömlek yerine önlük giyen birisiydi.
I got a good thing on Vice, you know.
Ahlak masasında durumum iyi biliyorsun.
I got a good thing going here.
Burada İyi Bir Şey Yapıyorum.
I've got love in my tummy and I feel like a-loving you love, you're such a sweet thing good enough to eat thing and it's just a-what I'm gonna do
I've got love in my tummy and I feel like a-loving you love, you're such a sweet thing good enough to eat thing and it's just a-what I'm gonna do
I kind of got like a john shaft thing going.
John Shaft tarzı şeyleri seviyorum.
Well, we'll pick `em up on the way, and I hope you've got us a real Jumper pilot because I don't trust him and I can't fly the damned thing in a straight line.
Onları yolda alırız ve umarım bize gerçek bir Jumper pilotu ayarlamışsındır çünkü ona güvenmiyorum ve ben lanet şeyi düz bir çizgide uçuramıyorum.
I mean, we got 32 minutes and counting to track this thing down or whoever it's possessing anyway and perform a full exorcism.
Demek istediğim bu şeyi takip etmek ve herkimin içine girdiyse şeytan çıkarmak için 37 dakikamız kaldı.
I've got this thing about not getting into a car with a guy who kills people for a living.
Yaşamak için insan öldüren biriyle aynı arabaya binmeme prensibim var.
You know... somehow, you've got it in your head that I don't know a thing about you.
Bir şekilde aklında senin hakkında bir şey bilmediğime dair bir düşünce var.
I've got it on a thing on a piece ofpaper.
Bir kağıt parçasına not etmiştim.
I've got a thing here that says springy concrete. I think that's about the playground...
Burada üzerinde "yumuşak beton" yazan bir şey var.
But now, the thing is to get to it... what I really meant say was... you know, you probably all went and got a drink and everything in the interval... and, you know, were propulsed along by your own needs... having them filled.
Ama şimdi, konumuz o konuya girmek demek istediğim şey aslında işte, muhtemelen arada gidip içki ve ihtiyacınız olan şeyleri aldınız ve kendi ihtiyaçlarınız tarafından itici oldunuz onları doldurtmak için.
But it's a spur-of-the-moment thing, and I haven't got a reservation.
Ama her şey son anda belli oldu, o yüzden rezervasyonum yok.
I've got a thing.
Bir işim çıktı.
I think somebody should've told you when you got this thing that you're supposed to have a lawn or a backyard or something.
Bence bunu aldığın zaman birinin sana... bahçeye benzer bir şeyinin olması gerektiğini söylemiş olması lazım.
Diego says, " You only got six shots in that thing...
Sen neden hemen F.B.I.'a koştun?
I've got a thing with fire.
Ateşle aram pekiyi değil.
I've got a special thing, a code, four-three, uh...
Özel bir şey verilmişti, bir numara. - 4, 3... Hayır, Hoffman...
I got into the shower, and the next thing I know I was in a hospital.
Sadece duş alıyordum, derken kendimi hastanede buldum.
No, don't tell me,'cause I got a great ear for that kind of thing.
Hayır, hayır, söyleme bana çünkü benim... benim bu konuda hislerim harikadır.
I suppose you think he got so attached to the damned thing because I'm a bad father.
Herhalde, kötü bir baba olmam yüzünden o lanet şeye o kadar bağlandığını düşünüyorsundur.
I called over there for a reference, left word with some snooty girl next thing you know, I got a fax from Miranda Priestly herself saying of all the assistants she's ever had you were by far her biggest disappointment.
Arayıp bilgi istedim. Kendini beğenmiş bir kıza ileti bıraktım. Sonra Miranda Priestly'den bana bir belge çekildi tüm yardımcıları arasında en büyük hayal kırıklığını sen yaratmışsın.
And I've got two cops who won't tell me a thing about this lunatic.
Ve köşede bu deli hakkında bana neler olduğunu anlatmayan, iki polis var.
Oh, I got, like, a week or two left with this other thing... but, um, let me make a call and we'll see...
İşlerim bir ya da iki hafta daha sürer... ama bir telefon edip...
Tump... I got this thing at a garage sale.
Bunu bir sokak pazarından almıştım.
I hope you don't mind me writing to you, but as my uncle Jimmy always says, that's the thing about being Jewish. : You haven't got a foreskin, so to make up for it, you need a lot of balls.
Umarım size yazmamda bir sakınca yoktur, ama Jimmy amcamın söylediği gibi, Yahudi olunca sünnet derin olmaz ve onun yerine cesur olmalısın.
That because they couldn't reach inside themselves and realize why it felt so real, I think the next thing they saw was a glimpse of Mary's pubic hair, and they got : " Oh!
Çünkü, neden insana bu kadar gerçekçi geldiğini kavrayamadılar ve bence sonra da arkasından, Mary'nin kasık tüyünü gördüler ve "Sorun bu olmalı." dediler.
Plus, you know, a bad guy got away, so I'm a little cranky about the whole thing.
Bir de, bilirsin kötü adam kaçınca... bütün bunlar yüzünden biraz huysuzlaşıyorum.
Don't tell anyone this, but I think she's got a thing for H.
Kimseye söyleme ama bence H.'e ilgi duyuyor.
Now, look, I've asked around and you're the closet thing to a doctor we've got.
Bak şimdi, şöyle bir araştırdım ve elimizde doktorumsu olan bir tek sen varsın.
We got the right man, I guess that's a good thing.
Doğru adamı yakaladık. Galiba bu iyi bir şey.
I got this whole thing worked out on a level that you wouldn't even begin to understand, baby.
Bütün bu şeylerler yaşıyoruz sen hiçbir zaman bunu anlayamayacaksın bebeğim.
I've got a... real estate thing. Ahem...
Bir emlâk meselesi vardı da.
I've got a clean shot at this thing, and I am in favor of taking it.
Atışa hazırım ve uygulama taraftarıyım.
I'm sorry to bug you at home, but this asshole Royce won't handle a thing out of my office, and I need a couple of alleys cleaned.
Haklısın, seni evinde rahatsız ettiğim için özür dilerim ama o göt Royce benim ofisimden kimseyi konuşturmuyor ve benim de birkaç ara sokağı temizletmem gerek.
I get focused on something, I forget to eat, next thing you know, I've got a hunger headache.
Bir şeylere yoğunlaştığımda yemek yemeyi unutuyorum. Sonra da başım ağrıyor.
Casey, I think that this whole retreat thing is a great idea and everything, but I got, like, 25 interviews set up.
Casey, bu gezi işi iyi bir fikir ama yaklaşık 25 görüşmem var.
i got it 7988
i got you 2294
i got your back 246
i gotcha 166
i gotta go 3018
i got this 1718
i got' em 146
i got it wrong 28
i gotta 283
i got to go 1926
i got you 2294
i got your back 246
i gotcha 166
i gotta go 3018
i got this 1718
i got' em 146
i got it wrong 28
i gotta 283
i got to go 1926
i gotta go pee 16
i gotta pee 85
i got you something 203
i got a 294
i gotta admit 71
i gotta go home 47
i got your message 312
i got your text 208
i gotta hand it to you 53
i gotta run 199
i gotta pee 85
i got you something 203
i got a 294
i gotta admit 71
i gotta go home 47
i got your message 312
i got your text 208
i gotta hand it to you 53
i gotta run 199