I got you this traduction Turc
5,852 traduction parallèle
Everyone... wants this incident to go away. Especially me. But I got a problem, and I'm hoping you could help me with it.
herkes... emekli olup ayrılmanı istiyor özelliklede ben ama bir sorun var ve umuyorum bu konuda bana yardımcı olabilirsin
- You wouldn't know this because you've been M.I.A. for most of the last two years, but when things got really bad, this is where we came.
- Sen bunu bilemezsin çünkü iki yıldır ortalarda yoktun işler kötü gittiğinde de geldiğimiz yer işte burası.
I got to be honest with you... This is gonna suck.
Açıkçası bu iş berbat olacak.
You may not believe this, but I never got to lead a mission in Iraq.
Buna inanmayabilirsin ama Irak'tayken hiçbir göreve liderlik etmemiştim.
And when I got sick, I just went to this really... dark place, you know?
Ve hastalandığımda, bu aşırı karanlık yere gittim. Bilirsin ya?
I told you, he's got nine lives, this one.
Sana söyledim ya dokuz canı var onun, bu daha ilki.
We got two'ritas, and I think we've got... Just in time, we've got the babes. This is the babe I was talking to you about.
İki tane Margarita'mız var ve ayrıca tam da zamanında, kızlarımız var!
I've got to take care of this situation right now, but I'm telling you, Marcus, no harm can come to you at Will-O-Ween.
Şimdi bu durumla ilgilenmem lazım. Ama haberin olsun, Marcus. Will-O-Ween'de kimse sana zarar veremez.
I saw you got ambushed this morning. You all right?
Bu sabah sıkıştırmışlar seni.
You can play with this kaleidoscope I got you at the airport.
Sana hava alanından aldığım çiçek dürbünüyle oynayabilirsin.
Wait, is this going to be like that time you promised to take me ice skating, and I got really excited about the ice skating, but then instead of ice skating, you left me at home so you could go to the strip club and then you took the strippers ice skating?
Bekle bir dakika, bu beni buzda kaymaya götürmeye söz verdikten ve ben bunun için deli gibi heyecanlandıktan sonra beni buzda kaymaya götürmek yerine evde bırakıp striptiz kulübüne gitmen ve sonra striptizcileri buzda kaymaya götürmen gibi mi olacak?
Is this like the time you invited me to lunch, but then, when I got to the restaurant, you texted me to tell me you weren't coming because you were at a strip club "eating stripper" for lunch,
Bu beni yemeğe davet ettiğin ama sonra ben restorana gittiğimde bana mesaj atıp gelmeyeceğini söylediğin çünkü striptiz kulübümde bir "striptizciyi yediğin" ve aynı zamanda...
I got this! Come here you Godless brain eating scum!
Gelin hadi sizi şerefsiz beyin yiyen pislikler!
Based on what I saw in the alleyway and out here on this road, you got two perps on the loose, and they're very possibly dead.
Ara sokakta ve bu yolda gördüklerime dayanarak söylüyorum serbest iki suçlun var ve muhtemelen ikisi de ölü. Ya da ölmemiş.
- I guess this show got - a little bit too sexy for you. - What?
Sanırım bu şov senin için için biraz fazla seksi hale geldi.
Doc, can you explain this text I got from Hodges?
Doktor, Hodges'dan aldığım bu mesajı açıklayabilir misin?
This a bad time, Russ? I got something for you.
Kötü bir zaman mı, Russ?
We've got this board meeting thing, and I don't want to rush you, but I got to go get ready, and you got to be at this meeting, too.
Seni acele ettirmek istemiyorum ama hazırlanmam gerek. Toplantıya katılman gerektiğini unutma.
He said, "I got leukemia and I lost all my hair. I'm getting this chemo." And Ali said, "I'll tell you what."
Çocuk ; "Lösemi hastasıyım ve saçlarım yok, kemoterapi görüyorum" dedi.
I got this for you, Zelda.
Bu senin için, Zelda.
Okay, the only red-suited dude I want in this house right now is Kris Kringle, you got it?
Peki, bu evde bulunmasını istediğim kırmızı kostüm giyen tek adam Kris Kringle, anlaştık mı?
He tried to tell me about some of this when I got older, but I'm not, you know, what he was, what Nick is again, what Trubel is.
Büyüyünce böyle şeyleri anlatmaya çalıştı... ama ben... onun gibi değildim. Nick gibi, Trubel gibi değilim.
Look, you said I got to get over this...
Neden? Bak, bunu aşmam gerektiğini söyledin.
I got this. Man, come on! You ain't got to get all method on me now, Agent Lasalle.
Tüm yöntemlerini herlade şimdi üzerimde kullanmayacaksın, Ajan Lasalle.
But it just, you know, this makes it seem like I got ahead by taking my clothes off or sleeping my way into parts, which is not what happened.
Soyunarak bir yerlere gelmiş rol kapmak için onunla bununla yatan biri gibi gösterilmişim ki doğru değil.
I've neither the time nor energy to run you through the plumbing on this one and while Poulson is a thoroughly lovely bloke, albeit with a terrible case of halitosis, everyone knows that the only reason he got a seat at the big table is'cause he supported the PM on the Clean Energy Bill.
Ne zamanım ne enerjim var, bunu araştırmana müsamaha göstermek için ve de Poulson iyiden iyiye adam olurken gerçi ağzı leş gibi koksa da herkes büyük masada sandalye kapmasının sebebini Temiz Enerji Beyannamesi'nde, Başbakan'a arka çıkmasından dolayı olduğunun farkında.
Oh, um, I'm... Oh, so sorry to interrupt, Jenna, but you've got this huge bat in the cave.
Böldüğüm için üzgünüm Jenna ama mağarada büyük bir yarasa var.
You know, I've got to tell you, this stuff you gave me was a lifesaver last night.
Biliyor musun, dün gece verdiğin bu şey tam bir hayat kurtarıcıydı.
You can have this. I got two.
Senin olsun, bende iki tane var.
You have been waiting for this moment from the second I got in bed with her.
Onu yatağa attığım andan beri bu anın gelmesini bekliyordun.
I came in at first place because of you, and I even got this nice trophy.
Sayende birinci oldum ve bir ödülüm bile oldu.
I was going to give this to you when I won first place but I never got to do that, so I'm giving it to you now.
Birinciliği kazandığım zaman sana verecektim ama yapamadım, bu yüzden şimdi veriyorum.
I mean, this is all this guy's got to say after everything that happened? "I wish you were here"?
Yani, onca şeyden sonra adamın söyleyeceği tek şey "Keşke Burada olsaydın" mı olacaktı?
But this time, since I got you into this, I don't mind doing it.
Ama bu sefer bunu yapıyor olmam, düşünmediğim anlamına gelmez.
Yeah, me too. I got a feeling you and the three amigos know who the guys are that did this.
İçimden bir ses sen ve 3 arkadaşının bunu kimin yaptığını bildiğinizi söylüyor.
Do you remember when I wrote you after I got out of the service and I was in this little village, yves, and they had this wonderful bb there with the best food and wine I've ever had?
Vazifeye gittikten sonra sana mektup yazmıştım, hatırlıyor musun? Küçük bir köydeydim hani, Yves'te. Şimdiye kadar yediğim en güzel yemekleri ve şarabı veren bir pansiyon vardı?
I don't want anyone piking you after we got you this far.
Seni buralara kadar getirdikten sonra kimsenin beynini dağıtmasını istemiyorum.
But I'm so glad you got this little slice of happiness, hmm?
Ama bu küçük mutluluğu yaşadığına sevindim.
Well, I was feeling a little guilty about not visiting my mother in the hospital, but only made it as far as this beach, looked over, saw you, and curiosity got the best of me.
Annemi hastanede ziyaret etmediğim için suçlu hissediyordum. Ama bu kumsala kadar gelebildim şöyle bir baktım, seni gördüm ve merakıma yenik düştüm.
[Both laugh] See, I got to tell you, I'm enjoying the hell out of this.
Bundan acayip zevk aldım, söyleyeyim sana.
If you want me to help, I got to finish this test first, okay?
Yardım etmemi istiyorsan önce bu testi bitirmeliyim, tamam mı?
You may have got the best of me this time, Dark One, but I promise you, in the next life, it won't be so pleasant for you.
Demek burada yaşıyor.
Whether he leads us to Fitch or not, I got to take him in. You had to know when you told me that this is where it was gonna go. Are you hearing me?
Bizi Fitch'e götürsün veya götürmesin onu içeri tıkmak zorundayım, anlıyor musun?
You said you wanted to do something for me for everything I've done for you, so I hacked into your PayPal account, got access to your credit card, and bought myself this.
Senin için yaptıklarım için birşey yapmayı istemiştin. Ben de paypal hesabına girdim, kredi kartına eriştim, ve bunu kendime aldım.
I've got an entire press corp calling for you to explain how this little boy lived.
Elimde, çocuğun nasıl hayatta kaldığını açıklamanı bekleyen bir gazeteci ordusu var.
You know, when we first started dating, Amy and I found this really nice BB up in the Poconos. We got that sweet city employee discount.
Çıkmaya başladığımız zaman Amy'yle birlikte Pocono'larda bu yatakta kahvaltı olayını bulmuştuk.
- Yeah, I was notified this morning that you never got your final follow-up exam with your eye injury.
- Evet, bu sabah göz rahatsızlığınla ilgili son muayenen için bildiri aldım. - Hiç endişelenme.
- I got you, and I got this beautiful tree.
Sen varsın, güzel bir ağacım var.
Oh, I also got you this.
Bir de bunu getirdim.
I got this for you.
Bunu senin için aldım.
And you know I got this bad habit of letting words fall out willy-nilly, and I don't...
Bu kötü huyumun ister istemez aramızı açtığını biliyorsun.
i got it 7988
i got you 2294
i got your back 246
i gotcha 166
i gotta go 3018
i got this 1718
i got' em 146
i got it wrong 28
i gotta 283
i got to go 1926
i got you 2294
i got your back 246
i gotcha 166
i gotta go 3018
i got this 1718
i got' em 146
i got it wrong 28
i gotta 283
i got to go 1926
i gotta go pee 16
i gotta pee 85
i got you something 203
i got a 294
i gotta go home 47
i gotta admit 71
i got your message 312
i got your text 208
i gotta hand it to you 53
i gotta run 199
i gotta pee 85
i got you something 203
i got a 294
i gotta go home 47
i gotta admit 71
i got your message 312
i got your text 208
i gotta hand it to you 53
i gotta run 199