I heard something traduction Turc
1,692 traduction parallèle
I just thought I heard something.
Az önce bir şey duydum sandım.
- You know, I thought I heard something, but there's so many cats around here yowling,
- Ben de bir şeyler duydum. Burada o kadar çok kedi vardır ki sürekli şikâyette bulunurum.
I knew I heard something.
Bir şey duyduğumu biliyordum.
I heard something happened to you.
Başına bir şey geldiğini duymuştum.
- I heard something go in the water!
Suyun içine bir şey düştü! - Pusuya düştük!
I heard something.
Bir şey duydum.
I thought I heard something.
Bir şey duydum gibi geldi.
Thought I heard something.
Sanki bir şey duydum.
I thought I heard something.
Bir ses duyduğumu sandım.
I feel like there's someone else there, and then last night, I thought I heard something, like, a woman singing.
Dün gece de bir ses duydum bir kadın şarkı söylüyordu sanki.
- I heard something...
- Bir şey duydum...
Sorry, I thought I heard something.
Affedersin, bir şey duydum sandım.
You're moving out. I thought I heard something wrong, so I say :
Bir şeyleri yanlış duyduğumu düşünüp sorarım :
I heard something about it.
Bir şeyler duydum.
I heard something about this.
Bununla ilgili bir şeyler duydum.
- How are you? Thought I heard something familiar.
Tanıdık birşeyler duyduğumu sandım.
I think I heard something break.
Galiba bir yerim kırıldı.
Anyway, shortly thereafter, I heard something... Bonny was gone.
Her neyse, ondan sonra bir şey duydum dışarı çıkıp baktım, fakat kimse yoktu, Bonny gitmişti.
I heard something...
Bunu sende duydun mu?
I heard something.
Ziyaretçilerimiz var.
I heard something.
Birşey duydum.
- I heard something break.
Bir şeylerin kırıldığını duydum.
I heard her whisper something.
Fısıltılar duydum.
I heard that he said something that sounded like Sara.
Anladığım kadarıyla o,.. ... ölmeden önce "Sarah" ya benzer bir şeyler demiş.
I added something after I heard about the lord mayor.
Belediye Başkanını öğrenince birkaç şey daha ekledim.
I heard voices, and I ultimately realised that I didn't hear anything but something that I created in my own mind,
Ancak sonunda hiçbir şey duymadığımı, seslerin kafamın içinde var olduklarını anladım.
I guess his office had heard something about me.
Tahminimce valinin ofisi benim hakkımda bir şeyler duymuş.
I got to heard something!
Ben bir ses duyduğumu sandım!
I just heard something.
Bir ses duydum.
Yes, that time I distinctly heard something.
Evet, bu sefer kesinlikle duydum.
Well, I have heard something to that effect.
Bununla ilgili birşeyler duydum.
And it better say something more interesting than what I've heard so far,'cause you and a mate attending to a local you've become friendly with from fuck-or-fight Friday isn't... what I want is a decent explanation -
Bu gece duyduklarımdan daha geçerli bir şey olsa iyi olur. Çünkü senin ve arkadaşının buralı birkaç serseriyle kavga ettiğinin bilinmesi kimseye bir şey kazandırmaz. Tek istediğim bu yerin neden terk edildiğiyle ilgili düzgün bir açıklama.
You ain't gonna say something I haven't heard worse.
Daha beterlerini duydum.
I heard Katarina whisper something in his ear and laugh.
Katarina'nın, oğlanın kulağına bir şey fısıldayıp güldüğünü duydum.
I think, I heard somebody over there say something.
Sanırım şuradan birisinin birşeyler söylediğini duydum.
The, uh... last I heard from her, she said she had something to confess to me.
Onunla en son görüştüğümde, bana anlatması gereken bazı şeyler olduğunu söylemişti.
Can I tell you something? Yes, I heard.
Evet, duydum.
Yeah, Lex and I are in a really great place right now... but when I actually heard those words... there was something that wouldn't let me say yes.
Lex ve ben şu an çok iyi gidiyoruz ama o sözleri duyunca, bir şey "evet" dememi engelledi.
But when I rode past the church that day, something stopped me. Then when I heard Pastor Joe say, " Will someone take this child? '
Fakat o gün kilisenin yanından geçerken bir şey beni durdurdu, sonra da Peder Joe, "Biri bu çocuğu alacak mı?" dediğinde sanki içimden bir ses çıkıp "Ben alacağım." dedi.
I heard the guard say he found something in your wallet.
Korumanın, cüzdanında bir şey bulduğunu söylediğini duydum.
I've heard something about that, but don't know the details.
Bir şeyler duydum, ama ayrıntıları bilmiyorum.
I'm sure if there was something to report, we would've heard from him.
Eminim rapor verecek bir şey olsaydı, bunu ondan duymuş olurduk.
I heard that you've got something nice.
Siz de güzel şeyler varmış diye duydum.
And if you don't go back to bed, it's gonna be a special birthday breakfast at a desk, which is something I've never heard of.
Yatağa dönmezsen bu masada özel doğum günü kahvaltısı olacak ve ben böyle bir şey hiç duymadım.
I mean, somebody must have heard her scream, heard something.
Bu neydi... 50,000 voltluk şok tabancası mıydı?
Something I heard this morning.
Sabah bir şeyler duydum.
From what I just heard, he knew something about you?
Duyduğuma göre hakkında bir şey biliyormuş?
- I may have heard something.
- Bir şeyler duymuş olabilirim.
One night I'm going to do something... some of you have never heard you've even imagined.
Bir gece bir şey yapacağım. Asla duymadığın ya da hayal etmediğin türde bir şey...
As soon as I heard the Russian didn't die I knew I had to change the rules, do something that could never be undone.
Rus ayısının ölmediği haberini aldıktan sonra artık hiç bir şeyin aynı olmayacağını biliyordum,... ve asla yapılmaz deneni yapmaya karar verdim.
I heard them say something about moving the woman to her farm.
Kadını çiftliğe götürmekle ilgili bir şeyler söylediklerini duydum.
i heard it too 19
i heard her 44
i heard you the first time 95
i heard screaming 20
i heard a noise 55
i heard 1243
i heard it 224
i heard you talking 16
i heard you 527
i heard everything 60
i heard her 44
i heard you the first time 95
i heard screaming 20
i heard a noise 55
i heard 1243
i heard it 224
i heard you talking 16
i heard you 527
i heard everything 60