I heard them traduction Turc
1,356 traduction parallèle
There's someone there, I heard them.
Orda biri var, sesini duydum.
Of course, I heard them.
Tabii ki dinledim.
They said i was just being silly and paranoid. I heard them laughing after i left.
- Paranoyaklık ettiğimi söylediler ve ardımdan güldüklerini duydum.
I heard them.
Onları duydum.
I heard them, Morgan.
Ben duydum Morgan.
I heard them say you passed each other on the street, like strangers.
Yolda karşılaştığınızda birbirinize bakmadığınızı duydum.
I heard them say lots of things.
İnsanlardan çok şey duydum.
I think I heard them call him Jenson.
Sanırım Jenson diyorlardı.
I HEARD THEM TALKING.
Konuşurlarken duydum.
I heard them in his room with that Ouija board.
- Odalarında cadı tahtasıyla oynadıklarını duydum.
I heard them say it was to block a signal.
Sinyalleri kesmek için olduğunu söylediklerini duymuştum.
I heard them play once.
Bir keresinde onları dinlemiştim.
I heard you hit them first!
İlk senin vurduğunu duydum!
Well, you keep them off my property. - I think you heard me, sir.
- Mülkümden uzak dursunlar.
I don't want to just give one of my normal talks, because I find them boring, probably by now most of you find them boring too because you've heard them like 10 times.
Normal konuşmalarımdan birini yapmak istemiyorum, Çünkü onlar çok sıkıcı herhalde siz de bayarsınız çünkü 10 kere duydunuz bunları
None of them know who you are, nor have they heard of a Starship Voyager.
Onların hiçbirisi ne kim olduklarını, ne de Yıldız Gemisi Voyager'i hatırlıyorlar.
I don't think we heard them right.
Beka? Yanlış anlamışız sanırım.
I know, I've heard them before, but I've started something wrong here and I have to make it right.
Biliyorum, daha öncede duydum ama Burada yanlış bir şey başlattım ve...
I've heard... loved ones leave you in pieces... that little by little you start to forget things about them, but that's not true.
Derler ki... sevilen seni lime lime parçalara... ayrılmış halde bırakır ki hep onu... hatırlayasın, ama bu doğru değil.
I've never heard of them.
O adı daha önce hiç duymadım.
I'm sure I'm mistaken, Sergeant, but I thought I heard you tell... two of my detectives to ignore a case I assigned to them.
Yanıldığımdan eminim Komiser ama iki dedektifime, onlara verdiğim davayı bırakmalarını söylediğinizi duydum galiba.
Man, I heard of them.
Bunları duymuştum.
- I've never even heard of them.
- Daha önce duymamıştım.
I heard he get them runaways all the time.
Duyduğuma göre bütün kaçanları yakalıyormuş.
Yeah, I'll say. In the mid'60s, a team of scientists, one of them a geologist, spent time investigating Rose Red and heard the house scream several times.
- 60'ların ortalarında bir grup bilim adamı Rose Red'de araştırma yaptı ve evin bağırdığını duydular.
Sir, um, I heard from the civil rights leaders earlier today and spoke to them early this morning.
Efendim, eee... İnsan hakları liderlerinden haberler aldım. Ve bugün sabah erkenden onlarla konuştum.
I am competing with them. When I apply to colleges, you might have heard of this, they look at these things called grades.
Kolejlere başvurduğum zaman belki duymuşsunuzdur, değerlendirmeyi not -
- Yes, I definitely heard them.
- Evet, kesinlikle duydum.
I definitely heard them.
Kesinlikle duydum.
I've heard them.
Bunları daha önce de duydum.
I went in. I found another dead guard. Jerry Lee tracked the perps, we observed them in their heist, they heard us, they fled, I followed in pursuit, the one guy killed the other guy, and took off while you guys and your three-ring circus were arresting me.
Ölü bir güvenlikçi daha buldum adamları izledik, onları iş üzerinde gördük, bizi duydular, kaçtılar onları izledim, adamlardan biri ötekini öldürdü ve kaçtı, o sırada sizler de haltmış gibi gibi beni tutukladınız.
Both of them sing very beautifully. I've heard them when they came home.
Her ikiside çok güzeller Onların nezaman geldiğini duydum
I heard the mafia puts them in the asshole.
Mafyanın onları kıç deliğine soktuğunu duymuştum.
I often heard them say that "Twilight Seibei was an unlucky man."
Babam hakkında konuşanlar... "Alacakaranlık Seibei şanssızdı" diyorlardı.
I've heard of your tactics and i'm not putting up with them.
Bu Anne Tenzer. Ellen Tenzer'ın yeğeni.
I've heard of them, but my government firmly rejects its tenets and its methods.
Duymuşluğum var tabi, ama hükümetim eylemlerine ve yöntemlerine şiddetle karşı.
No, really, I guess I heard about some exalted wild guys flying around, doing what you are claiming to be doing, but sure as hell, I think never to meet them.
Hayır, ciddiyim. Etrafta uçuşup, senin yaptığını iddia ettiğin şeyleri yapan yüce vahşi adamlarla ilgili dedikoduları duymuştum ama onlarla tanışacağımı hiç düşünmemiştim.
Skenches. I've heard about them.
Skenchleri daha önce duymuştum.
I've heard of them.
Sanırım onları duydum.
You'd laugh, you heard some of the things I've done to them.
Onlara yaptığım bazı şeyleri duysan gülersin.
- Come on, I've heard them all.
- Hadi, hepsini daha önce duydum.
Because I heard that if you don't find them in the first 12 hours...
Değil mi? Çünkü duyduğuma göre, ilk on iki saatte bulunmazlarsa...
I heard one of them yell,'Charge!
Savaşa hazırlanıyorlardı.
cleared the job quick when they heard I was out looking for them.
Benim onları aradığımı duyunca hemen işi halletmişler.
Because I never heard them, not once.
Çünkü ben bir kez bile duymadım.
I've not heard of them. They are an ancient order... That believes God exists in the depths of space.
- Tanrının uzayın derinliklerinde olduğuna inanan eski bir düzen var.
I've heard about other towns bringing in counsellors that know how to find things out from kids without really telling them what's going on.
Diğer kasabalarda danışmanlar, çocuklara neler olduğunu anlatmadan bilgi alabiliyorlarmış.
- I've never heard of them.
- Ben hiçbir şey duymadım.
I heard people can have this thing happen to them- - a moment that changes their lives forever.
İnsanların hayatını sonsuza dek değiştiğinde. Böyle şeyler aklından geçebiliyor.
I heard they were helping children who had been forced into the war so I ran to them.
Savaşa zorlanan çocuklara yardım ettiklerini duydum. Ben de onlara kaçtım.
I've heard about them, but I never had one.
Çok duydum ama hiç tatmadım.
i heard them talking 16
i heard it too 19
i heard her 44
i heard you the first time 95
i heard screaming 20
i heard a noise 55
i heard 1243
i heard it 224
i heard you talking 16
i heard you 527
i heard it too 19
i heard her 44
i heard you the first time 95
i heard screaming 20
i heard a noise 55
i heard 1243
i heard it 224
i heard you talking 16
i heard you 527