English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ I ] / In another life

In another life traduction Turc

734 traduction parallèle
I feel as though I lived through all this before in another life.
Bu olanları sanki daha önce başka bir hayatta yaşamış gibiyim.
You don't believe in another life.
Ben başka bir hayata inanmam.
But in another life. A double life?
Çift yaşamın mı var?
Cordier must have been a bird in another life.
Cordier başka bir hayatta kuştu galiba.
In another life almost.
Başka bir hayatta, neredeyse.
"In another life."
"Başka bir hayatta."
We may meet in another life but not again in this one.
Başka bir hayatta karşılaşabiliriz ama bu hayatta bir daha karşılaşmayacağız.
See you in another life.
Başka bir hayatta görüşürüz.
In another life,
Başka bir hayatta,..
You have another life in your body.
Başka bir can taşıyorsun.
That means there's another woman in his life.
Bu da hayatında başka bir kadın olduğu anlamına geliyor.
Thus this film is but another anecdote, simple and almost trivial, of life in the working... poverty-stricken classes of the common people.
Bu ölçüde bu film, başka bir basit ama abes noktaya da parmak basmaktadır. Çok çalışan ama yokluk çeken tramvay işçilerinin mesleki hayatlarına.
He gave up an ulcer job in civilian life for another ulcer job in the Marine Corps.
Sivil hayatındaki iğrenç işini, Askeri Birlik'teki iş için bıraktı.
I found another one... in the cellar at Becky's house... coming to life while I stood there watching it.
Becky'nin mahzeninde, ben tam yanındayken, canlanan bir tane daha gördüm.
In another life, maybe.
- Belki başka bir hayatta.
Ladies and gentlemen, you have just listened to another episode in the life of Bunny Watson, spare tire. Oh!
Hanımlar, beyler, dizimizin en son bölümünü dinlediniz : Yedek Lastik Bunny Watson'un Yaşamı.
I never conceived the possibility of another man in your life.
Hayatında başka birinin olma ihtimalini bile düşünmemiştim.
- Yes, that's true. Yet, there is a look in this blue... like onto another life.
- Evet, aynen öyle bu mavide sanki başka bir hayata bakış var.
A man living in mortal fear of a house and yet he is risking his life to spend another night here.
Ölümüne bu evden korkan bir adam, hayatı pahasına bu evde bir gece geçirmeye geliyor.
Every minute of time we buy for Sam Houston is another precious minute in the life of Texas.
Sam Houston için kazanacağımız her dakika Teksas'ın hayatında, değerli bir dakikadır.
MAYBE WE'D BE KINDER TO ONE ANOTHER KNOWING THAT IN A PREVIOUS LIFE WE WERE POOR OR HURTING OR HUNGRY.
Belki diğer insanlara daha nazik olurduk geçmiş yaşamlarımızda belki fakir veya yaralı veya aç olduğumuzu bilerek.
You believe that I could ever- - ever- - in my whole life... step up and repeat... to another living soul... what that man- - what he did?
Sen benim- - hiç- - hayatta... o adamın ne yaptığını... kalkıp başka bir insana... anlatabileceğime inanıyor musun- - ne yaptığını?
We've met a thousand times in our dreams, only to awake to the emptiness of life without one another.
Rüyalarımızda binlerce kez buluştuk. Sadece bir diğerimizin olmadığı boş bir dünyaya uyandık.
Well, that's why we're here - to help one another out in this life.
Hayatta amaç birbirimize yardım etmek değil mi?
She had already been in season and was capable of having her own cubs and she started to realize there was another life than the one we had been living together.
O zaten dönemindeydi ve kendi yavrularına sahip olabilecek yaştaydı. ve birlikte yaşadığımız hayatın dışında başka bir hayatın da olduğunun farkına varmaya başlamıştı.
I didn't become an agent to spend my life in Paris suburbs... going from one meeting to another.
Hayatımı Paris varoşlarında, bir toplantıdan diğerine giderek geçirmek için casus olmadım.
- Spock, what are the odds, in such absolute duplication, of life forms in another galaxy?
Başka bir galaksinin yaşam formlarını kopyalama ihtimali ne?
So, if you see me with another girl, pretend not to know me or it could put my life in danger.
Bir daha beni başka bir kadınla görürsen hiç tanımıyormuş gibi yap. Yoksa hayatım tehlikeye girebilir.
- Another man's life in your sights!
- Nişangahında bir insanın hayatı!
This question is a bit awkward, but I'm afraid I'm gonna have to ask - was there ever another man in her life?
Bu soru biraz münasebetsiz olacak, ama korkarım sormak zorundayım. Anlıyorum. Hayatında hiç başka bir erkek oldu mu?
Welcome to another day in the life of the Crocketts.
Crockett'larla başka bir güne daha hoşgeldin.
Go see how many times it will go away... in love with another and wanting to change your life!
Göreceksin... zamanı gelecek, burnun sürtecek. Hayatını değiştirmek için, ezilmeyi göze alıyorsun.
Another typical day in the life of Miss Dum-Dum.
Bayan salağın hayatında bir başka tipik gün.
We believe... that when the human life is over, the soul returns to trees, to air, to fire, to water, to animals, so that Rowan Morrison has simply returned... to the life forces in another form.
Bizim inancımıza göre... insan hayatı sona erdiğinde... ruh ağaçlara, havaya, ateşe, suya, hayvanlara geri döner. Rowan Morrison da başka bir biçim altında... yaşam güçlerine döndü.
Munch uses the occasion to study the effect of his paintings placed next to one another in the order of their developing theme for now he is planning and working on a whole cycle of paintings that will link together a Frieze of Life as Munch calls it
Munch, bu durumu zamanla gelişen temalarından dolayı tabloları yan yana dizerek etkileri üzerine çalışma amacıyla kullanır. Şimdilerde, doğanın ve varlığın anlamını ortaya çıkarmak için bir tablolar bütününü oluşturacak Munch'un da tabir ettiği gibi Hayatın Frizleri serisi üzerinde düşünüyor ve çalışıyor.
But you see, the only thing I can really speculate on, Nurse Ratched, is the very existence of my life - with or without my wife - in terms of the human relationships, the juxtaposition of... one person to another, the form, and the content. Perhaps.
Ne var ki, hakkında gerçekten fikir yürütebileceğim tek şey, Hemşire Ratched yaşamımın varoluşu.
I'm gonna know for the first time in my life, see, that I weren't just another bum from the neighborhood.
.. hayatımda ilk kez, bir.. .. sokak serserisi olmadığımı anlayacağım.
I've only regretted doing one thing in my life. I won't regret another.
Hayatımda bir kere pişman oldum. Bu bir daha olmayacak.
If I never see another piece of glass in my life, I'll be happy.
Hayatımda bir daha hiç cam parçası görmezsem, mutlu olacağım.
The only way you can return to life is in the body of another man.
Ancak başka bir erkeğin bedeninde yaşama geri dönebilirsiniz.
Once you're married to my daughter, you'll never wash another dish in your life.
Kızımla birkez evliysen hayatında asla tabak yıkamazsın.
Dear Book, this is another day in the life.
Sevgili kitap, bu hayatta başka bir gün.
I never killed another human being in my life,
Ben hayatımda hiç insan öldürmedim,
There's another man in my life and he's someone you know.
Hayatımda biri var ve onu tanıyorsun.
So, I've decided that if my wealth cannot help me in this life, then my God, it's going to buy me another one.
Bu yüzden karar verdim, eğer zenginliğim bana bu hayatta yardım etmiyorsa, Tanrı bana yeni bir şans verecektir.
Yes, the two of us we can start a new life far from here in another land.
Evet, ikimiz yeni bir hayata başlayabiliriz buradan uzakta bir başka ülkede.
Daddy, I'm never gonna start another fire in my life.
Baba, hayatım boyunca bir daha hiç ateş çıkarmayacağım.
I'm never gonna hurt another person in my life.
Bir daha hiçbir kimseyi incitmeyeceğim.
I said I would never start another fire in my life.
Hayatımda bir daha yangın çıkarmayacağımı söylemiştim.
And I could never make him understand that I had another life waiting for me in another world and another time.
Hiçbir zaman beni bekleyen başka bir dünyanın ve zamanın var olduğuna onu inandıramadım.
I thought this was gonna be another in the never-ending series of poundings in my life.
Çok teşekkürler. Hayatımda sonu gelmeyen dayaklardan biri olacak sandım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]