English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ I ] / Isn't he beautiful

Isn't he beautiful traduction Turc

81 traduction parallèle
Isn't he beautiful?
Güzel at değil mi?
Isn't he beautiful?
Yakışıklı, değil mi?
- He's beautiful, isn't he?
- Güzel bebekti, değil mi?
Isn't he beautiful?
Çok güzel değil mi?
Isn't he beautiful? Isn't he lovely?
Ne güzel değil mi, ne harika?
Isn't he beautiful?
Güzel değil mi?
Isn't he beautiful?
Ne kadar yakışıklı değil mi?
- Peck Peck. Isn't he beautiful?
Sevgili Pouic-Pouic'im, ne kadar da güzel, öyle değil mi?
- Yes. Isn't he beautiful?
- Evet, çok güzel değil mil?
I suppose man believes in his beauty only because he is vain and he suspects that he isn't really beautiful.
Bana göre, insan kendi güzelliğine sırf kibirinden dolayı inanmaktadır ve aslında güzel olmadığından kuşkulanmaktadır.
Isn't he beautiful?
O güzel değil mi?
Isn't he beautiful?
Çok güzel, değil mi? - Evet.
Yes. Isn't he incredibly beautiful?
- Kusursuz bir güzelliğe sahip, değil mi?
- Beautiful, isn't he?
- Şahane, değil mi?
Oh, isn't he beautiful?
Çok güzel, öyle değil mi?
- Isn't he beautiful?
- Çok yakışıklı değil mi?
- Isn't he beautiful?
- Güzel değil mi?
Isn't he beautiful?
Çok güzel, değil mi?
Isn't he beautiful?
Ne tatlı, değil mi?
Isn't he beautiful?
Evet.
Colin is very beautiful, isn't he?
Colin çok güzel, değil mi?
- He's beautiful, isn't he?
- Çok güzel, değil mi?
Homey, isn't he beautiful?
Homey, çok güzel değil mi?
He's a superb player. And-And quite, uh, quite beautiful to watch, isn't he?
İzlemesi de çok zevkli, değil mi?
Isn't he beautiful?
Ne kadar güzel, değil mi?
Beautiful, isn't he?
Güzel değil mi?
Isn't he beautiful?
- Evet.
He's so beautiful, isn't he?
Çok güzel, öyle değil mi?
- Beautiful, isn't he?
Güzel adam değil mi?
He's so beautiful, isn't he?
İyi. Çok güzel, değil mi?
Isn't Papa's garden beautiful? He works so hard on it.
Papámızın bahçesi ne güzel, değil mi?
Why isn't he back with a beautiful message?
Neden bana güzel bir haberle dönmüyor?
Francis : Oh, isn't he beautiful?
Güzel değil mi?
- Beautiful, isn't he?
- Güzel değil mi?
- Beautiful, isn't he?
Güzel değil mi?
Oh, god. Isn't he... beautiful?
Tanrım ne kadar güzel, değil mi?
He's beautiful, isn't he?
Güzel, değil mi?
Susan? Isn't he beautiful, Hank?
- Ne güzel değil mi Hank?
Isn't he beautiful?
- Ne güzel değil mi? - Mm.
He's beautiful, isn't he?
Çok güzel, değil mi?
Isn't he beautiful?
Çok şirin değil mi?
Isn't he beautiful?
Bu çok güzel değil mi?
Isn't he beautiful?
Sizce de çok güzel değil mi?
Isn't he beautiful?
- Çok güzel, değil mi?
But it wasn't until he met his beautiful wife that he learned using logic and reason isn't enough.
Ta ki mantık ve nedenselliğin yeterli olmadığını öğrendiği güzel karısıyla karşılaşana kadar.
Isn't he beautiful?
Ne güzel, değil mi?
At bedtime, he'd always point out at the night sky, and said... "there's your moon, Amy", isn't it beautiful? That's where your dreams come from.
Yatma vakti geldiğinde, gökyüzüne bakarak şöyle derdi "senin Ay'ın var, ne kadar mükemmel değil mi orası rüyalarının geldiği yer".
- Isn't he beautiful?
- güzel mi?
Oh, isn't he beautiful?
Çok güzel, değil mi?
- Oh, yes, he's very beautiful, isn't he?
Oo, evet, çok yakışıklı, değil mi?
There's my cure. Isn't he beautiful?
İşte benim tedavim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]