It almost killed me traduction Turc
62 traduction parallèle
It almost killed me.
Beni öldürecekti.
Especially that one. It almost killed me.
Özellikle de bunun hakkında.
It almost killed me.
Neredeyse ölüyordum.
Look, Bart. It almost killed me but I handcrafted all 75 characters from Oliver Twist.
Bak Bart. Yorgunluktan ölecektim ama Oliver Twist'deki 75 karakteri kendi ellerimle yarattım.
It almost killed me here.
Beni neredeyse öldürüyordu.
It almost killed me.
Neredeyse öldürüyordu beni.
They didn't know it, and it almost killed me.
Bunu bilmiyorlardı, nerdeyse beni öldürüyordu.
Dude, it almost killed me to say that shit to you.
Dostum, sana onları söylemek beni nerdeyse öldürüyordu.
I have been lied to before, Felix, and it almost killed me!
Bana daha önce de yalanlar söylendi, Felix, ve beni neredeyse öldürüyordu!
Your mother's death... It almost killed me.
Annenizin ölümü, beni neredeyse öldürüyordu.
But even making the offer, it almost killed me.
Ama bu şeyi önermek bile, beni neredeyse öldürüyordu.
When I healed Lois in that dam, it almost killed me.
O barajda, Lois'i iyileştirdiğimde, az kalsın ölüyordum.
It almost killed me.
Neredeyse beni öldürüyordu.
Yeah, well, it almost killed me.
Evet, az daha benim katilim oluyordu.
Mm-mmm. - It almost killed me.
Az kalsın ölüyordum.
But it almost killed me. I was dead for three minutes. And let me tell you, when you are lying on a stretcher,
Ve bir şey diyeyim mi, o sedyede yatarken son nefeslerini alıp verdiğini düşünürken mutlu olarak ölmenin üzgün olarak yaşamaktan iyi olduğunu düşünmüyorsun.
It almost killed me.
Neredeyse beni öldürecekti.
It almost killed me.
Ölüyordum neredeyse.
You hurt the one who loves you and it almost killed me.
# Sen, seni seven birini incittin ve bu beni az kalsın öldürüyordu. #
It almost killed me the last time you did it, and you just did it again.
Son yapışında beni neredeyse öldürüyordun ve şimdi bir kez daha yaptın.
When that doctor told me I couldn't eat lobster and I did it anyway, it almost killed me.
Doktor bana ıstakoz yiyemeyeceğimi söylemesine rağmen yediğimde az kalsın ölüyordum.
It was only a half, but it almost killed me.
Yarım saat kadar sürdü ama az kalsın ölüyordum.
But, when I nearly lost you back there it almost killed me.
Ama seni orada kaybediyor üzere olmak beni neredeyse öldürüyordu.
Last time I succubused them, it almost killed me.
En son onları succubus'ladığımda neredeyse beni öldürüyordu.
I held on to you for so long it almost killed me, but I can't anymore.
Sana uzun zamandır tutunuyordum ve neredeyse ölecektim. Artık yapamıyorum. Hayatım bu artık.
I held on to you for so long it almost killed me, but I can't anymore.
Sana o kadar bağlıydım ki neredeyse ölüyordum ama artık bitti.
It almost killed me.
Az kalsın beni öldürüyordu.
Once, but it almost killed me.
bir kez, ama nerdeyse ölüyordum.
The mute almost killed him He saved me and you know it Yes, I did
Dilsiz adam onu öldürmeye çalıştı hayatımı kurtardı, biliyorsun işte evet, biliyom ama ne önemi var ki onun
It's almost 6, you have until the clock's last stroke... to tell me that you killed him, or else I will kill you.
Antredeki saatin sesi gelir şimdi. Saat son vuruşuna kadar zamanınız var bana onu öldürdüğünüzü söyleyin yoksa ben sizi öldürürüm.
At which time it almost got me killed.
O zamanda neredeyse ölüyordum.
It almost got me killed tonight.
Bu gece beni neredeyse öldürtüyordu.
you almost killed me, and you say it was an accident?
Az kalsın beni öldürüyordun, Ve bir kaza olduğunu mu söylüyorsun?
Seems to me I heard about a guy just your age who got hit so hard in the guts it almost killed him
Tam senin yaşında bir adamın... karnına çok ciddi bir darbe aldığı için, neredeyse öldüğünü duymuştum.
Oh, it chills me. To think that they almost killed your little friends looking for some daft treasure map.
Saçma sapan bir define haritası için neredeyse küçük arkadaşlarını öldüreceklerini düşünmek tüylerimi diken diken ediyor.
You almost got me killed. The guy says it doesn't work.
Müşterim formülün tamamlanmamış olduğunu söyledi.
It felt like she almost killed me.
- Neredeyse beni öldürdüğünü sandım.
Well, that was the pride talking, and it almost got me killed already.
O konuşan gururdu ve az önce neredeyse beni öldürtüyordu.
It almost killed me.
Bu beni neredeyse öldürdü.
Oh, you know, this film was such a labour of love for me, and it was a very difficult journey that I took - a journey that almost got me killed by FBI agents and gangsters.
- Beni sevenler için söylüyorum. Çok zorlu bir işti diyebilirim. FBI ajanları az daha beni öldürecekti.
She almost killed me with it.
Neredeyse beni öldürecekti.
My father had seen it yesterday he had almost killed me.
Dün babam görmüş.. .. ve neredeyse beni öldürüyordu.
It almost got me killed. I paid $ 20 for this.
Senin yüzünden az kalsın ölüyordum.
It was a group rape and they almost got me killed.
Hala duştaydım
It is not enough that you killed the bird I've had for almost 60 years. But the fact that you didn't trust me is unforgivable.
Neredeyse altmış yıldır bende olan kuşu öldürmeniz yeterli değilmiş gibi, ama bir de bana güvenmediğiniz gerçeği, affedilemez.
We know you killed Max, you pinned it on Gina, and you almost managed to bamboozle me with your incredible awesomeness.
Max'i öldürdüğünü ve suçu Gina'nın üstüne yıktığını biliyoruz. Ve akıl almaz mükemmeliğinle, beni nerdeyse kandırmayı başarıyordun.
You almost killed me, so I say it does.
Beni neredeyse öldürüyordun, o yüzden ilgilendirir.
I have no college plans, no idea what the future holds for me, but I do know that it's time that I start truly living, and since you almost killed me this year,
Üniversiteye dair bir planım yok. Geleceğim hakkında hiçbir fikrim yok. Ama hayatımı gerçek anlamda yaşamamın vaktinin geldiğini biliyorum ve bu sene beni neredeyse öldürdüğünü göz önünde bulundurursak bunu bana göstermeye mecbursun diye düşündüm.
I thought I-I had a handle on all this stuff, but I-I didn't follow my orders, and I almost got myself killed, and... and from now on, whatever you want me to do, whatever it is that I need to do,
Bütün bu işleri halledebileceğimi sandım, ama emirlere uymadım. Ve neredeyse kendimi öldürtüyordum. Ve... ve bundan böyle, benden ne yapmamı istersen yapmam gereken her neyse...
And it almost got me killed, transformed into one of those things.
O şeylerden birine dönüştüm.
And in 1977, i almost killed Your best friend because it should have been you There to help me, stefan.
1977'de en iyi arkadaşını öldürecektim çünkü yardıma gelen sen olmalıydın Stefan.