English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ L ] / Let's see you

Let's see you traduction Turc

4,344 traduction parallèle
Let's see if I can trust you.
Bakalım sana güvenebilecek miyim.
All right, let's see what you've got.
- Tamam, bakalım yaptıklarına.
Okay, let's see how good you really are.
Pekâlâ, bakalım ne kadar iyiymişsin.
Let's see how much you weigh.
Bakalım ağırlığın ne kadar.
Let's see how you do.
Bakalım sen ne yapacaksın.
Don't you think it's time you stepped out from it, and let the gods see you for who you really are?
Artık ortaya çıkıp tanrılara gerçek kimliğini göstermenin vakti gelmedi mi?
Ok, uh, let's see... you killed two people in the line of duty last year.
Bakalım. Geçen sene görev başında 2 kişi öldürmüşsünüz.
Let's see what you can do.
Bakalım neler yapabiliyorsun.
Come on, let's go and play I never see you anymore
Oyunlar oynasak Seni hiç görmüyorum artık
Let's see what you got, mate.
Bakalım burada ne varmış.
Go back and tell the doctor that Mr. Seward's son refused to let you see him if you think I cannot be trusted with the medicine.
Eğer ilaç konusunda bana güvenmiyorsanız, doktora gidip Bay Seward'ın oğlunun onu görmenize izin vermediğini söyleyin.
Let's see what you can do.
Neler yapabileceğini görelim.
Let's see if we can get that budget meeting pushed and instead see if you could set up a conference call with Ramey.
Şu bütçe toplantısını ileriye atalım... ve Ramey ile bir toplantı yapalım.
Let's see if you are like me.
Benim gibi misin görelim.
Let's see if you still have a spark of honor.
Sende hala şerek kıvılcımları görüyorum.
Well let's see if you're fist-tose intolerant.
Bakalım yumruk hazımsızlığın var mı.
Hold on, let me see if there's anything for you.
- Bekle, sana bir şey gelmiş mi bakayım.
Let's see if you can guess who's visiting on business?
İş sebebiyle kim ziyaret ediyor, tahmin edebilecek misin?
Maybe you should just let go ofhim and see what happens?
Belki de onu biraz kendi haline bırakıp neler olacağına bakmalısın.
Let's see how you are doing.
Nasıl yaptığına bakalım.
Thank you. ( mumbles ) Let's see...
Teşekkürler.
Let's see if you can.
Bakalım yapabiliyor musun?
Now let's see yöu laugh.
Şimdi gül de görelim bakalım.
Now let's see yöu laugh.
Hadi sıkıysa şimdi gül de göreyim.
Let's see if you really got the guts.
"Hapiste bizi tutamayacağınızı göreceksiniz."
Let's see if you like it.
Bakalım bunu beğenecek misin.
let's see what haunts you.
bakalım seni rahatsız eden neymiş.
let's see what is haunting you... and your dreams.
bakalım seni ney rahatsız ediyor... ve de düşlerini.
Well, if he's still alive when you next see him, let him know I'm on my way.
Pekâlâ, bir dahaki sefer gördüğünde hâlâ hayattaysa ona yolda olduğumu söyle.
Now let's see, you're Bill, right?
John : Bakalım şimdi, sen Bill'sin, değil mi?
Let's see what you got.
Bakalım anlamış mısın?
See, I could smack you across the face, but I think it's better I get out your way let life bend you over instead.
Ay ne şirin! Bak, istesem ağzını yüzünü yamultabilirim. Ama önünü açmak bana daha kolay geliyor.
Let's see if you can pull it off.
Yapabiliyor musunuz görelim.
Let's get closer so you can see his last breath.
Seni yaklaştıralım da son nefesini gör.
Let's see what you can do.
Ne yapabildiğini göster bakalım.
Let's see how you do against an opponent.
Bir rakip karşısında ne yapabildiğine bakalım.
So this was mine when I was about your size. Let's see how it looks on you.
Bakalım sende nasıl duracak?
- Let's see if you notice.
- Bakalım fark edebilecek misin?
Let's see you try! Shush!
- Gel de göstereyim!
Let's see your real one, unless you want me to call Mum and Dad, we'll do this down the station.
Gerçek olanı görelim. Tabii annenle babanı arayıp... bunu merkezde yapmamızı istemiyorsan.
You see what happens when you let me spoil you?
Seni şımartınca ne olduğunu gördün mü?
Why don't you let me see a picture of your handsome, little devil?
Neden şu yakışıklı, küçük şeytanın resmini göstermiyorsun?
Topless is as nude as anyone is ever gonna want to see you. Let's say you do it.
- Yarı çıplak da kimsenin seni görmek istemeyeceği kadar çıplak.
Let's see what you got in...
Bakalım neler varmış...
Let's see what you make of these.
Bakalım bunlar hakkında ne düşünüyorsun.
Let's see what you got.
Elleri görelim.
Let's see what you can do.
Neler yapabildiğini görelim.
- Now let's see you make a construct.
- Şimdi senin bir yapı yaptığını görelim.
If you just go... Let's just take a quick picture, see.
Bir saniye, bir saniye... şurada şipşak bir fotoğrafını çekeyim.
You, up on the curb - - let's see some I.D. now.
Kaldırıma geçin. Kimliklerinizi gösterin.
Let me book you in to see one our advisors tomorrow, and then, if you still want to go ahead, you know, hey, that's fine.
Danışmanlarımızdan birini görmen için sana yarına randevu yazıyorum, ondan sonra nasıl istiyorsan, hey, istediğini yapabilirsin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]