Like usual traduction Turc
328 traduction parallèle
We get out of the car like usual.
Arabadan normal bir şekilde çıkıyoruz.
He was just old Barney, like usual.
Bizim Barney gibiydi işte, her zamanki hali.
They probably took them to the Cantore barracks, like usual.
Her zaman olduğu gibi onları muhtemelen Cantore kışlasına götürmüşlerdir.
These men don't look like usual mourners.
Bu adamlar ölü yakınına benzemiyor.
All I know is, 15 cents worth, like usual. That includes everything that's decent to do to a man.
Bildiğim 15 sentlik, yapılacak olanı da yaptım zaten.
Besides, we're going after one man, not some fat corporation like usual.
Ayrıca, tek bir adamın peşindeyiz, her zamanki gibi koca bir şirketin değil.
- 1 : 30 like usual?
- Her zamanki gibi 13 : 30 uygun mu?
Everything's been like usual.
Hiçbir şeyden şüphelenmemem ya da dikkatimi çeken hiçbir şeyin olmaması.
Terribly boring like usual.
TV herzaman ki gibi dehşet sıkıcı.
- Nothing special, like usual.
- Özel bir şey yok, her zamanki.
Like usual.
Her zamanki gibi.
Did you notice that last night he wasn't studying road maps and fondling his car keys like usual?
Dün akşam, her zamanki gibi yol haritası incelemedi ve anahtarlarını okşamadı dikkat ettiyseniz.
Well that might be because you're not lying down like usual.
Çünkü her zaman ki gibi uzanmadığın içindir!
Don't use your mother like usual.
Her zaman yaptığın gibi anneni kullanma.
The usual small ads like this... "Middle aged man young at heart... " seeks young blonde to read to him at night. "
Böyle sıradan küçük reklamlar "Yaşı geç ama kalbi genç bir adam geceleri ona kitap okuyacak sarışın bir bayan arıyor."
- My Lady, would you like the usual biscuits? - Yes, darling.
- Her zamanki bisküvilerden ister misiniz?
He stands in battle and gets shot at so that sanctimonious little skinflints like you can run around in safety doing business as usual.
Sizin gibi sofu cimriler güvenli bir biçimde iş yapsın diye o savaşıp vuruluyor.
Sir, our usual defense against tanks is to call for artillery... and then run like a jackrabbit.
Efendim, tanklara karşı normal savunmamız, topçu birliğine haber verip... tabanları yağlamaktır.
That sounds to me like one of those compliments that hide the usual reproach : Dolce far niente. I'm sorry, I don't understand.
Bana sanki, altında gizli bir serzeniş yatan komplimanlardan biri gibi geldi.
I expect you would like turkish, as usual?
Her zamankinden istersin sanırım, Türk sigarası?
We'd spotted them earlier in the afternoon and like hunters, we tracked them at a distance... instead of hounding them as usual with our name-calling and teasing
Öğleden sonra onları tespit ettik ve tıpkı avcılar gibi, belli bir mesafeden takip ettik... Her zaman yaptığımız gibi onları tahrik etmek yerine ;
Yeah, he ain't like the usual kid with a gun.
Evet, diğer eli silahlı çocuklara pek benzemiyor.
But now, from the kindness of his heart, he would like a child... without the trouble and the problems... and discomforts of going through the usual channels.
Ancak müvekkilim, iyi kalpliliğinden, bir çocuk sahibi olmak istiyor. Bunu normal yollardan yapmanın... sıkıntılarına ve dertlerine katlanmak zorunda kalmadan.
If he's like that, Satoe, can't you influence him in your usual way?
Eğer öyleyse Satoe, neden onu kendi yöntemlerinle etkilemiyorsun?
Tell him it's only because I like his smiling face, et cetera you know, the usual horse manure.
Onun güleç yüzünü sevdiğimi söyle yıkama yağlama yap.
And yet the Federation will have us grub away like some ants on some somewhat larger than usual anthill.
Federasyon bizim hala karıncalar gibi eşelenmemizi istiyor, hem de bir karınca yuvasından biraz daha geniş bir tümsekte.
Well, as usual, I feel like an expectant father.
Bugün de müstakbel bir baba gibi heyecanlıyım.
Well, it's usual to say something like, "Rest in Peace."
Eh işte, "Huzur içinde yatsın" gibi bir şeyler yazmak adettendir.
Doesn't look at all like the usual gangster crap, does it?
Alıştığımız gangster işine benzemiyor, değil mi?
So if you'd like to signify your preference in the usual manner...
Tercihinizi olağan tavırlarımızla belirtebilirsiniz...
They're not like your usual pest.
Bunlar alıştığınız zararlı böceklerden değil.
The usual. I like to pick up a phone, get out, have fun.
Arada sırada bir telefon açıp, dışarı çıkıp eğlenmeyi severim.
It's just my usual paralysis when I start to like someone.
Ne zaman birinden hoşlanmaya başlasam, genelde hep böyle felç geliyor.
We've had all the usual requests but here's a new one you might like.
Sıradan önerileri yaptık ama burade hoşuna gidebilecek yeni bir tane var.
-? It was business as usual? - Looks like some kind of illegal activity goin'on here.
Burada yasadışı bir faaliyet var gibi.
Well, that sounds like the usual phony cover-up.
Kulağa şu düzmece örtbas işi gibi geliyor.
Your cadets have been doing their usual fine job... so it looks like I've got this one in the bag.
Öğrencilerin her zamanki gibi döktürüyor... o yüzden benim kazanacağım kesin.
Some, like your age, place of birth, are the usual statistics.
Bazısı, yaşın, doğum tarihin gibi bilindik sorular.
Well, you get to say,'The usual, Col,'things like that.
"Her zamankinden Col" falan gibi şeyler söyleyebilirsiniz.
One of the reasons why Nightline has the usual suspects is, one thing you have to do when you book a show is know that the person can make the point within the framework of TV. If people don't like that, they should understand it is as sensible to book somebody who takes eight minutes to answer as it is to book somebody who doesn't speak English.
Gençlik gruplarına, İbrani yaz kamplarına liderlik ettim, sosyalist çift ulusluluğumuzun,... Yahudi birliğimizin ve bunun gibi birçok güzel paylaşımın içinde yer aldım.
- She sounds like her usual self.
- Bakın sesi her zamanki gibi normal.. - Lloyd..
The taste of the usual was like cinders in his mouth.
Alışkanlığın ağzında bıraktığı tat kül gibiydi.
They do things like that... just in case the usual inducements don't work.
Boyle seyler yapiyorlar... siradan baskilar belki ise yaramaz diye.
If a man like you has a problem, I expect you to solve it... with your own usual flair.
Eğer senin gibi bir adamın sorunu olursa, Bunu kendi özel yeteneklerinde çözmeni beklerim.
It looks like business as usual but that's impossible because all shops and businesses have been closed until further notice.
İşler her zamanki gibi gözüküyor ama bu imkansız çünkü bütün dükkanlar ve işyerleri sonraki duyuruya kadar kapatıldı.
Like everyone, I'd seen Arthur Miller's play and, as a youth, had the usual deprecating attitude to business and sales.
Neredeyse herkes gibi, ben de Arthur Miller'ın oyununu izlemiştim ve satış dünyasını aşağılama tavrına sahiptim.
This could be a turf hit, but it doesn't look like your usual gang crap.
Bu bölgedeki çetenin işi olabilir ama onların tarzına pek benzemiyor.
Why can't you just be calling to borrow money like usual, Pete?
Neden sadece borç istemek için aramadın ki?
Doesn't sound like the usual mindless, boring, gettin'- to-know-you chitchat.
Bu alışılmış birbirimizi tanıyalım saçmalıklarına pek benzemiyor.
I would like to depart from my usual format because I read a book that...
Bu yeni saatte her zamankinden farklı bir şey yapacağım. Geçenlerde okuduğum bir kitap..
The woman's dead... and that machine is running right now... all right, like nothing happened... business as usual... 6 miles from here... 6 miles.
Bu kadın öldü ve makine yine çalışmaya başladı. Hiç bir şey olmamış gibi. 10 km ötede buradan..
usually 803
usual 64
like my father 47
like a virgin 32
like you mean it 28
like a dream 34
like a bird 44
like me 894
like a 442
like a baby 70
usual 64
like my father 47
like a virgin 32
like you mean it 28
like a dream 34
like a bird 44
like me 894
like a 442
like a baby 70
like a princess 21
like your brother 20
like your dad 19
like an angel 29
like i said 2538
like you and me 45
like i told you 172
like you told me 16
like i care 29
like always 190
like your brother 20
like your dad 19
like an angel 29
like i said 2538
like you and me 45
like i told you 172
like you told me 16
like i care 29
like always 190
like you 1448
like hell 158
like you said 759
like yours 81
like us 230
like father 112
like it or not 353
like the sun 18
like a cat 27
like your mother 32
like hell 158
like you said 759
like yours 81
like us 230
like father 112
like it or not 353
like the sun 18
like a cat 27
like your mother 32