English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ L ] / Little girl

Little girl traduction Turc

14,632 traduction parallèle
Honey, my sweetest, darling little girl.
Benim en tatlı balım, sevgili küçük kızım.
Our little girl's all grown up now.
Küçük kızımız serpildi artık.
Little girl, I am a hero.
Küçük kız, ben kahramanım zaten.
Look, the point is... for a little girl, child, thing, whatever... who had no business being down there... you did me a solid.
Çünkü ben hiç... - Bak, mesele şu ki küçük bir kızın ya da çocuğun işte her neyse, orada hiç işi olmazdı. Bana bir iyilik yaptın.
Remember what you did to that little girl Julie?
Şu küçük kıza ne yaptığını hatırla, Julie'ye?
That little girl, her mother...
O küçük kız, annesi...
Jeremy, that little girl you killed... that was my daughter.
Jeremy, öldürdüğün şu küçük kız... O benim kızımdı.
You foolish little girl.
Seni aptal kız.
"I hope my little girl is okay!"
"Umarım küçük kızım iyidir!"
You fucked up that poor little girl's life once.
Sen o zavallı küçük kızın hayatını bir kere mahvettin.
- He liked some other little girl.
- Başka küçük kızı severdi.
That's your little girl?
Şu senin kızın mı?
My little girl.
Kızım.
It's my little girl.
Küçük kızımla ilgili.
Well, he was causing problems for my little girl, too.
Kızıma da sorun çıkartıyor.
Who was the little girl's mother?
Küçük kızın annesi kim?
Arial, what's the name of the little girl I just bumped into?
Arial, içine attığım küçük kızın adı neydi?
There's a little girl! Stop, stop, stop!
Küçük bir kız var dur dur dur!
- You know what? I need to go use the little girl's room.
- Biliyor musun lavaboya gitmem gerek biraz.
The Queen will dream, that a little girl is sitting on her window sill.
Kraliçe küçük bir kızın penceresinde oturduğunu görecek. Uyandığında ise, ben orada olacağım.
It tells the story of a little girl.
Bir kızın hikayesini anlatıyor.
Yeah, I'm looking for a little girl in a red dress.
- Evet kırmızı elbiseli bir kız arıyorum.
I understand, I got a little girl myself. She ain't but...
Seni anlıyorum benimde kızım var.
Uh. Nothing I wouldn't do for that little girl.
Ona bir şey olmasını istemiyorum.
Who are you to gamble with that little girl's life.
Görünüşe göre küçük kızın hayatıyla kumar oynamıyorsun.
If you don't send that little girl down here, with that film, and I mean right now!
Eğer kızı buraya film ile beraber buraya göndermezsen, hemen şu an...
And it ends, when you're ready to send that little girl down!
O kızı buraya göndermediğin sürece de bitmeyecek!
That little girl IDs me.
O küçük kız kimliğimi ortaya çıkardı.
I can't send that little girl down here.
Kızı gönderemedim.
You give up your responsibility to the little girl.
O küçük kıza karşı olan sorumluluğundan vazgeçemiyorsun.
She's a beautiful little girl.
Çok güzel bir kızın var.
The photo of a little girl as psychopath, next to her father, the psychopath.
Ruh hastası babası ile birlikte ruh hastası kızı.
There's nothing wrong with that little girl.
O küçük kıza hiçbir yanlış değil.
Our beautiful little girl.
Güzel küçük kızımız.
She's just a little girl.
O sadece küçük bir kız.
Little girl!
Küçük kız!
Your stinky-ass dog took advantage of my sweet little girl.
Senin kokuşmuş köpeğin benim kızımdan faydalanmış.
Which would make this little girl Gabby.
Bu da seni küçük kızımız Gabby yapar.
Is that for that little girl out there? Yeah.
- Dışarıdaki küçük kız için mi bu?
You want to go and tell that sweet little girl that her pet lizard is dead?
Sen gidip o tatlı kıza kertenkelesinin öldüğünü söylemek ister misin?
Well, technically speaking, it's this pretty little girl here on my left, but since she's been cheating since round two...
Teknik konuşacak olursak, solumdaki güzel kız ama ikinci oyunda hile yaptığından beri...
Listen, dickweed, that little girl's a minor.
Dinle pislik! Bu kız daha reşit değil.
I threw that little girl out the window.
Şu küçük kızı pencereden fırlattım.
Relax, little girl.
Rahat ol küçük kız.
Today's event was special because a little girl participated in this celebration.
Bugünkü yarışmanın özel bir anlamı vardı çünkü küçük bir kız şenlikte yarıştı.
Once a week, came here to play a little girl from the farm with Brahms, Emily Cribbs.
Haftada bir Brahms'ın yanına bir kız gelirdi, adı Emily Cribbs.
Oh, you filthy little girl.
Seni yaramaz kız.
So every time you put him down, you ought to remember that he's why I'm always in nice dresses and jewelry and you're still lookin'like a little old farm girl.
Onu aşağılarken şunu da düşün, hep böyle güzel elbiseler giyip takılar takmamı ona borçluyum, sense hala köylü kızları gibi görünüyorsun.
I wasn't at first, but a little soul searching, ton of anonymous hook-ups, and a fair amount of liquor later, I think I'm finally okay with my brother dating the girl of my dreams.
Başka sakin kalamıyordum ama biraz içe dönüş rastgele kızlarla takılma ve biraz alkolle abimin hayallerimdeki kızla beraber olmasına sonunda alıştım sanırım.
Ice Box, the girl who plays football in the Little Giants.
Soğuk Nevale, Küçük Devler'de futbol oynayan kızlara deniyor.
Catherine always insisted that the birthday girl or boy had to endure a little ceremonial cake on the face.
Catherine hep doğum günü kızının ya da erkeğinin suratına pasta yapıştırılması gerektiği konusunda ısrar ederdi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]