Make it good traduction Turc
2,036 traduction parallèle
Make it good.
Sağlam yaz.
Oh, make it good, Australia, man. Don't fuck this up.
Sakin ol Avustralyalı, sakın bunu bok etme.
You want me to believe this, make it good!
Asla olmaz. Buna inanmamı istiyorsan, daha iyi yap!
Make it good.
Güzel yap.
That doesn't make it good.
Bu onu iyi yapmaz.
Bradley, make it good.
Bradley, iyi bir haber verin.
I'll make it look good, too.
Güzel görünmesini de sağlarım.
Adriana, you make him understand it's over for good. Father : You set him straight.
Adriana iyilikle anlat.
One of the good things about the ancient astronaut theory, It's that it make us think.
Eski astronot kuramı hakkında iyi şeylerden biri de, bizi düşünmeye itmesidir.
we're also green lit for overtime, so... make sure to call home and let them know it's gonna be a late night. Thank you. Good.
Ayrıca mesaiye kalacağımız söylendi, o yüzden... evinizi arayıp geç kalacağınızı söyleyin.
MAKE IT LOOK GOOD.
İyi görünüyormuş gibi yap.
The duty of a true friend is to make his friend feel good. The truth does not come into it.
Gerçek bir dostun görevi, arkadaşının moralini düzeltmektir.
I like men's assholes, virile, with some hair around it, an opening and closing full of attitude... Woman's asses make good beef, should there be a plane crash in the snow.
erkeklerin anüs deliklerinden hoşlandım, erkeksi, etrafında biraz kıl olan, ve bütün pozisyon boyunca açılıp kapanan... kadınların kalçaları iyi adele yaptı, burada, karda bir uçak kazası olmuş gibi.
I've been going out of my way trying to make things good with you, but no matter what I do, you just throw it back in my face.
Seninle aramı iyi tutayım diye canımı dişime katıyorum ama ben ne yaparsam yapayım sen her şeyi geri çeviriyorsun.
- Well, I can't see so good anymore and, uh, figure the bigger bullets will make up for it.
niçin? şey, eskisi kadar iyi göremiyorum. ve, ah, daha büyük mermiler daha büyük delik açar kurbanda..
We can't waste a good pair of lungs on a patient who probably won't make it.
İyileşeceği kesin olmayan bir hasta için iki tane sağlıklı akciğeri harcayamayız.
You make it look good, but not too good, all right?
Gerçekmiş gibi göster ama çok da gerçekçi olmasın, tamam mı?
- You told him to make it look good, didn't you?
- Ona gerçekçi görünmesini söyledin, değil mi?
Are you gonna be the one who's gonna make it all good as gold?
Herşeyi iyileştirecek kişi sen olacak mısın?
This isn't a good time. Well, then, let's make it one.
Şu an uygun bir zaman değil.
Here you'd still make that. It's pretty good.
Burada ise hâlâ bu parayı kazanıyor olursun.
- It's my first day. - I want to make a good impression.
İyi biz izlenim bırakmak istiyorum.
Maybe we can get it in a good enough shape and make a movie out of it.
Belki film yapabilecek kadar geliştirebiliriz.
Right. Of course that wouldn't make for a very good story, would it?
Pekala, ama bu pek iyi bir hikaye oluşturmazdı, değil mi?
We can still make a good living off it... and what you put away for the car.
Bavul var ya. Hâlâ doğru düzgün yaşama şansımız var. Araba için biriktirdiğin parayı da eklersek.
It would make me feel really good if you would punch me in the face.
Yüzüme bir yumruk atarsan kendimi daha iyi hissedeceğim.
And that's probably a good thing... because it's our failures, more than our successes, that make us who we are.
Ve bence bu iyi bir şey. Çünkü bizi biz yapan şeyler başarılarımızdan çok, başarısızlıklarımızdır.
It's first impression time people, and it's up to you, to make a good one.
sanki yeterince parlarsak, Mars ı unutacaklar.
Those souls who did make it into the underworld were locked away for good.
Yeraltı dünyasına inebilen ruhlar sonsuza dek orada hapsoluyorlardı.
Okay, please, let's just take a hint from, you know, the suburbs and just make it look good.
Pekala, keselim. Banliyöden gelen ipuçlarını değerlendirmeye ve bir şeyler çıkarmaya bakalım.
That's because you make a damn good steak, is what it is.
Çünkü müthiş biftek yapıyorsun da ondan. Neyse o.
I just wish that, without doing a porno, there was some way for us to make financial profit out of how good we are at doing it to each other.
Birbirimizi becermede iyi oluşumuzu porno yapmadan paraya çevirmenin bir yolu olsaydı keşke.
I'll make you feel good. Steve, you did it!
Efendim, kestirmeden giderken Hayley'le olan cinsel anılarınızı anmazsanız sevinirim.
I thought it would be a good idea to make you some tea.
Çay yapmanın güzel bir fikir olduğunu düşünmüştüm.
It doesn't make me look good as the Mayor
Bu beni başkan olarak hoş göstermez.
You weren't good enough to make it in the real world.
Gerçek dünyada başarılı olacak kadar iyi değildin.
It would make me look good.
Bu da şansımı artırır. Acil olduğunu söyle.
Uh, it wasn't a good match three years ago, but with all the progress in anti-rejection drugs, we'll make it work.
Üç yıl önce de tam uyumlu değildi ama organ reddi önleyici ilaçlardaki ilerlemeden sonra hallederiz.
Look, I think it would be good for my ex-husband to make some new friends, and I think it would be good for you to, well, have a friend.
Bak. Eski kocamın yeni arkadaşlar edinmesi iyi olacak ve bence senin için de iyi olacak. Bir arkadaş edinmen yani.
Okay. Make it a good one.
Güzel bir tane sor.
Which might make you a good investigator, but it also makes you cold, hard people.
Belki bu sizi daha iyi bir araştırmacı yapar ama aynı zamanda soğuk ve katı biri olduğunuzu da gösterir.
... as good as I am and studying technique! ... does not make it any less creepy.
- Taktiklerin üzerinden geçmeden...
It takes a good woman To make an honest man.
Bir erkeği dürüst yapmak için iyi bir kadın gerekir.
Well, then, help me make it sound good.
O zaman düzeltmeme yardımcı olun.
Oh, you know, it was my first day. I wanted to make a good impression. Ha-ha-ha.
Bilirsiniz, ilk günüm için iyi bir izlenim bırakmak istedim.
Spread your legs and then dismount and make it look like you had a good time.
bacaklarını ayıracak sonra ordan inicek ve iyi zaman geçirdiği belli olucak. "
It feels good to make love to a real man.
Adam gibi bir adamla sevişmek güzel bir duygu.
Make it yourself like a good chap, will you?
İyi bir adam ol, tamam mı?
It will make a good impression.
İyi bir etki yaratacaktır
No good, I can't make it!
Bu iyi değil. Başaramayacağım!
It's almost like you're saying that monster hunters are the bad guys, which really doesn't make any sense, because since when are monsters the good guys?
Canavar avcılarının kötü olduğunu söyler gibisin. Ama bu hiç mantıklı gelmiyor, çünkü ne zamandan beri canavarlar iyilerden oldu?
make it happen 119
make it rain 28
make it count 38
make it work 61
make it last 17
make it up 16
make it two 94
make it stop 329
make it so 49
make it 257
make it rain 28
make it count 38
make it work 61
make it last 17
make it up 16
make it two 94
make it stop 329
make it so 49
make it 257
make it look good 18
make it better 21
make it quick 271
make it right 27
make it look like an accident 16
make it fast 95
make it yourself 18
make it hurt 16
make it a double 43
make it go away 36
make it better 21
make it quick 271
make it right 27
make it look like an accident 16
make it fast 95
make it yourself 18
make it hurt 16
make it a double 43
make it go away 36
make it snappy 58
make it three 31
good 48980
good night 12775
good morning 12476
goodbye 8643
good luck 6133
good evening 5411
goodnight 1676
goody 261
make it three 31
good 48980
good night 12775
good morning 12476
goodbye 8643
good luck 6133
good evening 5411
goodnight 1676
goody 261
good morning to you 106
goodness 671
good job 2434
goodspeed 27
goodweather 34
goodie 48
good boy 1464
good luck tomorrow 38
goodwin 111
good afternoon 2327
goodness 671
good job 2434
goodspeed 27
goodweather 34
goodie 48
good boy 1464
good luck tomorrow 38
goodwin 111
good afternoon 2327
good morning to you too 27
good to see you 2547
good for you 2168
good to hear from you 16
good girl 941
good to know 481
good call 326
good work 1533
good day 1886
good one 705
good to see you 2547
good for you 2168
good to hear from you 16
good girl 941
good to know 481
good call 326
good work 1533
good day 1886
good one 705