English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ N ] / Not kill

Not kill traduction Turc

7,947 traduction parallèle
Not kill each other.
Birbirimizi öldürmeye değil.
I did not kill Eugene Ames.
Eugene Ames'i ben öldürmedim.
In any case, they do not kill.
Ölmesine müsaade etmezler.
catch, not kill.
Öldürmek değil, yakalamak istiyoruz.
You want to catch and not kill?
Öldürmeyip yakalamak mı istiyorsunuz?
Then there is a very real possibility That he did not kill those girls,
O kızları öldürmediğinin çok gerçek bir olasılığı var o zaman.
I said find him, not kill him.
- Bul dedim, öldür demedim.
The plan was to suppress the Life Force in Barbie, not kill him.
Plan Barbie'deki Yaşam Gücü'nü bastırmaktı, onu öldürmek değil.
I did not kill my family.
Ailemi ben öldürmedim.
I met with stan gardner. He swears he did not kill his wife.
Karısını öldürmediğine yemin ediyor.
We have encountered no surface dwellers whom our punches would not kill.
Yumruklarımızdan ölmeyen ilk yeryüzü sakinisin.
No, I did not kill anyone.
Ben kimseyi öldürmedim.
That which does not kill me.
Beni öldürmeyen şeyi.
Give me one reason why I should not kill you.
Seni öldürmemem için bir sebep ver bana.
It might not kill me, but it might.
Beni öldürebilir de öldürmeyebilir de.
He's not gonna kill you.
Seni öldürmeyecek.
Which is why I'm not going to do something I think is going to kill her.
Bu yüzden onu öldüreceğini düşündüğüm bir şeyi yapmayacağım.
During the day we kill them if Russians do not make conclusions.
Eğer Ruslar 24 saat içinde çekilmeye başlamazlarsa onu öldüreceğiz.
We will kill if the Russians do not appropriate conclusions In the next day.
Ruslar 24 saat içinde çekilmeye başlamazlarsa onu öldüreceğiz.
They did not intend to kill you.
Seni öldürmek istediklerini sanmıyorum.
But it's as though they purposely went out of their way not to mortally wound him, not to kill him.
Ama onu bilerek ağır yaralamadılar ya da öldürmediler.
I'm nothing, a worm, not worthy of the effort it'd take to kill me.
Ben hiç birşeyim, bir solucanım. beni öldürmeye değmez.
I'm not going to kill myself on the day of me daughter's wedding, am I?
Kızımın düğün gününde intihar edecek halim yok, değil mi?
You're not gonna kill the town. You're gonna kill Joe.
Kasabayı öldürmeyeceksin Joe'yu öldüreceksin.
Not more so than you walking into Uri Adulov's club And shooting him for refusing to kill me.
Senin Uri Adulov'un kulübüne girip beni öldürmeyi reddettiği için onu vurman kadar delice değil.
No, you're not. It's gonna kill him.
- Bu iş onu öldürecek.
No, we can't trust you not to kill yourself.
Hayır, yine kendini öldürmeye kalkabilirsin.
Your dad's not going to kill me. I mean,
Baban beni öldürmediği sürece sorun yok!
A little exercise is not going to kill you.
Küçük bir egzersiz seni öldürmez.
I chose not to kill you then, and I choose not to kill you now.
O zaman seni öldürmemeyi tercih ettim. Ve şimdi de öldürmemeyi tercih ediyorum.
You're not going to kill Gabriel with a shotgun.
Gabriel'i tüfekle öldüremezsin.
Still not enough to kill an archangel.
Hâlâ bir Başmeleği öldürmeye yetmez ama.
How do we know she's not gonna kill him?
Onu öldürmeyeceğini nereden biliyoruz?
You see, your military will terrorize my people whether I kill you or not, so as you can imagine, your life is hanging on by a very thin thread.
Bak, senin askerlerin ben seni öldürsem de öldürmesem de halkıma korku salıyor, yani tahmin edebileceğin gibi, senin hayatın pamuk ipliğine bağlı.
You're not gonna kill Gabriel, are you, Julian?
Gabriel'i öldürmeyeceksin değil mi, Julian?
How do I know you're not trying to kill him?
Onu nasıl öldürmeye çalıştığını biliyorum?
You do not get to kill her.
Onu öldürmek için alamadın.
First sign you're not on our side, I'll kill you myself.
Bizden tarafta olmadığını anladığım anda seni öldürürüm.
If there are American boats around this bend, we do not shoot to kill.
Sivillerin tekneleri buradaysa öldürmek için ateş açmayacağız.
Dad, I'm not gonna kill myself.
Baba, kendimi öldürmeyeceğim.
You're not gonna kill me?
Beni öldürmeyecek misiniz?
They called his bluff and tried to kill him... -... and they will not stop until they do.
Sonunda blöfüne meydan okudular ve öldürmeye çalıştılar ve öldürene kadar durmayacaklar.
Because if you do kill me, then your granddaughter will not receive the antidote to the time-released nerve agent we introduced into her digestive track.
Çünkü beni öldürürsen torunun, sindirim sistemine enjekte ettigimiz zaman ayarli sinir gazinin panzehirini alamaz.
Sweet of you to worry, but if someone is not trying to kill me, I'm not doing my job.
Çok tatlısınız ama beni öldürmeye çalışan biri yoksa işimi yanlış yapıyorum demektir.
Surely even Pasiphae would not dare kill her.
Pasiphae bile onu öldürmeye cüret etmez.
Well, if these bitches do not suck my dick sometime in the immediate future, I will kill they asses!
Bu sürtükler yakın bir zamanda sikimi yalamayacaksa ikisinin de topuğuna sıkarım!
Not if we kill.
Adam öldürerek olmaz o.
You better not miss- - you better kill him.
Iskalamasan, onu öldürsen iyi edersin.
The man you are is not worth - the man I would have to be to kill you.
Katil olmama değmezsin.
If you're lying to me... if she's not there... I will be back, and I will kill you.
Eğer bana yalan söylüyorsan... eğer orada değilse... geri geleceğim, ve seni öldüreceğim.
- I will not let you kill Vickie.
- Vickie'yi öldürmene izin vermeyeceğim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]