English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ N ] / Now we wait

Now we wait traduction Turc

897 traduction parallèle
Now we wait a moment.
Şimdi biraz bekliyoruz.
Now we wait.
Bekleyeceğiz.
Well, you might as well start now, because we'll probably have a long, long wait for Blackie.
Şimdi bile başlayabilirsin, Çünkü muhtemelen Blackie'yi çok çok uzun süre bekleyeceğiz.
Shall we take him now or wait till the interval?
Onu şimdi mi yakalayalım yoksa araya kadar bekleyelim mi?
Now, you tell the preacher to wait... and I'll phone you just the minute I'm free, and we'll get married today.
Papaza beklemesini söyle... işim biter bitmez seni arayacağım, ve bugün evleneceğiz.
We will wait until dark now.
Karanlığa kadar bekleyeceğiz. Sonraki durak, Tom'un Şapkası
We wait months to see each other, now you play games.
Birbirimizi görmek için aylardır bekliyoruz ve sen şimdi oyun oynuyorsun.
Shall we go now or wait for the next?
Gidelim mi, yoksa ötekini mi bekleyelim?
Look, Marie. It's dawn now, and we can't wait any longer.
Bak Marie, şafak söktü, daha fazla bekleyemeyiz.
- Not now. Wait'til we get him in here.
Onu buraya getirene kadar bekle.
We have nothing to do now but wait.
Beklemekten başka yapabileceğimiz bir şey yok.
There now, all we have to do is wait for the all-clear signal.
Tek yapmamız gereken işareti beklemek.
I'm saying it now for all the years we'll have to wait.
Beklemek zorunda kalacağımız yıllar için şimdiden söylüyorum.
We won't have long to wait for the next sign now.
Bir sonraki işaret için uzun süre beklememiz gerekmeyecek.
All we can do now is wait.
Beklemek dışında elimizden başka bir şey gelmez.
Shall we try it now, Or do you think we ought to wait until after lunch?
Artık deneyelim, yemek bitene dek bekleyelim mi diyorsun yoksa?
Now, we all have buddies on wait in the Philippines and Shanghai.
Hepimizin Filipin'de veya Shanghai'de dostları var.
Well, now, we ain't gonna wait for you to go to town.
Ama bak, seni beklemeyiz şehre gitmek için.
Well, now, I just guess we'll have to wait and see how he works out.
Pekala, şimdilik bekleyip nasıl işliyor göreceğiz.
WE'LL WRITE. NOW, WAIT A MINUTE, GEORGE.
Biraz dur George...
Just... Now, wait a minute, I'm gonna see right now we'll have to get rid of this disrupting factor in our recovery program.
Şimdi, bekleyin, şimdi bu olaydan iyileştirme programındaki bu bölücü etkenden kurtulmak zorundayız.
Now, if we have to do this, I think we ought to wait until we get our plans all laid out.
Eğer bunu yapacaksak planımız hazır olana kadar beklemeliyiz.
All we have to do now is wait.
Yapmamız gereken tek şey beklemek.
Now, if we get separated, I'll know where to wait for you.
Simdi, ayrilacak olursak sizi nerede bekleyecegimi biliyorum.
Now, wait, we're spiritual singers on a tour and...
Bir dakika, biz turnede şarkıcılarız...
- Now... we just wait.
- Şimdi mi... bekleyeceğiz.
N-now, wait a minute, we're just going too fast.
Acele etmeyin. Düşünmem lazım.
Shall we talk now, or wait?
Konuşacak mıyız yoksa bekleyelim mi?
Not now, wait for the dawn, we have to take it down then.
- Şimdi değil. Gün ağardığında zaten dalmak zorunda kalacağız.
Now all we can do is wait.
Artık sadece bekleyeceğiz.
All we can do now is wait and see what happens.
Şu anda yapabileceğimiz tek şey beklemek ve neler olacağını görmek.
Now this way, Mother, wait'll you see what we've done.
Bu taraftan anne, Ne yaptığımızı göreceksin.
And now, Papa, we'll just sit quietly and wait.
Ve şimdi, Baba, biz sadece sakince oturup bekleyeceğiz.
Maybe now we won't have to wait for him to come to us.
Artık onun bize gelmesini beklemeyeceğiz.
I was planning on moving tomorrow, but now we'll have to wait two more weeks.
Yarın taşınırız diye planlıyordum,.. ... ama artık iki hafta daha beklemek zorundayız.
We must wait for now.
Bekleyelim.
Listen, now we'll wait for the doctor and see what he has to say.
Bak şimdi, doktoru bekleyip tavsiyelerini dinleyelim.
Now, you will follow us and on the third night, I will walk back to you... then we're gonna ride back here to Lop, wait for two days and then... return to the caravan to collect the thing of magic that will bring the mighty Kublai Khan to his knees!
Bizi takip et, 3. gece seni bulacağım, Lop'a geri dönüp 2 gün bekleyeceğiz ve sonra karavana dönüp yüce Kubilay Han'ı dize getirecek sihirli şeyi alacağız!
Well, what do we do now? Do we just sit around here and wait?
Tamam, şimdi ne yapacağız Burada dolanıp bekleyelim mi?
- Now we'll wait for the boys.
- Şimdi oğlanları bekleyelim.
Now all we gotta do is wait for our friend.
Şimdi yapmamız gereken arkadaşımızı beklemek.
Wait, what should we do now?
Peki şimdi ne yapacağız?
All we can do now is wait and pray.
Şimdi yalnız bekleyip dua edeceğiz.
We must wait for now.
Şimdilik beklemeliyiz.
Now we'll sit back and wait to spring the trap.
Şimdi oturup tuzağı kapatmayı bekleyeceğiz.
Now, we wait.
- Şimdi bekleyeceğiz.
Okay. You think they call us plastic now, babe... but you wait till I get through telling them how we do it, huh?
Bize plastik dediklerini sanıyorsunuz ama onlara nasıl başardığımızı anlatana kadar bekleyin derim.
Now all we have to do is wait.
Şimdi tüm yapmamız gereken, beklemek.
Now, wait a minute. Can we have some more ice cream, please?
- Şimdi, bir dakika bekle.
Okay. Carol, could we... - Wait a minute, now.
Carol, biz o zaman- - Bir saniye, ne alırdın?
Well, now all we can do is to wait.
Şimdi tek yapacağımız beklemek.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]