One can traduction Turc
46,530 traduction parallèle
In our entire kingdom no one can beat you in archery.
Sizin kadar iyi ok kullanan yok.
No one can oppose you.
Kimse sana karşı gelemez.
"No one can understand your divine play."
"Kimse sizin yüce oyununı anlayamaz."
No one can help you.
Kimse size yardım edemez.
No one can fight them. Theo :
Onlarla kimse savaşamaz.
No one can take that away from you.
Kimse bunu sizden alamaz.
But no one can have everything.
Ama kimse, her şeye sahip olamaz.
I want this one. " He says," I can't sell you that one. "
"Size bunu satamam" dedi.
They wanna know if you can spare time for a meeting on Air Force One tomorrow morning.
Yarın başkanın uçağında buluşmaya vaktiniz olur mu diye soruyorlar.
Listen, Renata happens to be one of my best friends, so if there's any way I can play the role of peacemaker in all of this, just please...
Bak, Renata çok yakın bir dostum olur. O yüzden, bu konuda bir şekilde arabulucu olabileceksem...
And I can't sleep on an air mattress one more night.
- Ben de bir gece daha şişme yatakta yatamam.
You're the one... honey, can you turn that down, please?
İyi de sen... tatlım müziğin sesini biraz kısar mısın lütfen?
I know, but you could come out of retirement just this one time so you can safeguard all of the arts for Monterey.
Biliyorum ama bir seferlik istisna yaparak Monterey'in sanatını kurtarabilirsin.
But for you, he's the one you fell irreparably in love with, who irreparably broke your heart, who you apparently can't get over 15 years later.
- Sus. Ama senin için çaresizce aşık olduğun kişi o. Telafisi imkansız şekilde kalbini kıran, belli ki 15 yıldır unutamadığın kişi.
Can I just say one thing?
- Tek bir şey söyleyebilir miyim?
I still can't understand why those children can't say one little prayer.
O çocukların niye ufacık bir duayı okuyamadıklarını anlamış değilim.
She is... Your... princess. What more joy can one ask for?
O sizin...
You are the one who once said even Lord Shiva can make a mistake... but our Queen Mother's words can never go wrong.
Lord Shiva bile bir hata yapabileceğini, fakat Kraliçe Ana'nın....... asla yanılmayacağını söyleyen sizdiniz..
I will give you a special gift which no one else can offer.
Sana kimsenin sunamayacağı özel bir hediye vereceğim.
I can see only one way out now.
Tek bir çıkış yolu var.
I know where to find one and I can show you how it works.
Nerde bulabileceğimizi biliyorum, ve size nasıl çalıştığını gösterebilirim.
We can use that to catch one and keep him there until we figure out what they want.
Birini yakalamak ve ne istediklerini anlayana kadar burada tutmak için kullanabiliriz
Since you're taking over, the most important thing you can remember is that Mason is always gonna be the one who's there to save your ass all the time.
Görevi üzerine aldığın için, unutmaman gereken en önemli şey mason her zaman seni kollamak için yanında olacak.
You're trying to keep me exactly where I am so that you can go on and keep being the successful one.
Aramızdaki başarılı kardeş olmak için beni olduğum yerde tutmaya çalışıyorsun.
So you can keep being the one who's always right.
- Daima haklı olan kardeş ol diye.
So can't we, for one night, pretend that we are?
Yani bir geceliğine, sıradan bir çift gibi davranamaz mıyız?
Surely you can give up control for one night.
Bir geceliğine kararı başkasına ver.
Maybe the only one who can free them.
Onları kurtarabilecek tek kişi belki de.
Where can I find one?
Nerede bulabilirim?
Maybe I can leave in one.
Belki başka biriyle de giderim.
I may be the one wearing a mask, but I can see through yours just as clearly.
Maske takan ben olabilirim, ama sizinkileri açıkça görebiliyorum.
This one here... can send you home.
İşte buradaki... seni eve gönderebilir.
Twins... as close as two things can get to being the same one, and what's the first thing they do to each other?
İkizler ; Onlar yekvücut olmaya en çok yaklaşan varlıklardır. Peki birbirlerine yaptıkları ilk şey ne?
Set a course for Nassau... to send a message when we return... that this can all end... if the governor turns over the one thing he wants.
Vali istediği tek şeyi verirse döndüğümüz zaman bunların hepsinin bitebileceği mesajını vermek için rotasını Nassau'ya çevirdi.
Dude, I know you love Karen, but can I just say one thing about her?
Karen'ı sevdiğini biliyorum ama onun hakkında bir şey söyleyebilir miyim?
There may be one way in which you can obtain permission.
Belki izin almanın bir yolu olabilir.
- Not so you can pop him one.
- İki yumruk sallamana fırsat vermek değil.
Your grief is your own, and no one else can tell you when it's time to move on, but you can find relief in knowing that those who have moved on have found a better place, a clean slate.
Acı senin acın, ne zaman geride bırakacağını kimse söyleyemez sana ama acıyı geride bırakanların daha huzurlu olduğunu yeni bir başlangıç yaptığını bilerek rahatlayabilirsin.
But no one can have everything. Beth!
Beth!
She's going to a better place, so you and your wife can find happiness in this one.
Sen ve karın bu hayatta mutlu olasınız diye kızın daha iyi bir yere gidiyor.
I hope if you learn anything from an education, it's that more than one theory can be true.
Umarım derslerden, 1 teoriden fazlasının da doğru olabileceğini öğrenmişsindir.
One of those "behaviors that work" "inside a specialized environment such as a prison but can fail to work when outside such an environment" - sort of situations.
Cezaevi gibi özel bir ortamda geçerli olan davranışlar, bu tarz bir ortamın dışında işe yaramayabilir olayı gibi yani.
Just the one, but I can see that you're not used to the fresh air, but I don't see the joy of being out.
Sadece bir tane ama görüyorum ki temiz havaya pek alışkın değilsin ama dışarıda oluşunun keyfini göremiyorum sende.
One is I can sleep anywhere, any time.
Biri, her zaman her yerde uyuyabilirim.
Can I talk to you for one second, please?
Bir saniye konuşabilir miyiz, lütfen?
You can't sleep one night without having a goddamn nightmare!
Kahrolası bir kabus görmeden bir gece uyuyamazsın!
I have at least 20 more events directly behind it, and I can't even remember what a single one of them is.
Bunun hemen peşinden en az 20 etkinlik daha var ve onların tek bir tanesini bile hatırlamıyorum.
I want a connection where we can hold tight and sweat and... two become as one.
Birbirimize kenetleneceğimiz, birlikte terleyeceğimiz bir bağ istiyorum. İkimizin bir olmasını.
See, I can guarantee... that one of the reasons you're still listening is that you really want to know... who are the others?
Kalıbımı basarım ki hâlâ dinlemenin nedenlerinden biri, şunu öğrenmek istemen : Diğerleri kim?
Okay, Alex Alex Standall... we are prepared to invite you to our table if you can answer one question.
Tamam, Alex Alex Standall, tek bir soruyu cevaplayabilirsen seni masamıza davet ederiz.
So, one person's opinion or bias can influence the rest of the group.
Yani bir kişinin fikri ya da ön yargısı grubun geri kalanını etkileyebilir.
one can only hope 19
canada 221
cancer 402
can i ask you something 847
can't complain 101
can you speak english 16
can you swim 39
candy 505
cane 72
candidate 80
canada 221
cancer 402
can i ask you something 847
can't complain 101
can you speak english 16
can you swim 39
candy 505
cane 72
candidate 80
cannonball 58
canadian 54
can you hear me 3134
can't talk now 20
can't see 24
cannibals 28
can't wait to see you 28
can't 831
can i help you 3179
can you 2490
canadian 54
can you hear me 3134
can't talk now 20
can't see 24
cannibals 28
can't wait to see you 28
can't 831
can i help you 3179
can you 2490