Or whatever traduction Turc
7,055 traduction parallèle
Wow, I know you think he kidnapped you, or whatever, but that is an ugly thing to say.
Vay be, seni kaçırdı falan sanıyorsun, kabul ediyorum ama bu çok çirkin bir söz oldu.
I just- - I just needed some... time or space or whatever, you know, to kinda...
Sadece... Biraz zamana veya mesafeye ihtiyaç duydum ya da her neyse işte...
No, it's probably her pimp or whatever.
Kızı pazarlayan adam falandır.
I shoot'em for Marina. She's making a bedspread out of their furs or whatever.
Kürklerinden yatak örtüsü mü ne, bir şey yapıyormuş.
It's... I don't know, I just, uh... Couldn't stand the thought of you being sad about it, and I could do something or fix it or whatever that means.
Şey, bilmiyorum üzgün olduğunu görünce dayanamadım ve durumu düzeltmek için bir şeyler yapmak istedim.
With jenny off chasing the orb of mystical awesomeness, Or whatever artifact she's looking for, We're shorthanded.
Jenny ortada yok, bir şeylerin peşinden koşuyor, bizim de yardıma ihtiyacımız var.
If this is Duncan's key to everything, to your synthetic sequences or whatever, then they could use it to restart the human cloning, right?
Eğer bu Duncan'ın anahtarıysa sizin sentetik dizilimlerinizin falan o zaman yeniden insan klonlamak için kullanabilirler onu değil mi?
Most people just assume I'm a biological girl, or whatever that means.
Çoğu insan biyolojik olarak kız olduğumu... -... sanıyor ya da işte bu ne demekse.
You don't know anything about my life or whatever...
Hayatım hakkında veya diğer konularda hiçbir şey... Simons?
So... you know, you can go to this program for a summer and have fun or whatever... Or you could come on tour, who knows what could happen.
Yani yaz programına da gidip eğlenebilirsin, turneye de çıkabilirsin.
Not to help me or protect me or whatever spin you're selling today. Well, I'm not buying it.
Bana yardım etmek, beni korumak ya da bugün ne saçmalık söyleyeceksen o yüzden değil.
And I absolutely loved it because we'd go there, train, for, like, 40 minutes, or whatever, and then we got to play on the Saturday or the Sunday for the boys club and go away with them, and just mixing with other guys who were decent footballers, you know?
Kesinlikle seviyordum idmana gitmeyi, 40 dakika, ya da neyse, altyapı için Cumartesi ve Pazar oynamayı, deplasmana gitmeyi, diğer saygın futbolcularla kaynaşmayı.
But sometimes it was, like, 7 : 00 at night, I'm sitting outside in the summer having a beer or whatever and there are old ladies coming up and prodding us on the chest, " What are you doing'?
Bazen, akşam 7'de, yazın dışarıda oturup bira içerken yaşlı kadınlar gelip göğsümü dürterek, "Ne yapıyorsun?"
And the more time you spend injured, the more time there is to get depressed about matters and perhaps to turn to drink or drugs or whatever it is that does it for you in those circumstances.
Sürekli sakatlıklarla zaman geçirdikçe, daha çok bu konularla canınız sıkılır ve belki de alkole ve uyuşturucuya yönelirsiniz ya da sizi bu durumlara sokan her ne ise.
I know you have your faith or whatever, and you think he's somewhere perfect, whole, and...
Kendi inançlarının olduğunun farkındayım. Onun muhtemelen daha iyi bir yerde olduğunu düşünüyorsun, huzur içinde ve...
If Aitor wants to take me to the movies or whatever, it's gonna have to be as-is.
Aitor beni sinemaya götürmek istiyorsa her şey olduğu gibi gözükmeli.
It was, but whenever my parents are fighting and forget it's my birthday or I live with them or whatever, I always get great presents.
Aslında öyleydi. Ama annemler kavgaya tutuşup da doğum günümü ya da yaşadığımı unuttuğunda hep hediye verirler.
Lose that weight, Conway Stern! Or whatever your real name is!
Sen kilo kaybet Conway Stern ya da gerçek ismin her neyse.
I mean, before three months ago, any time I called your house or came over or Skyped or whatever, Cristina was there.
Üç ay öncesine kadar sizin evi ne zaman arasam gelsem ya da skype açsam Cristina orada olurdu.
And you're in some costume or you're naked or... or whatever.
Üzerinde garip bir kostüm vardır ya da çıplaksındır. Fark etmez.
Like plastic, or trash, or whatever.
Plastik ya da çöp gibi. Ya da her ne varsa.
Liv : "life" or whatever we zombies agree to call the daily grind, Means being bombarded with almost constant reminders Of the things we can no longer enjoy.
"Hayat" ya da biz zombilerin günlük iş rutinine verdiğimiz isim artık keyfine varamadığımız şeylerle durmaksızın bombalanması demektir.
Just--I don't know- - put it in a- - put it in a Teddy bear or a bed pan or whatever and give me.
Sadece, ne bileyim, bir şeylerin içine bir ayıcığın içine koy. ... ya da yatak pedi ya da her neyse ve bana ver.
Look, I know you're bitter'cause you people can't get married or whatever, But all you care to eat prime rib!
Bak, evlenemediğiniz için falan kızgın olduğunun farkındayım yemekte sınırsız kaburga olacak.
Still counting sheep or whatever the hell you psychopaths dream of?
Hala koyun sayıyor ya da psikopatlar her ne rüya görüyorsa. Alaric Jo'yu güçlendirmek için sihirli zımbırtılar almaya gitti. Bak.
( Finch ) Or whatever her real name is.
Ya da adı her neyse.
Not hunting beasts or mutants or whatever freaky things are threatening the world.
Canavarları ya da mutantları ya da dünyayı tehdit eden diğer korkunç şeyleri avlamak yok.
The most important thing to Sima, or whatever her name was, was getting those chemicals and making the nerve gas and bringing it back to her country.
Sima'nın en önem verdiği şey, ya da adı her neyse o kimyasallara ulaşarak sinir gazını yapmak ve ülkesine geri götürmekti.
Sure I heard they got hanged for assault or whatever.
- Olan bitenleri pekâlâ biliyorum. Geçenlerde haraç kesmekten falan asıldıklarını biliyorum.
... ate the Eskimo palace or whatever.
- Eskimo sarayını falan yemiş her neyse.
If the shooter had superhuman eyesight or whatever, why did he miss?
Bu ateş eden süper insan görüşlerine sahipse ya da her neyse, neden ıskaladı?
Yeah, we're not gonna judge her or be weird or whatever.
Evet, yargılayıp tuhaf davranmayacağız.
I'm not gonna, like, eat your brains or whatever else Hunter's been saying.
Beyinlerinizi yemeyeceğim. Ya da Hunter'ın söylediklerini.
If we find him, he might have a cure he's not showing any of the symptoms or signs of whatever this thing is.
Eğer onu bulursak, tedaviyi de bulabiliriz. Bu şey her ne ise onda hiçbir semptom veya belirti göstermiyor.
You're gonna do whatever I tell you to do, or I'm gonna put you in the worst shithole
Ne dersem onu yapacaksın. Yoksa seni bulabildiğim en berbat bakım evine yatırırım.
You're gonna do whatever I tell you to do, or I'm gonna put you in the worst shithole I can find.
Ne dersem onu yapacaksın. Yoksa seni bulabildiğim en berbat bakım evine yatırırım.
Wet your willie or your gullet, whatever your pleasure may be.
Çubuğunuzu ya da boğazınızı ıslatın, size keyif veren her ne ise.
Whatever, man. Are we gonna do this, or, um... are we gonna go back?
Bunu yapacak mıyız geri mi dönelim?
Not because of me or who I am to you whatever connection we might have but because of some object.
Benim ya da sana göre kim olduğum yüzünden nasıl bir bağlantımız varsa o yüzden değil bir nesne yüzünden.
You're going to take whatever you need, a month or two, and when you feel like you've got your head on straight, you're going to call me and well! Try this again, all right'?
Ne kadar istersen bir, iki ay dinlen, istirahat et kafanı ne zaman toplarsan beni ararsın, ve tekrar deneriz, olur mu?
We're like Kate and Leo... or... Claire and Leo, or... whatever blonde Leo is taking on boats. They're all doomed.
Kate ve Leo ya da Claire ve Leo ya da Leo ve gemide hangi sarışını götürüyorsa onlar gibiyiz.
Thanks um, or... whatever.
Teşekkürler, herneyse.
Whatever happened between me and you or me and her - or you and- - - Charlie.
Aramızda her ne olduysa veya benle onun veya senle- -
Whatever or whoever's on that tape, it's not her.
O kasetteki her ne ya da her kimse, bu o değil.
We could stay home with you, either of us, or... You know, whatever you want.
Seninle evde kalabiliriz, ikimizden biri de veya kimi istersen.
Well, Nighthorse, or Blankenship, whatever, he also had a partner in crime.
Sonra Nighthorse ya da Blankenship, neyse, bir de suç ortağı varmış.
Then this is my advice : whatever thoughts you're having about Drew or anyone else... you ask yourself, "Could this hurt Ralph".
- O zaman tavsiyem şu Drew ya da bir başkası hakkında aklından geçen ne varsa kendine "bu Ralph'ı incitir mi?" diye sor.
That whatever you do or feel, you are saved from making a terrible mistake.
Yani ne yaparsan yap nasıl hissedersen hisset korkunç bir hata yapma gafletinde bulunmayacaksın.
I mean, if it's broken, or... Whatever.
Bozulmuş falan mı bak işte.
Get him to lie down or something, and whatever you do, don't leave this room and don't talk to anyone.
Onu yatır ya da ne yaparsan yap ama odadan çıkmasına izin verme ve kimseyle konuşturma.
And yet if you offered me this version of my life or your payout, whatever it was... how much was it?
Önüme iki seçenek sunup, bu şekilde yaşamak mı yoksa paran mı diye sorsan... Her ne kadarsa, ne kadar para almıştın bu arada?
or whatever it is 43
or whatever your name is 25
or whatever it was 19
or whatever his name is 19
whatever 7954
whatever you say 750
whatever works for you 17
whatever helps you sleep at night 20
whatever you need 442
whatever you think is best 17
or whatever your name is 25
or whatever it was 19
or whatever his name is 19
whatever 7954
whatever you say 750
whatever works for you 17
whatever helps you sleep at night 20
whatever you need 442
whatever you think is best 17
whatever works 54
whatever you want 745
whatever it takes 474
whatever do you mean 52
whatever happens 538
whatever that means 174
whatever happened 140
whatever you are 68
whatever you do 548
whatever you think 49
whatever you want 745
whatever it takes 474
whatever do you mean 52
whatever happens 538
whatever that means 174
whatever happened 140
whatever you are 68
whatever you do 548
whatever you think 49