Pretty awesome traduction Turc
355 traduction parallèle
The first night in the woods by myself was pretty awesome, actually.
Ormandaki yalnız başıma ilk gecem oldukça harikaydı aslında. Küçük bir ateş yakmıştım.
Pretty awesome the way they all stick together.
Hepsi birbiriyle uyum içinde mükemmel bir şekil oluştururlar.
This Martian thing is pretty awesome.
Şu Marslılar meselesi ne korkunç.
It was pretty awesome.
Oldukça iyiydi.
- Pretty awesome, huh?
- Bu harika, ha? Merhaba, Marge.
He thought Berlin was pretty awesome.
Ona göre Berlin çok güzeldi.
We saw a pretty awesome show ourselves.
Biz de oldukça inanılmaz bir şey gördük.
- No, I think that's pretty awesome.
- Hayır, bence bir hayli hoş.
But seventh is still pretty awesome.
Ama yedincilik hala dehşet verici.
I mean, you may not be aware of this yet but I'm pretty awesome like that.
Şimdi farkında değilsin ama bu işte harikayımdır.
So that was pretty awesome, you know, surfng.
Müthişti... yani sörf.
Pretty awesome, isn't it?
Çok iyi, değil mi?
Pretty awesome.
Muhteşem.
That's my cousin Rick. He just turned twenty-one. Pretty awesome.
Muhteşem bir şey bu.
That resort you guys are going to sounds pretty awesome.
Gideceğiniz tatil köyü harika görünüyor. St. Croix mi?
It's pretty awesome.
Buranın yemeklerini seviyor musunuz? Harika bir yer
That was pretty awesome today, Edwin.
Bugün oldukça harikaydın Edwin.
Last night was... pretty awesome.
Geçen akşam... bi hayli korkunçtu.
Pretty awesome, huh?
Oldukça iyi huh?
It's pretty awesome.
Oldukça güzel.
- Sounds pretty awesome.
- Harikaymış anlaşılan.
You know, having Travis here and Terje, I'll tell you what... It's pretty awesome just to see how much it's progressed.
Travis ve Terje'nin burada olması, inanın bana sporun ne kadar geliştiğini görmek gerçekten inanılmaz.
Yeah, I heard that their new album is supposed to be pretty awesome.
Evet, yeni albümlerinin harika olduğunu duymuştum.
Yeah, it's pretty awesome actually.
Evet, aslında oldukça iyi bir şey.
Although I... I gotta say, watching Volcheck get his ass kicked was pretty awesome.
Ama şunu da söyleyeyim, Volchok'ın dayak yemesini izlemek oldukça keyifliydi.
Yeah, I feel pretty awesome right now.
Evet, kendimi müthiş hissediyorum şu an.
- Pretty awesome, right?
- Süper olmuş, ha?
We probably won't see each other again after our flights leave, so I just wanted to say that I had a really good time and that I think we make a pretty awesome family.
Uçaklarımız kalktıktan sonra muhtemelen bir daha görüşemeyeceğiz. Ben de sadece birlikte iyi zaman geçirdiğimi söylemek istedim ve sanırım dehşet verici bir aile oluşturduk.
I gotta tell you, that "no" word is pretty awesome.
- Hayır kelimesi müthişmiş be.
I think what you do is pretty awesome, too.
Senin yaptıgın şeyin de oldukça harika oldugunu düşünüyorum.
From where I was hiding, they were pretty awesome.
Saklandığım yerden gayet güzel görünüyorlardı.
These things are pretty awesome.
Bu şey çok harika.
I mean, after all she went through, she still looks pretty awesome.
Yani, o kadar şeyi atlattıktan sonra hâlâ harika görünüyor.
We could throw a pretty awesome prom for $ 24,000.
24.000 dolara harika bir parti yapabiliriz.
yeah. it's pretty awesome.
Evet. Oldukça harika.
Yeah, it's pretty awesome.
Evet, müthiş bir şey.
But Fukami's pretty awesome! Saving you like that!
Ama Fukami de nasıl kurtarmış, ne müthiş bir olay!
Pretty awesome, right?
Bayağı müthiş, ha?
It was pretty awesome.
Oldukça güzeldi.
It's pretty awesome.
Oldukça muhteşemdir.
- That's pretty awesome.
Gerçekten mükemmeldi. Biliyorum.
- That's how I knew, even in fifth grade that you were the one. It's pretty awesome, huh?
Nasıl oldu bilmiyorum ama 5. sınıfta bile senin "o" olduğunu anlamıştım.
It's pretty fuckin awesome actually.
Aslında bayağı dehşetli bir şey.
To be honest with you, it's actually pretty aw awesome.
Dürüst olmak gerekirse, aslında oldukça müt müthiş.
It's pretty freaking awesome is what it is.
Bu muhteşem.
It's like the universe was saying, "Hey, Barney, there's this dude- - he's pretty cool- - but it's your job to make him awesome."
Sanki evren şöyle diyordu, "Hey, Barney, bak bu çocuk çok hoş ama... senin görevin onu muhteşem hale getirmek."
Pretty awesome, huh?
Harika, değil mi?
We were pretty fucking awesome, weren't we?
Gerçekten de mükemmeldik, değil mi?
Pretty awesome.
Acayipti.
My kid is pretty awesome.
Evlâdım dehşettir.
He was pretty awesome, though.
Ama yine de, harika biriydi. Bana bir sürü şey yollladı.
awesome 2708
awesome job 17
pretty 763
pretty please 116
pretty girl 128
pretty little liars 50
pretty little thing 17
pretty cool 211
pretty bird 24
pretty boy 183
awesome job 17
pretty 763
pretty please 116
pretty girl 128
pretty little liars 50
pretty little thing 17
pretty cool 211
pretty bird 24
pretty boy 183
pretty sure 147
pretty good 760
pretty lady 91
pretty one 24
pretty bad 77
pretty amazing 49
pretty nice 37
pretty soon 246
pretty impressive 59
pretty well 90
pretty good 760
pretty lady 91
pretty one 24
pretty bad 77
pretty amazing 49
pretty nice 37
pretty soon 246
pretty impressive 59
pretty well 90
pretty big 22
pretty much everything 22
pretty much 800
pretty close 43
pretty smart 38
pretty neat 25
pretty sweet 49
pretty funny 30
prettier 21
pretty weird 28
pretty much everything 22
pretty much 800
pretty close 43
pretty smart 38
pretty neat 25
pretty sweet 49
pretty funny 30
prettier 21
pretty weird 28