English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ P ] / Pull it down

Pull it down traduction Turc

297 traduction parallèle
Just say the word, and I'll throw a lasso around it and pull it down.
Söyle, kement atıp onu sana getireyim.
- Pull it down?
- Peredeyi mi çekeyim?
You close this operation down... or I'll come in here and pull it down around your ears.
Bu işlemi durdurmazsan ben gelip bunu kulaklarına sokarım.
Pull it down.
Aç.
We'll pull it down.
Onu çekelim.
We ought to just pull it down quick and see if I can hit him off before he strikes.
Yorganı çabucak kaldırıp..... saldırmadan önce öldürebilirim diye düşünüyorum.
Bramante wants to pull it down and build a new chapel.
Bramante şapeli yıkıp yerine yenisini yapmak istiyor.
Did we march for 300 km and drag the wounded, so we can now pull it down?
Cevap ver! - Çünkü kuzeye geri dönmeliyiz.
Hold me. My strap--pull it down.
Sarıl bana.
If we can't shoot it down, we'll pull it down.
Mermilerle deviremezsek, çekerek deviririz.
Come on, pull it down!
Hadi koşun!
I just have to help her pull it down.
Tek yapacağım gidip kepengi kapatmasına yardım etmek.
Pull it down a bit.
Biraz aşağı çekin.
All right. Fireman, let's pull it down before it falls down.
Çökmeden önce biz çekip aşağı indirelim.
Over here. Put it here, like that, and pull it down.
Önce altına sokun ve çekin tamam mı,
You're too strong anyway, pull it down.
Sesin çok yüksek, biraz kısık söyle.
Every star exists in a state of tension between the force that holds it up and gravity, the force that would pull it down.
Bütün yıldızlar, maddenin kaçmasını sağlayacak itme gücü ve maddeyi bir arada tutan çekim kuvveti... arasındaki gerilimle yaşamlarını sürdürür.
All right, pull it down real tight.
Tamam, aşağı doğru sıkıca bastır.
Pull it down!
İndir şunu!
Pull it down.
Merdiveni aşağı çek.
Grab a gown, pull it down Stick-on beard, that feels weird
Bir elbise al, aşağı uzat. Bir sakal yapıştır, tuhaf hissediyorum.
Is it? Pull it down. Pull it down.
Aşağıya çek.aşağıya çek.
Not up. Pull it down.
Yukarı değil.aşağıya çek.
If you pull it down the invisible man can be seen
Bunu aşağı itersen görünmez adam görülebilir
You sit down and pull up your pants and where would it get you?
Siz oturup paçalarınızı yukarı çekin, ne faydası olur?
We could pull this old tub out and take the shaft down and haul it over to the workshop and forge it straight again.
Bu eski küveti kıyıya çıkarıp... şaftı söküp atölyeye kadar taşıyıp düzeltirdik.
One day I'll go right down her throat... pull her heart out, and feed it to my cat.
Tekmelemek mi? Bir gün doğrudan boğazına çökeceğim, yüreğini sökeceğim ve onunla kedimi besleyeceğim.
- Just pull it. Come on now, ease her down.
- Sadece bırak, yavaşça bırak.
The next ore bucket that comes down, pull it around and jump in.
Bir sonraki kova geldiğinde içine atla.
Well, why don't you pull down the studio while you're about it?
Hazır başlamışken bütün stüdyoyu çek istersen?
Take it down slowly, but pull up the minute you feel anything.
Yavaşça alçal. Ancak bir şey hissettiğin anda tekrar yüksel.
However, it's no fun down here when you pull that full security routine.
Ama güvenlik prosedürü başladığında burası pek eğlenceli olmuyor.
But their rather ordinary appearance and casual-seeming behavior in no way suggests the ferocity with which they pull down their prey and proceed to devour it.
Ancak onların bu sıradan görünüşlerine ve olağan görünen davranışlarına bakıp... avlarını yere yıktıkları zaman sergileyecek oldukları vahşete... ve avlarını bir çırpıda mideye indirmelerine kesinlikle inanamazsınız.
"If a piece of meat held between the finger and thumb of the gloved hand is offered to the hawk, it will probably bend down and pull at it with its beak".
"Eldivenli elinizde bir parça eti başparmağınız ile işaret parmağınız arasında tutarak doğana uzatırsanız, olasılıkla eğilip gagasıyla eti kapacaktır."
Pull down that lever as hard as you can, then slam it shut.
Tetik kolunu sertçe çekin, sonrada ses gelmesini bekleyin. - Bu mu? - Evet.
Take the claw, put it in like this, and pull down.
Al şunu, işte böyle yapacaksınız.
I'd like to pull the goddamn city down brick by brick and put it all in your fucking head.
Bu şehri yerle bir etmek ve kafana geçirmek istiyorum.
You hold it with your right hand, pull it up, hold it tight, then down it comes.
Sağ elinde tutar havaya kaldırır sıkıca tutarsın sonra da indirirsin.
They reach down your throat, grab your heart... and pull it out.
Boğazına elini sokar, kalbini alır... çeker çıkarır.
If you were to pull down a bell rope, Watson, where would you expect it to break?
Sen olsaydın Watson, ipin tam ucundan, kopacağını umar mıydın?
Pull it down.
Aşağı çek.
I'm gonna throw it down and, one at a time, I'll pull you up, OK?
Aşağı sallandıracağım. Ve sizi hemencecik yukarı çekeceğim.
Don "t let him pull you down, man! Don" t you let him do it to you!
Megs, onun seni aşağı çekmesine izin verme!
It's lucky you're not married, otherwise Drake would pull you down with him.
Evli olmamanız şans, yoksa Drake seni de aşağı çekerdi.
They only use it to pull us up, to pull us down.
Saçımızı sadece bizi bir yukarı bir aşağı çekmek için kullanıyorlar.
Put it on your shoulder... and pull down the metal thing with your right thumb.
Omzuna koy şimdi, çabuk çabuk çabuk... sağ paş parmağınla metal şeyi aşağıya doğru çek.
Leni's sweater inspired me to pull my skin way down... and tie it with a thread.
Leni'nin süveteri aklıma, Derimi aşağıya doğru çekip penisime bir iplikle tutturma fikrini getirdi.
An artist has to dig down deep in his guts, Maurice, and pull it out, okay?
Bir sanatçı onun içinde daha derine inmek gerekiyor cesaretle Maurice, tamam mı?
I'll pull down this thing here, and pull it back up again.
Aşağıya çekerim, sonra yine buraya çekerim.
When it comes down to it, you'll pull the trigger.
Vakit geldiğinde tetiği çekeceksin.
Pull it together or you'll pull yourself down.
İşbirliği yaparsın yada kendini bitirirsin

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]