English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ S ] / Saved my life

Saved my life traduction Turc

3,326 traduction parallèle
Because you saved my life at Harry's.
Çünkü Harry'nin yerinde hayatımı kurtardın.
If you saved my life... only to be the one who kills me.
Hayatımı kurtardıysan sebebi sadece kendin öldürmek istediğin için olabilir.
My friend Allan, you saved my life. I want you to have my favourite pistol.
Dostum Allan, hayatımı kurtardığın için en sevdiğim tabancamı almanı istiyorum.
I am only sober because musical theater saved my life.
Şahsen müzikal tiyatro sayesinde bağımlılıktan kurtuldum.
You saved my life.
Sen benim hayatımı kurtardın.
Well, you saved my life.
Hayatımı kurtardın.
Or I could tell him this man saved my life.
- Veya "Hayatımı kurtardı." derim.
You know, you probably saved my life.
Biliyor musun, sen muhtemelen benim hayatımı kurtardın.
He saved my life and, for that, I deeply admire him.
O hayatımı kurtardı ve bu yüzden ona hayranlığım büyük.
You've saved my life, and I know what it's cost you...
Hayatımı kurtardın, ve sana neye mal olduğunu...
Joshua saved my life, Inspector.
Joshua hayatımı kurtardı, Müfettiş.
He just saved my life, and I'm not gonna live behind his back.
Hayatımı kurtardı, bu şekilde onun arkasından iş çevirmek istemiyorum.
He saved my life, ok?
O benim hayatımı kurtardı, tamam mı?
You saved my life today. And my father's work.
Bugün hem hayatımı hem de babamın işini kurtardın.
He saved my life.
Hayatımı kurtardı.
Because he saved my life, and he served our country, and he lost his wife, and he's got a garden, Guster.
Çünkü o hayatımı kurtarıp ülkesine hizmet etti. Karısını kaybetti, ayrıca bahçesi var, Guster.
You saved my life, Marquez.
Hayatımı kurtardın Marquez.
Dude, you saved my life!
- Kanka, hayatımı kurtardın!
You saved my life.
Hayatımı kurtardın.
Twice the guy saved my life.
İki kez hayatımı kurtardı!
You're... you're the one that saved my life last night?
Siz... siz dün gece benim hayatımı kurtaran kişi misiniz?
That's the only thing that saved my life.
Hayatımı kurtaran şey bu oldu.
Dr Bloom and... Dr Lecter saved my life.
Dr. Bloom ve Dr. Lecter hayatımı kurtardı.
Dude, you saved my life...
Dostum, sen hayatımı kurtardın...
Taylor saved my life.
Taylor hayatımı kurtardı.
He saved my life at the pool.
O havuzda benim hayatımı kurtardı.
He saved my life a few months ago.
Bir kaç ay önce benim hayatımı kurtardı.
Who saved my life.
Hayatımı kurtaran adam.
Lieutenant Hernandez probably saved my life.
Teğmen Hernandez muhtemelen hayatımı kurtardı.
You probably saved my life.
Muhtemelen hayatımı kurtardın.
Agent Briggs saved my life.
Ajan Briggs hayatımı kurtardı.
- You saved my life.
- Hayatımı kurtardın.
But you saved my life.
Ama benim hayatımı kurtardın.
Beethoven almost saved my life.
Beethoven neredeyse hayatımı kurtarmıştı.
Leave him a voice mail explaining that the real reason we're friends is that because in some alternate reality, he went back in time and saved my life?
Arkadaşlığımızın gerçek nedeninin alternatif bir gerçeklikte geçmişe gidip beni kurtarması olduğunu söyleyen bir sesli mesaj mı bırakayım?
And, by the way, you saved my life after you put my life in danger, after you put my son's life in danger!
Ayrıca bu arada, hayatımı tehlikeye attıktan sonra kurtardın oğlumun hayatını tehlikeye attıktan sonra kurtardın!
Chinook saved my life.
Chinook hayatımı kurtardı
But, Jimmy, you saved my life.
Fakat, Jimmy, hayatımı kurtardın.
You know, you saved my life once.
Biliyor musun, bir keresinde hayatımı kurtarmıştın.
You saved my life, so, you know, I owe you.
Hayatımı kurtardın, yani, bilirsin, sana borçlandım.
Oliver, this guy saved my life.
Oliver, bu adam hayatımı kurtarmıştı.
You saved my life, I saved yours.
Sen benim hayatımı kurtardın, ben de senin.
You saved my husband's life. That's nothing, ma'am
- Kocamın hayatını kurtarmışsınız.
He saved my father's life during the rebellion.
İsyan sırasında babamın hayatını kurtarmış.
You saved my black. Life man.
Ah.
You just saved my life.
Benim hayatımı kurtardın.
Because my life is saved by Miyabe san.
Çünkü Miyabe hayatımı kurtardı.
Stan, I saved my own ass because I don't wanna fucking live like a zombie the rest of my life.
Stan, kendi kıçımı kurtardım çünkü hayatımın geri kalanında zombi gibi yaşamak istemem.
You saved my brother's life.
Kardeşimin hayatını kurtardın.
It seems that today you said she had saved My pathetic worthless life.
Sanırım bugün benim acıklı, değersiz... hayatımı kurtardığını sölemiştin.
You saved me from a well once, and now I gotta hear it for the rest of my life?
Beni bir kuyudan bir kere kurtardın, ve şimdi bunu ömrüm boyunca dinlemek zorunda mıyım?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]