Say what you will traduction Turc
1,155 traduction parallèle
* Say what you will, but as for me *
Söyle ne yapacaksın? Fakat bana gelince
Say what you will, but a method, a system, has its virtues.
Ne dersen de, bir yöntemin, bir sistemin kendine göre meziyetleri vardır.
Say what you will, but some of them are decent.
Şimdi ne diyeceksin? Bak içlerinde iyi olanları da varmış.
Say what you will.
- Ben daha hızlı davrandım.
I mean, hey, say what you will about New York, but I see a lot of variety in my practice.
Yani, hey, New York'a ne dersen de ama işimde oldukça çeşitlilik görüyorum.
Oh! Say what you will about Ernest, but the man is a genius.
Oh, Ernest hakkında ne istersen söyle ama o bir dahi.
I like it here. Say what you will... but there ain't nothin'you can do to get me off of this rockin'chair.
Ben burayı seviyorum.
WHAT WILL YOU SAY?
Ne söyleyeceksin?
So that means you will do what I say when I say and how I say.
Ve bu da demek oluyor ki ne söylersem, ne zaman söylersem, nasıl söylersem, onu yapacaksın.
What will your husband say if you don't come home?
Eve gitmezsen kocan ne diyecek?
You will defend what I say.
- Ne söylersem onu savunacaksın.
- What will you say at the show?
- Şovda neler diyeceksiniz?
You only have two minuts, what will you say?
İki dakikanız kaldı, neler diyeceksiniz?
But I hope you will, because you're very direct, and I like that, and I like what you have to say.
Ama dobra tarzınızı beğeniyorum. Ve söylediklerinizi beğeniyorum.
Will, what did you say?
Will, ne dedin?
What will you do after the Schneider case? They say you'll leave.
Ayrıca, Schneider olayından sonra herkes polisliği bırakacağınızı söylüyor.
Christ's sake, will you do what I say?
Tanrı aşkına, dediğimi yapar mısın?
But this will heal what I'm going to say to you will scar you forever.
Bu yara iyileşir ama söyleyeceklerim sonsuza dek içine dert olacak.
If you cannot say what you mean, Your Majesty... you will never mean what you say
"Eğer ne demek istediğinizi ifade edemezseniz, Majesteleri..." düşündüğünüz şeyi asla tam olarak söyleyemezsiniz.
Sir, I think I know what you're going to say... and I want you to know... that I will try to make Wendy as happy as I can.
Efendim, ne diyeceğinizi tahmin ediyorum. Bilmenizi isterim ki... Wendy'yi elimden geldiğince mutlu edeceğim.
Then what will you say?
O zaman ne söyleyeceksin?
What I'm going to say will trip you out.
Söyleyeceklerim seni kızdırabilir.
No matter what you say to me now I have a feeling it will hurt. Kasuga...! ... I have a feeling it will hurt.
Şimdi bana ne söylersen söyle canımı acıtacağını hissediyorum.
What you did, or what people will say?
Yaptığın şeyden mi yoksa insanların sana nasıl bakacağından mı?
Will they laugh in a salon when you say... " What do women and dog doody have in common?
Kuaförde, kadınlarla köpek pisliği arasında ne gibi bir benzerlik vardır diye sorunca, gülüyorlar mı?
What will you say tonight, Mr. Kovic?
Bu gece neler söyleyeceksiniz Bay Kovic?
What do you suppose Mom will say about all this?
Sence annem bunlara ne der?
Father Levesque will raise his hand, and then you say what?
Peder Levesque elini kaldıracak. Siz ne diyeceksiniz?
I will hand him over to you as is. What do you say, guys?
Atilla onun işini bitirince,... onu size teslim ederim.
But if you laugh at what I say next, I will die, for I am about to say something very serious, perhaps shocking.
Ama bundan sonra söyleyeceğim şeye gülersen, ben ölürüm, çok ciddi bir şey, belki şok edici.
You may find life here at the chateau hard, but if you shut up and do exactly what we say, the time will pass more quickly.
Burada, şatodaki hayatı zor bulabilirsin ama eğer çeneni kapar ve bizim söylediklerimizi yaparsan zaman çabuk geçer.
And what member of the jury... whether it's a guy or it's a woman... who will not say, "Hey, love does make you crazy."
Ve jurideki her üye... ister erkek ister, kadın olsun... şöyle diyecek, "Hey, aşk adamı gerçekten delirtir."
If what you say is true, there will be a great scandal.
Dedikleriniz doğruysa, büyük bir skandal olur.
What will you say?
Ne söyleyeceksin?
When a person thinks they're about to die, nothing they did that day will look worthwhile. That's not what you were going to say.
İnsan ölümle karşılaşınca, her şeyin boş olduğunu düşünür.
And what will you say when the great faceless mass comes calling on its own initiative?
Bu yüzsüz kitle, hesap sormaya geldiğinde ne diyeceksin?
What will you say to them?
Ne cevap verebilirsin?
Do you know what Dr. Meinheimer will say at the dinner tomorrow?
Jane, Dr Meinheimer yarınki akşam yemeğinde neler söyleyecek?
If you just say "no," what will you say "yes" to?
Buna "hayır", denirse neye "evet" denir, ki?
- lf you want me to forgive- - - No, I just wish I knew what to say. But maybe this music will help.
- eğer seni affetmemi istiyo- - - hayır, sadece ne söyleyeceğimi bilmiyorum belki bu müzik bana yardımcı olabilir şimdi, senin için özel birini kaybettin ve bu canını acıttı ben, benim için özel olan hiç kimseyi kaybetmedim şimdiye kadar
- ¶ hey there, dreyfoos, - what you say ¶ clear a path through for us, will you?
Bakın. Öncelikle şu giriş yolunu açın lütfen.
What will you say?
Ne diyeceksin?
Sir, I know what you will say, but if anyone can land it, McCormick can.
Ne diyeceğinizi biliyorum. Ama bu uçağı ancak McCormick indirebilir.
But dearest Meg... i don't know what to say or what you will say. Paul wilcox and I are in love. We are engaged. "
Sevgili Meg ne söyleyeceğimi bilmiyorum ya da senin neler söyleyeceğini, ama Paul Wilcox'la aşk yaşıyoruz nişanlandık. "
What will you say?
Ne demeye çalışıyorsun?
Noam Chomsky, thank you. Well, you know, people will quite reasonably expect to know what you mean. " Why did you say that?
İlk makalemi Barselona savaşının hemen ardından okul gazetesi için yazmıştım, 1939 yılında faşizmin yükselişi ile ilgili bir ağıt yazısı.
When you have stage-managed elections, with the public relations industry determining what words come out of people's mouth, candidates deciding what to say on the basis of tests that determine what the effect will be across the population,
Merhaba, ben Louis Sapnny, Radyo Noon'dasınız. Son birkaç aydır programı düzenli olarak dinliyorsanız, Doğu Timor'un birkaç kez sözünün edildiğini biliyorsunuzdur.
Promise me you will not say one word to anybody about what happened tonight.
Bana söz verin bu gece burada olanlar hakkında hiç kimseye bir kelime bile etmeyeceksiniz.
I pray you, tell Benedick of it, and hear what he will say.
Lütfen anlat bunu Benedick'e, bak bakalım o ne diyor bu işe.
How do we know that you will do what you say?
Vaatlerinizi tutacağınızı nereden bilelim?
You'll go someplace else after tonight... but right now I am paying you, and you will play what I say!
Bu geceden sonra sen başka bir yere gidersin ama şu anda senin paranı ben veriyorum ve ben ne dersem onu çalacaksın!
say what now 22
say what 525
say whatever you want 20
say what you want 62
say what you mean 19
say what you like 21
say what you need to say 29
say what you have to say 25
you will be 199
you will be dead 18
say what 525
say whatever you want 20
say what you want 62
say what you mean 19
say what you like 21
say what you need to say 29
say what you have to say 25
you will be 199
you will be dead 18
you will see 125
you will regret it 32
you will die 193
you will understand 30
you will have 22
you will not 133
you will come 25
you will fail 20
you will never 26
you will do as i say 21
you will regret it 32
you will die 193
you will understand 30
you will have 22
you will not 133
you will come 25
you will fail 20
you will never 26
you will do as i say 21