So beautiful traduction Turc
6,698 traduction parallèle
Your daughter is so beautiful. I mean...
- Kızın çok güzel.
- So beautiful up here.
- Yukarısı çok güzel görünüyor.
Go back to sleep, she was so beautiful before.
Uyumana devam et, çok güzel uyuyordun.
The music was so beautiful.
Müzik çok güzeldi.
You're so beautiful.
Çok güzelsin.
( monitor beeping steadily ) You look so beautiful.
Çok güzel görünüyorsun.
Come see Afreen's engagement outfit It's so beautiful Ok.
Şuna bak, Afreen'in nişan elbisesi çok güzel olmuş.
I'm just a little nervous'cause you're so beautiful.
O kadar güzelsin ki biraz tedirginim.
You are so beautiful.
Çok güzelsin.
Katie... you look so beautiful tonight.
Katie bu akşam çok güzel görünüyorsun.
Your new home is so beautiful, but I did not bring a housewarming gift.
Yeni evin çok güzel ama ben sana ev hediyesi almadım.
I mean, she's so beautiful.
O çok güzel.
That is so beautiful.
Bu çok güzel.
She's a heart doctor, and she is so beautiful.
O bir kalp doktoru var, ve o çok güzel.
She was always so beautiful.
Her zaman çok güzeldi.
It was so beautiful, so clean.
Çok güzel ve temizdi.
So beautiful.
Çok güzelsin.
You're so beautiful I want to vomit.
Çok güzelsin, kusmak istiyorum.
Just that she was so beautiful, the serpent God had to have her.
Serpent Tanrısının, sahip olmak isteyeceği kadar güzel olduğu biliniyor sadece.
- WALDEN ( COMPUTER ) : You're so beautiful. - NICOLE ( COMPUTER ) :
Çok güzelsin.
You're so beautiful. You don't need it.
Makyajsız da çok güzelsin, buna ihtiyacın yok.
So beautiful.
Çok güzel.
Your dress... So beautiful.
Elbisen çok güzeldi.
Nice. They're so beautiful.
Çok güzeller.
I guess you're a bit starved for entertainment, Kenna, now that the King's rejected you. You're so beautiful, I marvel to think at how grating and tedious you must also be to achieve such a thing.
Sanırım bi eğlence özlemin var Kenna, kral seni reddettiğine göre çok güzelsin.. düşünüyorum da nasıl nahoş ve can sıkıcı olabildin bu mertebeye ulaşmak için..
You're so beautiful.
O kadar güzelsin ki.
Dad, have you ever seen something so beautiful?
Baba, daha önce hiç bu kadar güzel bir şey görmüş müydün?
- Hey, this is so beautiful.
- Bu çok güzel.
This is so beautiful.
Bu çok güzel.
That's so beautiful.
Bu çok güzel.
- It's so beautiful, Hu!
- Bu, çok güzel, Hu!
You're so beautiful.
Çok güzel oldun.
You look so beautiful.
Çok güzel görünüyorsun, biliyorsun, değil mi?
No, I think you look so beautiful.
Hayır, bence çok güzel gözüküyorsun.
He's just so beautiful.
O kadar güzel ki.
You're so beautiful to me!
Sen çok güzelsin!
"By the way, " his arse is so beautiful that sometimes, "I have to stop myself from crying when I look at it."
Bu arada, poposu o kadar güzel ki bazen bakarken ağlamamak için kendimi tutmam gerekiyor.
When you said homemade coupons, I didn't expect them to be so elaborate and beautiful.
Ev yapımı kart dediğinde böyle özenli ve güzel olmalarını beklememiştim.
And so tall and beautiful that she struck some men dumb.
O kadar uzun ve güzelmiş ki, bazı adamları hayrete düşürmüş.
I married an amazing woman, I have a beautiful boy, so...
Harika bir kadınla evliyim, güzel bir oğlum var.
Some things are just beautiful no matter what. And a constant reminder that you only get so many.
Bazı şeyler ne olursa olsun hep güzel ve onlara ne zaman sahip olacağını bilemezsin.
So now we line up in front of the beautiful view, and Bernadette will take a family photo of us.
Şimdi güzel manzaranın önünde sıralanalım, ve Bernadette bir aile fotoğrafımızı çeksin.
It's so beautiful.
Çok güzel.
You remind me so much of my beautiful zen.
Aynen.
Doesn't he remind you so much of our beautiful zen?
Sen bana güzel Zen'imi hatırlatıyorsun.
So many facets, beautiful from so many angles.
Pek çok açıdan çok güzel.
Bali is a beautiful island. People so attractive. The highly pleasant climate.
Burası güzel ve huzurlu bir adaya benziyor buralarda üzücü olayların yaşanması açıkçası beni şaşırttı.
Hard to believe it's been here so many unpleasant things, last year. But now, Bali became more beautiful without Communists.
Evet, ama şimdi Bali, komünistlerle birlikte çok daha güzel bir yer haline geldi.
So beautiful.
Kızımız.
So... beautiful.
Çok... Güzel.
If I'm staring at you, it's because I think you have the most beautiful eyes and perfect rosy cheeks that you got from your great-grandmother, and I just... love you so much.
Sana bakmaya başlıyorum çünkü güzel gözlerini, anneannenden aldığın pembe yanaklarını düşünüyorum. Ve... Seni çok seviyorum.
beautiful 3039
beautiful boy 45
beautiful day 103
beautiful eyes 27
beautiful morning 18
beautiful mind 19
beautiful baby 17
beautiful wife 24
beautiful house 19
beautiful night 26
beautiful boy 45
beautiful day 103
beautiful eyes 27
beautiful morning 18
beautiful mind 19
beautiful baby 17
beautiful wife 24
beautiful house 19
beautiful night 26