So go traduction Turc
35,369 traduction parallèle
I'll let him know, so go visit him at work sometime.
Ben kendisine haber veririm. Bir ara iş yerine gidip görüşürsün.
- So go on. Show me what you can do.
- Hadi, bana ne yapabileceğini göster.
The three of us will go, so you stay home.
Üçümüz yani.
This is my house, so I go outside and come back.
Burası benim evim. Dışarı çıksam da geri gelirim.
I don't like letting someone like you live, but it would be a side-effect of my intervening in the life and death of human beings, so just go on living.
Senin gibilerin canını bağışlamaktan ben de hoşlanmıyorum ama bir insanın ölüm-kalımına müdahil olmamın yan etkileri olacağından yalnızca yaşa!
- No. I won't let you go, so you should just leave me.
Gitmene izin vermeyeceğim için gidip beni arkada bırakmalısın.
You can go when I'm not around... so that I don't find out.
Yalnızca buralarda olmadığım bir sırada git, haber vermeden.
So the insurance money needs to go to a new owner, I see.
Yani sigorta parası hakiki sahibine gitmeli mi diyorsunuz?
Things would be so much better if you would just go away.
Sadece gitmek istiyorum eğer işler çok daha iyi olurdu.
- Why does it go so far?
Neden o kadar uçtu?
Zeke, I appreciate your being frank with us, so I'm gonna go ahead and return the favor.
Zeke, bize karşı açık sözlü olduğun için minnettarım.
A long time ago, he broke up with me to go out with you, so I get it.
Uzun zaman önce, benden ayrılıp seninle çıkmıştı. Yani anlıyorum.
Do you have a cellphone that I can use so if I go out there I can call and stay in touch with you?
Kullanabileceğim bir cep telefonun var mı? Böylece oraya gidip seninle de bağlantıda kalabilirim.
I'm so glad we didn't go.
İyi ki gitmedik.
So, we just close our eyes and let her go.
O zaman göz yumup gitmesine müsaade edelim.
When Dad was in the right mood... Come on, let go. ... he was so much fun to play with.
Baba, morali iyi olduğu zaman çok eğlenceli oluyordu.
So he doesn't wanna go for walks anymore?
Artık yürüyüşe çıkmak istemiyor mu?
- You couldn't get into my class so you found out where I go to have my students'stories read to me?
- İkinci sınıf. Dersime giremedin bu yüzden öğrencileriin hikayelerini bana okumanın yolunu buldun yani? - Evet.
- I mean... - So you don't want me go?
Şuna bakın ya...
So you need to go through the deck to get to the keel.
Omurgasına ulaşmak için güverteyi delmen lazım.
So can I go do my job, or do you want to keep talking bullshit?
Gidip işimi yapabilir miyim yoksa saçma saçma konuşmaya devam mı edeceksin?
So there's gonna be nowhere that you can go that we won't be able to find you.
Yani, seni bulamayacağımız bir yer yok.
You go back and get the blanket so Mom doesn't kill me.
- Gidip şu battaniyeyi al da, annen canıma okumasın.
So, let's go on out there and get us a state championship!
Oraya gidelim ve eyalet şampiyonu olalım!
So, I know, you know, you can get it to use it to go to and from school.
Yani, okula gidip gelirken işine yarayabilir.
And Walter... I will want you and mother time to go a complete... core code review so that we can understand how's those happened in the first place.
Walter sen ve Anne'nin, böyle sorunun nasıl yaşandığını anlamamız için tam kapsamlı bir inceleme yapmasını istiyorum.
So if you could just take your box and go.
Öyleyse kutuyu alıp gidersen gidin.
I wanna go home so fucking bad.
Eve çok kötüye gitmek istiyorum.
So let's just go.
O zaman gidelim.
But they messed up the appointment so I'm supposed to go there for 4 : 30 but...
Ama randevumu karıştırmışlar bu yüzden oraya 16.30'da gitmem gerekiyor ama...
Well, it's a giant crossbow, so I'm gonna go with "no."
Bu devasa bir yaylı tüfek, bu yüzden "hayır" diyeceğim.
So, now, you go.
Yani, sıra sende.
The House keeps my valuables out of phase, so they don't go wondering off.
Ev değerli eşyalarımı güvende tutuyor ve böylece onlar için endişelenmeme gerek kalmıyor.
But I need you out of my hair for now, so why don't you just go for a little walk?
Bundan sonrasında yalnız kalmam gerekiyor neden beni rahat bırakıp biraz gezintiye çıkmıyorsun?
She wanted her kid to go to a better school, so they moved in with me.
Çocuğunun daha iyi bir okula gitmesini istediği için bana taşındılar.
These goddamn expiration dates are so small, they want you to go blind.
Son kullanma tarihleri küçücük yazıyor. İnsanı kör eder bunlar.
So, I think I'm going to go back to my job as a barista, where I'm less likely to be shot.
O yüzden galiba baristalığa geri döneceğim. Orada vurulma ihtimalim daha az.
The castle is your home now... so feel free to go anywhere you like.
Şato, artık senin evin bu yüzden istediğin yere gitmekten çekinme.
So, why don't we just turn around? Go back to Villeneuve.
O yüzden neden geri dönüp Villeneuve'e gitmiyoruz?
So, who will go to hell?
Peki, kim cehenneme gidiyor?
I need you to bang a rock or something when you see the flashlight, so I know which way to go.
Bir kaya falan atman gerekiyor Feneri görünce, böylece hangi yöne gideceğimi bileceğim.
And then we go back to the island with the second boat so you can get your family.
Ve sonra başka bir tekne ile adaya gideceğiz ve aileni alacaksın. Ama hiç suları yok.
And so, you decided to leave and you never go out!
Sonra sen çıkmaya karar verdin, oysa hiç çıkmazmışsın!
So, I want you to get your ass out of that pool, because I need to go down to the plant to speed up production, and you are comin'with me.
Bu havuzdan kıçını çıkmanı istiyorum. Çünkü bitkiye inmek istiyorum Üretim hızlandırmak için, ve sen benimle geliyorsun.
She had to go to the emergency room, her hands were bleeding so badly.
Elleri o kadar çok kanıyordu ki acil servise gitmek zorunda kaldı.
So I will not go anywhere.
Yani hayır. Hiçbir yere gitmiyorum
Just so you know, maybe we'll go to jail, so..
Önceden uyarayım. Muhtemelen hapse gireceğiz
We got it going, so I'm gonna go back to class.
Başladık, o yüzden sınıfa döneceğim.
So, where do you want to go?
Peki, nereye gitmek istersin?
And so I started self medicating for the physical pain and then to go to sleep and then to get through the day.
Daha sonra uyuyup, günleri geçiştirdim.
Can you hurry up and go for this swim so we can go get some breakfast?
Biraz acele edip yüzmeye başlayabilir misin? Sonra kahvaltı yaparız.
so good 651
so good to see you 177
so good to see you again 29
so goodbye 23
so good night 24
so good luck 40
so good luck with that 17
so go ahead 122
so go on 59
so go home 38
so good to see you 177
so good to see you again 29
so goodbye 23
so good night 24
so good luck 40
so good luck with that 17
so go ahead 122
so go on 59
so go home 38
good 48980
google 74
good night 12775
good morning 12476
go on 13820
goodbye 8643
gonzo 57
gore 42
gout 25
go ahead 10567
google 74
good night 12775
good morning 12476
go on 13820
goodbye 8643
gonzo 57
gore 42
gout 25
go ahead 10567
gomez 119
gonzalez 36
goran 103
got it 8698
goro 44
good luck 6133
good evening 5411
gold 780
golden 68
goodnight 1676
gonzalez 36
goran 103
got it 8698
goro 44
good luck 6133
good evening 5411
gold 780
golden 68
goodnight 1676