English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ T ] / Tear it down

Tear it down traduction Turc

391 traduction parallèle
We've been over this joint so many times I could tear it down... and build it again without misplacing a brick.
Buradan o kadar çok geçtik ki burayı yıkarım... ve tek tuğla bile şaşırmadan tekrar inşa ederim.
And you tear it down here.
Sonra böyle yırt.
Grandpa, they'll never tear it down, will they?
Büyükbaba, orayı asla yıkmazlar, öyle değil mi?
- We'll tear it down and forget it.
- Orayı yıkıp unutacağız.
When they order you to tear it down... you've got to pay for it.
Sana yıkmanı emrettiklerinde, ödemen gerekecek.
- When do we tear it down?
- Ne zaman yıkıyoruz?
And I wouldn't like to tear it down.
Ve bunun için ağlamak istemem.
Wreck it! Tear it down!
Mahvedin onları!
Tear it down.
Başla!
Tear it down!
Parçalayın!
Tear it down?
Yıkmak mı?
Charlotte, they are asking you to leave this house because they are going to tear it down, not because of any of the ulterior motives that you seem to imagine.
Charlotte, bu evi boşaltmanı istiyorlar çünkü yıkacaklar kafanda kurduğun başka bir amaçları yok.
Baseball is supposed to build character, not tear it down.
Beysbolun karakteri oluşturması gerekiyor, onu yok etmesi değil.
I hope they won't tear it down.
Umarım yıkmazlar.
Tear it down.
Parçala.
They're gonna tear it down now and build a casino.
Şimdi yıkıp kumarhane yapacaklar.
When they tear it down, I'll take Grace someplace and head to Miami.
Orayı yıktıklarında Grace'i başka bir yere götürüp kendim Miami'ye gideceğim.
A very good way of life it is, young lady... no matter how much people like you and Charles try to tear it down with your sloppy idealism.
Bu hayatın en iyi yönüdür genç bayan... Charles ve senin gibiler, aptalca idealizmleriyle insanları terörize etmeye çalışsa da!
- Tear it down? - No!
- Onu yıkmak mı?
Tear it down.
Yıkın.
They were gonna tear it down, so I bought it for you.
Bunu parktan kaldırıp atacakları için sana hediye aldım.
I heard they were gonna tear it down anyway.
Zaten yıkacaklarını duymuştum.
I'd like the house clean when they tear it down.
Yıktıklarında evin temiz olmasını istiyorum.
I may be forced to tear it down.
Onu yıkmak için zorlamak gerekebilir.
They had to tear it down. It was condemned.
Çürük olduğu için yıkmak zorunda kalmışlar.
We'll tear it down.
Kulübeyi unut. Yıktırırız.
A perfectly good shed. Why tear it down?
Mükemmel bir kulübeyi niye yıktıralım ki?
You better beat it or they'll tear you down and put up offices.
Sizi yıkıp yerinize bürolar dikmeden gidin buralardan.
He wants to tear down the church and make a parking lot of it.
Kiliseyi yıkıp yerine otopark yapmak istiyor.
It's one of the more annoying parts of this business. The prosecution will always try to tear down the character of the defendant.
Bu işin en baş ağrıtıcı yanlarından biridir ama davacı davalının karakterini sökmeye çalışır.
I'd tear off my arms... I'd burn Springrock down to ashes if you wanted it.
Sen iste... kollarimi keser, Springrock'i küle çeviririm.
If somebody wanted to knock off Gramps why tear down half the building to do it?
Gramps'i öldürmek istese neden binanın yarısını yıksın?
Well, yes, you'll find it mighty uncomfortable to be sitting here while they tear down the place around you.
Şey, evet, etrafınızda binayı yıkarlarken burada oturmayı çok rahatsız edici bulacaksınız.
Tear it all down.
Her şeyi sökün.
And you, do you shoot him down like a dog, tear him to shreds?
Ve sen de onu bir it gibi geberttin, lime lime mi doğradın?
- I tear it all down!
- Yırtıp atarım!
We have to tear it all down and restore it again.
Ben de sizinle aynı fikirdeyim. Her şeyi yıkmak lazım. Ne de olsa orijinal haline dönmesi gerekiyor.
Oh, Lord, forgive me for harbouring such unworthy thoughts, but sometimes I wish I could tear it all down!
Tanrım, böylesine değersiz düşüncelere sahip olduğum için beni affet ama bir türlü içimden söküp atamıyorum!
You're suggesting he'll tear down that rollercoaster just because you said it was safe?
Sırf sen güvenli dedin diye, gidip o treni patlatacak mı diyorsun yani?
- Tear the pump down and inspect it.
- Pompayı indirip incelemeliyiz.
But things change, and with all the additions to the family we had to tear down the old house, even though we loved it.
Ama zamanla her şey değişiyor, "ve aileye yeni katılanlar olduğu için"... çok sevmemize rağmen, "eski evi yıkmak zorunda kaldık".
It will be sold, split up... they will tear down this house to make one of those ugly skyscrapers full of holes
Satılacak, parsellenecek... Delikleri betonla doldurulmuş şu korkunç şeylerden... birini yapmak için bu evi yıkacaklar.
It wants to tear down the forest.
Bütün ormanı yerle bir etmek istiyor.
After you're gone, I'm gonna tear this place upside down like a cyclone hit it.
Siz gider gitmez burayı sanki bir kasırga vurmuş gibi parçalayacağım.
We've gotta tear everything down, burn it.
Biz herşeyi yıkmak, yakmak zorunda kaldık.
You know, it's really a shame that they would tear down a landmark like that.
Biliyor musun, öyle olağanüstü bir yerin kapanması gerçekten yazık.
IF YOU GET INTO TROUBLE HERE YOU'LL JUST MAKE IT EASIER FOR THEM TO TEAR YOU DOWN.
Burada başına belaya sokarsan onların seni parçalayıp alaşağı etmelerini kolaylaştırırsın.
"Tear that old village down, it's hanging in rags."
"Şu eski köyü yıkın. eski püskü duruyor."
It's a shame they're going to tear the whole place down.
Tüm bu yeri yıkacak olmaları utanç verici.
Boy, it's a shame they're gonna tear this all down.
Evlat, burayı yıkacak olmaları utanç verici.
One last family in the Lenox Avenue building, then it's clear to tear down.
Lenox Avenue binasında son bir aile kaldı, sonra yıkabileceğiz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]