The boat traduction Turc
12,446 traduction parallèle
You upset people, but so does anybody who rocks the boat.
İnsanları sadece sen değil sorun çıkaran herkes üzer.
Either arrest me or get the hell off the boat, man.
Ya beni tutuklarsın ya da bu bottan defolup gidersin.
Not "what now?" with the boat.
"Şimdi ne var?" bot ile ilgili değildi.
" The boat, the boat.
" Tekne, tekne.
What was on the boat?
- Gemide ne vardı?
Well, I think it's because I missed the boat and I feel it's so important for others to catch it.
Sanırım kendim fırsatı kaçırdığım için başkalarının yakalamasının çok önemli olduğunu düşünüyorum.
Amanda and I will be leaving on the boat that he painstakingly restored for us.
Amanda ve ben, David'in büyük bir ihtimamla yenilediği yatla denize açılacağız.
It's from the boat yard.
Çekek yerinden.
Ward 5 to the boat yard.
Koğuş 5 çekek yerine.
Had fun riding on the boat?
Bot sürerken eğlendin mi?
I heard you wrecked the boat.
Botu parçalamışsın.
He was telling me about the boat he was gonna buy.
Bana alacağı tekneden bahsediyordu.
Hey, turn the boat around
Hey emmi, botu döndürün.
See you at the boat tonight?
Akşam botta görüşürüz değil mi?
Fire up the boat- - we're going home!
Botu çalıştırın. Eve gidiyoruz!
I brought these over in the boat.
Bunları gemiden getirdim.
Utopium from the night of the boat massacre.
Tekne katliamından Utopyum lazımdı.
The night of the boat party, you were selling Utopium.
Tekne partisindeki gece Utopyum satıyordun.
Look, I need to talk to you about the night of the boat party.
Tekne partisindeki gece hakkında konuşmak istiyorum.
My bag's in the boat.
Çantam teknede.
I'm at the boat, your bag's gone.
Teknedeyim, çantan kayıp.
Will you let us off the boat?
Gemiden inmemize izin verecek misiniz?
We'll let you off the boat as soon as we can
Elimizden geldiğince kısa sürede gemiden indireceğiz sizi.
Yeah. But the thing is ". Marry the boat then.
Evet.
- Is the boat sitting straight? " " - Yes, sir."
- Tekne düz oturuyor mu? "Evet, efendim."
You want to take the boat to the power plant?
Tekneyi santrale götürmek ister misin?
So I just kinda... [Whispers] Shut down and tried not to rock the boat.
Ben de bu durumda içime kapandım ve kendimi bırakmamaya çalıştım.
The guy has been killed in the boat, thus burits over there and placed where he was found.
Çocuk teknede öldürüldükten sonra bulunduğu sokağa taşınmış ve oraya bırakılmış.
He hosts parties on the boat to cozumel and back.
O Cozumel ve gerisinde, teknede parti düzenliyor.
Nora was one of the hostesses on the boat.
Nora teknedeki hosteslerden biriydi.
He's hosting a lavender party on the boat.
Teknede bir lavanta partisi veriyor.
Never get off the boat.
Tekneden hayatta çıkmam.
But without the boat window.
- Ama gemi penceresi yok.
Come on, you remember. The boat window.
- Hadi ama gemi penceremizi unutmuş olamazsın.
Remember our plans to sail around the world on a boat?
Dünyayı gezmek için bir tekneyle denize açılma planımızı hatırlıyor musun?
- I know the whole naked boat thing is a little unrealistic, but we both need to start over, right? You and me.
Sen ve ben.
Hey, what do you think of the name Not Penny's Boat?
Penny'nin Gemisi Değil ismi nasıl sence?
Zola and Bailey... And tumors on the walls... And ferry-boat scrub caps.
Zola ve Bailey duvardaki tümörler ve feribot desenli ameliyat kepleri.
All right. Fresh off the boat?
Yeni mi geldin?
To the boat!
Tekneyi alalım.
We're all in the same boat, sir.
Hepimiz aynı gemideyiz, efendim.
I'm producing a new Chuck Norris movie, and I was watching "The Love Boat" the other night.
Yeni bir Chuck Norris filmi yapıyorum ve geçen gece Love Boat'u izledim.
Couple of months ago in Cape Town, the crew of a fishing trawler reported how a flock of razorbills attacked their boat.
Birkaç ay önce Cape şehrinde, bir balıkçı teknesinin tayfası gemilerine saldıran bir usturagagalı sürüsünü rapor etmişlerdi.
What's the point of a boat if you never take it out of the dock?
Eğer limandan hiç ayrılmayacaksan tekneye binmenin amacı ne ki?
I just can't believe we're in the same boat with Callie again.
Callie ile yine aynı şeyleri yaşadığımıza hala inanamıyorum.
And we need money for boat tickets and a bribe for the visas.
Gemi biletine ve vize için rüşvet parasına ihtiyacımız var.
Nora was visiting a boat called the Blue Izzy.
Nora Blue Izzy isimli bir tekneyi ziyaret ediyordu.
Yeah, yeah, g-get the boys and get this drama off my boat.
He, he, çocukları al ve bu tiyatroyu teknemden götürün.
If the D.E.A. comes aboard, all they see is a boat loaded with records and pretty ladies.
Eğer D.E.A. tekneye gelirse, tüm görecekleri... zarif bayanlar ve plaklarla yüklenmiş bir tekne.
By the time your help gets here, you'll be dead, too, and I'll be on that cigarette boat waiting for me by the bridge.
Bu arada yardımın buraya gelmeden, çoktan ölmüş olacaksın ve ben köprü tarafında benim için bekleyen sigara teknesinde olacağım.
You think I would have sailed in a boat by myself for a week if it were "vintage" Stoick the Vast?
Eğer bildiğimiz "klasik" Büyük Stoick olsaydı tek başıma bir hafta bir botla yolculuk yapıp buraya gelir miydim?
boats 126
boat 174
boatwright 20
the better 784
the big bang theory 136
the beatles 53
the best is yet to come 22
the bus 75
the boys 83
the bed 52
boat 174
boatwright 20
the better 784
the big bang theory 136
the beatles 53
the best is yet to come 22
the bus 75
the boys 83
the bed 52
the bedroom 35
the band 70
the boss 128
the beach 114
the bastard 139
the big one 111
the best 484
the bridge 67
the book 195
the baby's coming 54
the band 70
the boss 128
the beach 114
the bastard 139
the big one 111
the best 484
the bridge 67
the book 195
the baby's coming 54
the ball 71
the bat 30
the box 93
the bathroom 101
the bag 76
the big 102
the beast 101
the body 126
the big guy 22
the beginning 51
the bat 30
the box 93
the bathroom 101
the bag 76
the big 102
the beast 101
the body 126
the big guy 22
the beginning 51