The first victim traduction Turc
644 traduction parallèle
The servant is unlocking the door, and meanwhile upstairs... the murderer is gloating over the first victim.
Hizmetçi kapının kilidini açtı ve bu sırada katil yukarıda ilk kurbanını öldürüyordu.
There's the first victim.
İşte ilk kurban geliyor.
- Maybe the first victim looks like the woman.
- Belki de ilk maktulün tablosudur.
I know you got a lot on your hands right now, but... The best thing for me to do is to see the remains of the first victim.
Biliyorum, çok işiniz var ama ilk kurbandan geriye kalanları görsem iyi olacak.
Mr. Constantine, you're not the first victim, you know.
Bay Constantine, siz ilk kurban değilsiniz.
Read what's written beside the name of the first victim, the Hon. Martellini.
İlk kurbanın, Saygıdeğer Martellini'nin, isminin yanında yazanları okuyun.
Only if Doctor Strange had been the first victim. Then we would know something.
Eğer Dr. Strange önce öldürülmüş olsaydı, o taktirde biz daha emin olabilirdik.
Wally could not be the first victim in this case.
Wally hala bu davada yine de ilk kurban olmuş olabilir.
"10-year-old Melissa Anne Montgomery... " was the first victim believed to have been murdered in Cliffside Park.
" 10 yaşındaki Melissa Anne Montgomery'nin Cliffside Park'ta öldürülen ilk kurban olduğu sanılıyor.
And you'll be the first victim.
Ve ilk kurban olacaksın.
In Portland, three months ago, the first victim was a priest.
İzninizle. Portland'da, üç ay önceki ilk kurban bir rahipti.
You'll be the first victim.
Sen de ilk kurban olacaksın.
If shooting begins, he'll be the first victim.
Eğer ateş ederse o ilk kurban olacak.
The Stupendous Yappi said the first victim's body has been dumped.
Harikulade Yappi cesedi bir yerde atılmış bulacağımızı söyledi.
They sent a package to a prisoner who may have been the first victim of the contagion.
Salgındaki ilk kurban olması muhtemel bir mahkuma, bir paket göndermişler.
- That's where the first victim worked.
- İlk kurban burada çalışıyordu.
On my autopsy on the first victim, the lungs were absolutely alive with infestation.
İlk kurban üzerindeki otopsimde ciğerler tamamen bu canlı larvalarla doluydu.
- What's her connection to the first victim?
- İlk kurbanla bağlantısı nedir? - Görünüşe göre hiçbir şey.
We just got a report of a robbery at the drugstore where the first victim disappeared.
Biraz önce silahlı bir adamın soygun yaptığı çağrısı geldi. İlk kurbanın kaybolduğu eczanedeymiş.
It's also the birth date of the first victim.
Ayrıca ilk kurbanın doğum günü.
What's her connection to the first victim?
- İlk kurbanla bağlantısı nedir?
The first victim? You've seen him around the school?
İlk kurbanı okulda mı gördün?
The blood in the stomach of the first victim... is that of a white male, type A-positive.
İlk kurbanın midesindeki kan... beyaz bir erkeğin, kan tipi A-pozitif.
Funeral services for the first victim are being held this afternoon.
İlk kurbanın cenazesi bu öğlen olacak.
He has burn marks on his chest similar to the cattle prods on the first victim.
İlk kurbanda olan yaralanmalar gibi, göğsünde yanık izleri var.
Look, just because Berman dated the first victim...
Bak, Berman'ın ilk kurbanla çıkması...
Look at this, ATM tape caught the first victim.
Şuna bak, ATM kaseti ilk kurbanı çekmiş.
The first victim was infected with the virus.
İlk kurban, bir şekilde virüsten etkilenmiş olmalı.
The name of the victim is being withheld until the parents are first notified.
Aileler haberdar edilene kadar çocuğun ismini açıklayamıyoruz.
I'm the one who killed your first victim!
İlk kurbanını öldüren bendim.
Pay a visit to the victim first.
Önce mağduru ziyaret et.
This one is from the body of the victim, also.3 2-caliber, and proven by Ballistics... to have been fired from the same weapon as the first bullet.
Bu da kurbanın cesedinden, o da 32 kalibre, ve Balistik bunun da ilki gibi aynı silahtan ateşlendiğini kanıtladı.
But the vigilante plugged his first victim in Riverside Park.
Fakat "Kanun Koyucu" kurbanlarını Riverside Parkı'nda avlıyor.
What's your trouble? I'm first on the scene, got no victim.
- Buraya ilk ben vardım, kurban yok.
So you, Carlo Gunther, head photographer, confirm you saw the victim, Lucia Cerezer, for the first time just two days ago when she showed up at the agency.
Yani siz fotoğrafçı Carlo Gunther kurban Lucia Cerezer'in iki gün önce ajansa geldiğini ve onu ilk defa o zaman gördüğünüzü onaylıyorsunuz.
The first to fall victim to the assassin's blows was a doctor, Giulio de Castelli.
Katilin saldırısına ilk kurban giden kişi bir doktordu : Giulio de Castelli.
The first thing they eat is the heart. Consider which snaps courage and virtues of the victim.
İlk önce kalbini yerler çünkü bu şekilde kurbanlarının cesaret ve meziyetlerini aldıklarını düşünürler.
Apollo, a lot of people say that you lost the first fight, a victim of the southpaw jinx.
Apollo, ilk maçta rakibinin solak olmasına kurban gittiğin söyleniyor.
But the first real victim of the disease ought to be the far-sighted nurse, don't you think?
Ama hastalığın ilk kurbanı bence uzak bir yerdeki bir hemşire olmalı. Bu tabii ki benim fikrim. Sen ne diyorsun?
All the evidence points to Tregennis being the criminal in the first tragedy and victim in the second.
Tüm kanıtlar, Tregennis'i ilk trajedide suçlarken ikincide, kurban olduğunu gösteriyor.
This is our first chance to see the victim in person.
Bu kurbanı ilk görüşümüz.
If I was to stop now from the holy path of victory, my subject would look around as awaken from their slumber. Their first victim would be me.
Eğer zafere giden kutsal yolda beni durdurursan, adamlarım uykularından yeni uyanmış gibi etraflarına bakıp ilk önce beni kurban ederler.
This is the first UFO victim who speaks in complete sentences and doesn't wear his name on his belt.
Bunu daha ne kadar sürdüreceğimi bilmiyorum. Çok iyi gidiyorsun, baba!
First victim of our killer who was found murdered a year ago in the Southern part of the state.
Katilimizin ilk kurbanı. Eyaletin güneyinde bir yıl önce ölü olarak bulundu.
Police say that Black Plague singer Bobby Black was not the victim of a drug overdose as was at first suspected.
Polis, Kara Veba şarkıcısı Bobby Black'in tahmin edildiği gibi aşırı dozda uyuşturucuya kurban olmadığını açıkladı.
The autopsy reports of the first three victims show no unidentified marks or tissue samples, but those reports were signed by a different medical examiner than the latest victim.
İlk üç kurbanın otopsi raporlarında belirgin izler veya doku örnekleri bulunamamış. Fakat bu raporlar sonuncu kurban hariç başka bir doktor tarafından imzalanmış.
It's at the drugstore where the first victim disappeared.
İlk kurbanın kaybolduğu eczanedeymiş.
I know he's an innocent victim the first time around, but he's a little off.
- Ne? İlk seferinde masum bir kurbandı, biliyorum. Ama kafadan kontak gibi.
Now, you say that the victim threatened Marty first?
Şimdi diyorsun ki, önce kurban Marty'yi tehdit etti.
The first tissue to be attacked by the nanoprobes is the victim's blood.
Nano robotların ilk saldırdığı doku kurbanın kanı.
It's tight at first but opens up near the victim.
İlk bölüm dar ama kurbanın yanında daha da açılıyor.
the first one 115
the first of many 20
the first time i saw you 26
the first time we met 43
the first 240
the first day 25
the first time 174
the first lady 16
victim 85
victims 139
the first of many 20
the first time i saw you 26
the first time we met 43
the first 240
the first day 25
the first time 174
the first lady 16
victim 85
victims 139
the floor is yours 27
the flash 89
the forest 35
the family 112
the family business 35
the floor 53
the final frontier 122
the future 293
the french 76
the fool 54
the flash 89
the forest 35
the family 112
the family business 35
the floor 53
the final frontier 122
the future 293
the french 76
the fool 54
the food 120
the front 31
the father 151
the facts 28
the front door was open 16
the fire 114
the fuck is this 18
the feds 64
the fuck 145
the four 34
the front 31
the father 151
the facts 28
the front door was open 16
the fire 114
the fuck is this 18
the feds 64
the fuck 145
the four 34