The last one traduction Turc
8,449 traduction parallèle
- This is the last one, I swear to God.
Bu son, yemin ederim.
The last one came within 50 meters of a school.
Sonuncusu, bir okulun 50 metre ilerisine düştü.
Just like the last one and the one before that.
Tıpkı bundan önceki ve diğerleri gibi.
The last one was Racist Dave.
Sonuncusu ırkçı Dave'di.
Hope... you were the last one to see Kilgrave alive.
Hope Kilgrave'i canlı gören son kişi sendin.
Okay, this is the last one.
Pekala, bu sonuncusu.
The last one, Louis Carlisle, not officially missing, but he hasn't shown up for work in almost a week.
En sondaki, Louis Carlisle resmi olarak kayıp değil ama bir haftadır işe gitmemiş.
He was the last one!
O sonuncu!
She was the last one scheduled to see them.
- En son görüşmeye gelen oymuş.
Do you want to turn the place upside down like you did the last one?
Geçen sefer yaptığın gibi evin altını üstüne mi getirmek istiyorsun?
I can't believe I'm the last one who saw Aunt Edie alive.
Edie Teyze'yi canlı gören son kişi olduğuma inanamıyorum.
You sure she's the last one?
Onun son kız olduğuna emin misin?
Okay, so the last one's a guard.
Pekala, son kalan da gardiyan oldu.
Come on, 819, you're the last one up, buddy.
Hadi, 819, bir tek sen kaldın, dostum.
Because the last one was a royal fuck-up!
Sonuncusu tam bir rezillikti, çünkü!
How come I'm the last one to find out that I'm the wife of the new Minister of Energy Development?
Yeni Enerji Gelişimi Bakanı'nın karısı olduğumu neden en son ben öğreniyorum?
- Maestro, the last one.
- Üstat, sonuncu.
Well, I figure her number's in his phone... probably the last one he called. All right.
Numarası telefonunda vardır diyorum, büyük ihtimal son aradığı kişi.
Amanda, you were the last one here.
Amanda, buradaki son kişi sendin.
... one song, and it's the last one.
Daha fazla şarkımız yok, bu sonuncu.
Oh. And this is the last one.
Ve bu sonuncu olacak.
I tried killing the last one, the Husband.
Sonuncuyu öldürmeyi denedim, kocayı.
I was the last one to see him alive.
Onu canlı gören son kişi bendim.
This is one of the greatest threats SHIELD's ever faced.
Bu S.H.I.E.L.D.'ın şimdiye dek karşılaştığı en büyük tehditlerden biri.
Why? New York is one of the last cities to still use its sewers to run off storm water.
New York sel sularını akıtmak için hala lağımlarını kullanacak en son şehirlernde biridir.
The rest went underground... starving, nearing extinction till one day a group of scientists returned to the surface to gather information, piece together whatever they could, and they found something... a possible reset switch... something started in your time, finished in mine... a last resort.
Geriye kalanlar yer altına geçti. Aç ve tükenmenin sınırında. Ta ki bir gün bir grup bilim insanı bilgi toplamak ve bir şeyler bulabilmek adına yeryüzüne çıkana dek.
Each one ends up being more disappointing than the last.
Her biri, bir öncekinden daha fazla hayal kırıcı oluyor.
I don't need it. Come on, let's fire up the Beast one last time.
Hadi son bir kez ateşleyelim.
Can you begrudge a father one last romp with his boy before the Navy ruins him?
Donanma onu mahvetmeden önce babanın oğluyla son kez güreşmek istemesini çok görmezsiniz, değil mi?
And it's one of the last videos I have of her.
Ve o, içinde onun olduğu son videolardan birisi.
How would you like to share one of the finest wines out of Bordeaux in the last half-century?
Son yarı yüzyılın en iyi Bordeaux şaraplarından birini paylaşmaya ne dersin?
Listen, I went through the missing person cases and saw one other cop pulled those files last year,
Kayıp kişiler dosyasını taradım. Geçen sene başka bir polisin de aynı dosyaya baktığını gördüm.
And every last one of you is being led to the slaughter.
Ve her biriniz katliama götürülüyorsunuz.
I picked up the last tab and the one before that.
Geçen ve ondan önceki hesabı da ben ödemiştim.
I'm here to offer you both one last chance to wipe the slate clean.
- Neden geldiniz? - Bu borcu temizlemek için size son bir şans önermeye geldim.
We gathered together the last of our funds, sent out one of our people to score a shipment of arms.
Birlikte son kaynağımızı bir araya getirip sevkiyat kollarından birine adamımızı yolladık.
Task force says a camera in Hollywood caught a minivan last night that matches the one we're looking for.
Özel tim, Hollywood'da dün gece bir kameraya bizim aradığımıza benzeyen bir ticari araç yakalandığını söyledi.
So, Phil, I was thinking... Since the President of the United States is dead and we're the last two people on earth, one of us should probably be the President of the United States.
Phil, düşünüyordum da ABD başkanı öldüğü ve biz de dünyadaki son iki kişi olduğumuz için içimizden biri bence ABD başkanı olmalı.
I mean, she's the last woman on the face of the earth, so technically she's the one.
Dünyadaki son kadın, o yüzden teknik olarak ruh eşim sayılır.
It was so cold last night, one of the pipes burst in the attic.
Dün akşam çok soğuk olunca çatıdaki borulardan biri patlamış.
Your real last name, the one you had before you were adopted.
Gerçek soyadını soruyorum. Evlat edinilmeden önceki yani.
Of course, these two teams are meeting for the Birmingham City Championship, and only one can advance to the state playoffs.
Tabi ki ikisi daha önce Birmingham Şehri Şampiyonluk maçında karşılaştı fakat eleme maçından sadece biri geçebildi.
Shouldn't we drink one last toast to Pied Piper before we burn it to the fucking ground?
Pied Piper'ı tuzla buz etmeden önce son bir kez kadeh kaldıralım mı?
According to the saying, when a child dies, an angel will take the child in her arms and fly her over all the places she loved best, so she can see them one last time before she goes to heaven.
Denilene göre, bir çocuk öldüğünde bir melek onu kollarına alır ve çocuğun en sevdiği yerlere uçurur,... gitmeden böylece çocuk oraları cennete son bir kez daha görür.
Wait. Just before you leave, how about we light the Shabbos candle one last time?
Bekleyin.Gitmeden önce son kez Shabbos mumlarıyla aydınlansak nasıl olur?
Either you tell him the truth or you start this marriage like you spent the last 20 years of your last one.
Ya doğruyu söyleyeceksin ya da evliliğine yalanlarla başlayıp 20 yıl öncesinde yaptığını yapacaksın.
He had a heart attack just before I went away, and then another one last month, and my mother thinks the truth is gonna kill him.
Tam ben içeri girmeden önce kalp krizi geçirdi geçen ay bir kriz daha geçirmiş annem, gerçeğin onu öldüreceğini düşünüyor.
Last time I checked, no one around here has the skill set to deal with mass cremation.
En son baktığımda, ölüleri yakma yeteneği olan kimse yoktu etrafta.
I threw up, actually, because I thought about all the brains I've had and every last one of them was...
Kustum aslında bakarsan çünkü yediğim tüm beyinler aklıma geldi onlardan her biri birer...
This is one of the last surviving bottles of the Pappy Van Winkle warehouse fire of'95.
95'de Pappy Van Winkle deposunda çıkan yangından kurtulan son şişelerden biri.
Sir, we responded personally to an attack last night in one of the outlying towns.
Efendim, dün gece şehir dışı saldırılarından birine şahsen cevap verdik.
the last few days 25
the last 153
the last time you were here 18
the last i heard 37
the last time i saw you 99
the last time 101
the last time i checked 40
the last time i was here 29
the last time i saw him 32
the last time we met 19
the last 153
the last time you were here 18
the last i heard 37
the last time i saw you 99
the last time 101
the last time i checked 40
the last time i was here 29
the last time i saw him 32
the last time we met 19
the last few weeks 16
the last few months 17
the last time i saw her 28
the last time we spoke 24
the last thing i remember 34
last one 194
ones 44
one day at a time 90
one moment please 57
one more time 797
the last few months 17
the last time i saw her 28
the last time we spoke 24
the last thing i remember 34
last one 194
ones 44
one day at a time 90
one moment please 57
one more time 797
one day 2293
one month later 23
one thing at a time 106
one more 931
one more shot 23
one year ago 42
one more day 57
one more hour 17
one more chance 34
one hundred 76
one month later 23
one thing at a time 106
one more 931
one more shot 23
one year ago 42
one more day 57
one more hour 17
one more chance 34
one hundred 76
one step at a time 173
one more minute 37
one more thing 865
one moment 967
one more round 22
one more drink 18
one and two 35
one second 1230
one sec 340
one night 558
one more minute 37
one more thing 865
one moment 967
one more round 22
one more drink 18
one and two 35
one second 1230
one sec 340
one night 558