The lights traduction Turc
8,487 traduction parallèle
And you turned on the lights and gave their biggest boogeyman a name.
Sen ise ışığı açtığında onların en büyük kabusu oldun.
Stay in the lights.
Karanlığa girmeyin.
And my partner fails to recognize that, as defense attorneys, we're never gonna be able to keep the lights on, waiting on a horde of innocent souls to stumble into our loving arms.
Ve ortağım şunu anlamıyor ki savunma avukatları olarak masum ruhların kollarımıza düşmesini bekleyerek ışıkları bile açık tutamayız.
You can leave the lights off.
Işıkları açık bırakabilirsin.
Turn the lights out It's less dangerous
# Işıkları kapatın Öyle daha az tehlikeli #
With the lights out It's less dangerous
# Işıkları kapatın Öyle daha az tehlikeli #
Go to bed, go to sleep, turn off the lights.
Yat artık, ışıkları kapat.
Hey, the lights are out again.
Hey, ışıklar yine gitti.
You want the lights to still go on when you're 70?
70'inize geldiğinizde ışıklarınızın açık olmasını istiyor musunuz?
Turning the lights out on the guy in the shitter, man.
Tuvalette adam varken ışıkları kapatıyorsun demek.
We eat a little'shrooms... to kinda trip out a little bit, look at the lights, all the sparkly lights.
Mantar yeriz kafamız iyi olur, parlak ışıklara bakarız falan.
Look at the lights.
- Işıklara bak.
Another 15 before I can turn on the lights.
Işıkları yakmak için diğer 15 dakika daha lazım.
You just... turn the lights on in the evening.
Akşamları ışıkları açacaksın.
- I was about to finish my shift when we got hit with the lights and sirens.
- Tam vardiyam bitecekti birden sirenler ve ışıklar gözüktü.
I kept the lights on and the doors open, not you.
Işıkları ve kapıyı ben açık tuttum, sen değil.
That's cleaning the mats, turning on the lights, checking the temperature, and folding and stocking towels, and anything else that needs to be done.
Matları temizlemek, ışıkları yakmak, ısıyı kontrol etmek, havluları katlayıp yerleştirmek, ve yapılması gereken ne varsa.
Kill the lights!
Işıklar sönsün!
Okay, l-look, instead of fighting, why don't we dim the lights, um, get naked and make a baby?
Tamam, bak. Kavga etmek yerine loş bir ortam yaratarak soyunup çocuk yapsak ya?
We shut off the lights, turn'em back on, everybody's fancy jewelry is missing.
Işıklar söndürürüz. Açıldığında herkesin mücevherler kaybolmuş olur.
Get the lights.
Işıkları getir.
All the lights are off, so that's good.
Tüm ışıklar sönük, bu iyi bir şey.
Turn on the lights, please.
Işıkları açar mısın lütfen?
The lights are on.
Işıklar açık.
It was raining, but the lights made everything glow.
Yağmur yağıyordu ama ışıklar her şeyi parlatıyordu.
Which have caused atmospheric disturbances, the lights?
Atmosferik bozulmalara neden olan testler.
But the lights made everything glow.
Ama ışıklar her şeyi parlak gösteriyordu.
Sir, all the lights in C-Dorm went out, so I sent some of the girls in electrical down to take a look at it.
Efendim, C-Yatakhanesinde bütün ışıklar gitmiş ben de kızları oraya bakmaları için götürdüm.
Um, well, the lights are back on now.
- Işıklar geri geldi.
What happened to the lights?
Işıklara ne oldu?
The lights are back on. I must have paid the rent.
Işıklar yine yanıyor, kirayı ödemiş olmalıyım.
I remember when getting off the plane in Nevada, thinking, "\ / Vho turned off the lights in VVa / es when they left?"
Nevada'da uçaktayken düşündüm ki "Gittiklerinde Galler'deki ışıkları kim söndurdü?"
The lights, those noises, was that you?
Işıklar, o sesler, sen mi yaptın?
He speaks through the lights sometimes.
Bazen ışıklardan konuşur.
He's saying, "it's too late." They're searching for the lights. "
Diyor ki, "Artık çok geç, onlar ışıkları arıyorlar."
"It's too late. They're searching for the lights."
"Artık çok geç, onlar ışıkları arıyorlar."
Can we kill the work lights, get a spot on this?
İş ışıklarını kapatıp buraya ışık tutabilir miyiz?
Why are the lights off?
Hem de güpegündüz.
Follow the blue lights.
Mavi ışıkları takip edin.
Follow the blue lights!
Mavi ışıkları takip et.
The globe lights up with copper wiring.
Bu fanus ışıklarını bakır teller çalıştırır.
Then a huge underground space will be constructed to connect all parts of the old Louvre and create an entire underground city with warehouses, labs, streets and traffic lights.
Daha sonra yerin altında büyük bir alan inşa edilerek Louvre'un tüm eski bölümleri birleştirilecek ve tümüyle yer altında bir şehir kurulacaktı. Depolar, laboratuvarlar, sokaklar ve trafik ışıkları olacaktı.
Through the trippy tunnel of lights.
- Işık tünelinden geçen. - Evet.
- Well, turn the lights back on!
Işıkları tekrar yakalım!
Eric took me up onto the glacier in a tent... and now we're building a hideaway in the ice, a hotel hewn into the glacier itself, where lovers of the wilderness, lovers of the northern lights,
Eric beni buzulun üzerindeki bir çadıra götürdü. Şimdi de buzun içinde saklanacak bir yer vahşi doğanın, kuzey ışıklarının âşıkları için buzulun bizzat içine oyulmuş bir otel inşa ediyoruz.
You can actually hear them, you know, the northern lights outside the city.
Gerçekten onları duyabilirsiniz. Bildiğiniz gibi kuzey ışıkları şehrin hemen dışında.
We are building a hotel hewn into the glacier itself, where lovers of the wilderness, lovers of the northern lights, or just lovers can witness the wildest things they'll ever see from the safest place on Earth.
Ya da yalnızca âşıklar dünyadaki en güvenli yerden hayatlarında görebilecekleri en vahşi şeylere tanık olabilsinler diye.
All those lights on in the offices, it's 11 : 00 on a Friday night.
Cuma gecesi saat 11'de tüm ışıklar hâlâ açık.
Sir, we are working very hard... possibility number one, a secondary source of power as evidenced by the backup lights is available and while probably insufficient to simultaneously power every elevator in the building, might be fed
- Efendim, biz çok hard - çalışıyoruz - Olasılık numara, bir güç ikincil kaynağı. Yedek ışıkları ile kanıtlandığı üzere mevcuttur.
It's day three of my search here in the town of Collins Falls and I've seen no sign of the mysterious lights reported in the sky.
Collins Falls kasabasındaki araştırmamın üçüncü günü ve gökyüzünde görüldüğü bildirilen gizemli ışıklara dair bir ize rastlamadım.
Val, would you turn on the pool lights, please?
Val, ışıkları yakar mısın?
the lights are on 28
the lights went out 23
lights 343
lights out 204
lights up 17
lights off 30
lights on 45
the lord is my shepherd 76
the little mermaid 17
the lord be with you 29
the lights went out 23
lights 343
lights out 204
lights up 17
lights off 30
lights on 45
the lord is my shepherd 76
the little mermaid 17
the lord be with you 29
the leg 22
the line 46
the last one 115
the liar 16
the last few days 25
the lord works in mysterious ways 23
the legend 36
the last 153
the last time you were here 18
the longer we wait 44
the line 46
the last one 115
the liar 16
the last few days 25
the lord works in mysterious ways 23
the legend 36
the last 153
the last time you were here 18
the longer we wait 44
the letter 112
the love of my life 42
the last i heard 37
the last time i saw you 99
the lord is with thee 72
the last time 101
the light 187
the leader 45
the left 71
the law 124
the love of my life 42
the last i heard 37
the last time i saw you 99
the lord is with thee 72
the last time 101
the light 187
the leader 45
the left 71
the law 124