English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ T ] / Turn off the light

Turn off the light traduction Turc

387 traduction parallèle
Better turn off the light, otherwise he'll get suspicious when he comes home and finds everything illuminated.
Işığı kapatsan daha iyi, dönüp aydınlığı fark ederse şüphelenir. dönüp aydınlığı fark ederse şüphelenir.
Max, turn off the light.
Max, ïşïgï söndür.
Shall I turn off the light?
- Işığı söndüreyim mi?
Now, you turn off the light, Bunny.
Al, ışığı söndür Bunny.
At 9 o'clock, turn off the light in Wataru's room.
Saat 9'da Wataru'nun odasındaki ışığı kapat.
Emiko, please turn off the light.
Emiko, ışığı söndür lütfen.
Turn off the light!
Işığı söndür!
Turn off the light.
Işığı kapat.
- Why did you turn off the light?
- Neden ışığı söndürdün.
Shall I turn off the light?
Işığı söndüreyim mi?
Turn off the light, Wise.
Işığı kapat Wise.
The light, turn off the light!
Işık! Işığı kapat!
Now, when I turn off the light, make a woman out of her.
Işıklar kapanınca kendini bir kadın gibi hissetmesi için çabala.
You, half-impotent as a man and as an artist when I turn off the light, be brave, make the leap!
Hem bir erkek hem de bir sanatçı olarak, yarı iktidarsızsın. Ben ışıkları söndürünce üzerine atlayacaksın.
Let me turn off the light in the car.
Gidip arabanın farlarını kapatayım.
- l forgot to turn off the light.
- Işığı söndürmeyi unutmuşum.
Turn off the light
Işıkları kapatacak.
You're saying you turn off the light and it just happens.
Kendi kendine ışık kapansın diyeceksin ve olacak.
Turn off the light, please.
Işığı kapatırmısın, lütfen.
First turn off the light.
Önce ışığı söndür.
Turn off the light!
Işıkları kapat!
- Turn off the light.
- Işığı kapatın.
- Turn off the light, please.
Işığı kapatın lütfen.
Turn off the light and get some sleep.
Işığı söndür ve yat.
Go sleeping and turn off the light.
Git yat ve ışıkları da söndürmeyi unutma.
- Turn off the light!
- Işıkları kapatın!
Just turn off the light and go.
Işığı kapatıp gidin.
Turn off the light!
Artık şu ışığı kapasana.
Turn off the light.
Işığı kapat. Orada!
Mommy, please don't turn off the light.
- Anne lütfen ışığı kapatma.
Chen Lee, turn off the light.
Chen Li, ışığı kapat.
Turn off the light.
- Işığı kapatın.
Did you turn off the light?
Işığı kapattınız mı?
Don't turn the light off.
Işığı kapatma.
- Would you turn on the porch light? Turn off that hall light, close the door, be sure it's locked.
Verandanın ışığını açıp koridorunkini kapatabilir misin?
And you're going to turn the porch light on, and the hall light off,
Ve verandanın ışığını açıp koridorun ışığını kapatacaksın.
Turn off the light.
Işığı da kapat.
Turn off the light.
Işığı söndür.
- Turn off the light.
Işığı kapat. - Işık nerede?
Turn the light off.
Işığı kapat..
- Please turn the light off, Sean.
- Lütfen ışığı açma Sean.
- Turn off the red light.
- Sireni kapat.
Do you have to turn the light off?
Işıkları kapatmak zorunda mısın?
I turn the light off?
Işıkları kapatayım mı?
- Turn the light off!
- Işığı kapa!
Turn the light off!
Bırak! Işığı kapa!
He can choose to turn the light on or off, either face the red wall or turn his back to it.
Işığı kapatıp açmak ya da yüzünü kırmızı duvara çevirmek veya ona sırtını dönmek onun elinde.
Give up your reason, turn that dazzling light off, the one that sets your intelligence on fire, the one that consumes you, because the more you know, the more you'll suffer.
"Nedenlerinden vazgeç, aklını tutuşturan, baş döndürücü ışıkları kapat."
all it takes is for the crows to be going up or down the Champs Elysees. all it takes is for a grey back a few yards in front of you to turn off suddenly down a grey street ; or else a light or an absence of light, a noise of an absence of noise, a wall, a group of people, a tree, some water, a porch, a fence, advertising posters, paving stones, a pedestrian crossing,
Champs Elysees'de bir aşağı bir yukarı yürüyen kalabalığa birkaç adım önündeki, aniden gri bir sokağa sapan gri sırtlı adama veya bir ışığa ya da ışık yoksunluğuna gürültüye ya da sessizliğe bir duvara, bir grup insana, bir ağaca biraz suya, bir sundurmaya, bir parmaklığa afişlere, kaldırım taşlarına, bir yaya geçidine bir dükkan vitrinine, bir trafik lambasına, bir sokak tabelasına bir tuhafiyecinin tezgahına, bir merdivenin basamağına, bir kavşağa takılıp gidiyorsun.
I like to turn the light off or you'll be awake till two or three with your bloody writing...
Işığı kapatayım dedim yoksa ikiye üçe kadar yazmakla uğraşacaksın.
Turn the light off
Söndür ışıkları.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]