Turn that down traduction Turc
749 traduction parallèle
Do you mind if we turn that down a little?
Şunu biraz kıssak mı? Kulakları sağır ediyor.
I shouldn't turn that down.
Geri çevirmemeliyim.
Darling, turn that down please.
Hayatım, şunun sesini kıs lütfen.
Rip, turn that down. I can't hear.
Rip, kıs şunu, duyamıyorum.
Tell me, could you turn that down some?
Ve şunu biraz kısmalarını söyleyebilir misin?
I wonder if I could request you to turn that down a little?
Rica etsem, sesini biraz kısar mısınız?
Turn that down.
Şunu kapatsana.
Turn that down, will you, Trevor?
Şunu sesini kıssan, olur mu, Trevor?
The hell it ain't! - Do you wanna turn that down, please?
Şunun sesini biraz kısar mısınız?
Turn that down a minute.
Şunu kıssana biraz.
That really would be an honor. But... I must turn down your offer, Ms. Tae Yi Ryung.
Bu bir onurdur ama üzgünüm Bayan Tae Yi Ryeong.
I'm gonna make you an offer on a trade-in that you just won't be able to turn down.
Geri çeviremeyeceğin bir takas işinde sana bir öneride bulunacağım.
You give five francs to that old ghoul down at the morgue and... and I have to turn magician and pull a loaf of bread out of my nose so we can eat.
Sen morgdaki o yaşlı hortlağa 5 frank verince benim sihirbazlık yaparak burnumdan bir somun ekmek çıkarmam gerekti.
Do you want that guy Strike to turn your province upside down?
Strike denen herifin eyaletini altüst etmesini mi istiyorsun?
- So turn that frown upside down
- Çatık kaşlarını tersine çevir
- Turn down that radio.
- Kapatın şu radyoyu.
Down that line, turn to the left.
Doğru gidip, sola dönün.
Darling, nobody can turn down an offer like that.
Sevgilim, kimse böyle bir teklifi geri çeviremez.
I bet that Agnes of yours wouldn't turn it down.
Bahse girerim, şu senin Agnes bunu geri çevirmezdi.
Turn that radio down.
Şu radyoyu kapat.
- Well, you don't think the old geezer... wants Mrs. Peabody or any of the others to know that... that's how he got me to turn down that old firetrap that she was gonna give me.
- Neden? O moruk, Bayan Peabody'nin bina teklifini bana nasıl reddettirdiğini Bayan Peabody veya diğerlerinin bilmesini ister mi sanıyorsun.
Especially when it has no days and nights but just days that turn black when the sun goes down
Vede o hayatın gecesi kalmamışsa, sadece güneş battığında kararan günler halinde yaşanmışsa.
Just wait until he runs against a psychic shock, which will turn upside down that bag of tricks we call the subconscious.
Tekrar fiziksel bir şok yaşayana kadar bekleyelim bakalım. Bu onun bilinçaltı dediğimiz düşünceler yığınını altüst edecektir.
I'll wager that in the end they won't turn it down.
Sonunda bu planı reddetmeyeceklerinden eminim.
Joe, would you turn that sound down a little bit, please?
Joe, sesi biraz kısar mısın lütfen?
Isn't there some way you can turn down that blasted machine?
Şu makinenin sesini kısmanız mümkün mü?
Now. anybody that don't wanna go along is perfectly free to just turn around and start riding back down the canyon.
Böyle düşünmeyen biri varsa, geri dönüp Canyon'dan aşağıya doğru atını sürmekte serbesttir.
Turn that rig around and get it down the hill.
Arabayı döndür ve tepeden aşağı indir.
I only came down to tell you that I have to turn the case over to you.
Sadece davayı sana devrettiğimi söylemek için geldim.
I knocked on his door, and I asked him to turn down that classical crap.
Onun kapısını çalıp, ondan klasik müzik saçmalığının sesini kısmasını rica etmiştim.
Why don't they turn down that radio?
- Her gece. Onlarla konuştunuz mu?
Believe me, Doc, it's not easy to turn down an offer like that.
İnan bana doktor, böyle bir teklifi geri çevirmek her babayiğidin harcı değil.
well, you can't turn something like that down.
Kim istemez böyle bir şeyi?
You could turn me upside-down right here before you'll find that much.
o kadarını buluncaya kadar sen beni batırırsın.
Do you know that since I took this job I've had to turn down two offers to go to bed?
İşi aldığımdan beri iki seks teklifini geri çevirdiğimi biliyor musunuz?
How about that T'Pau? They couldn't turn her down.
T'Pau'un talebini reddedemezler.
Well, why don't you stop making jokes and say it so that I can say I have to think it over, or ask my mother, or turn you down.
O halde espri yapmayı bırakıp söyle ki, ben de : "Düşünmeliyim, anneme sorayım." diyeyim ya da reddedeyim.
I'll come in for him, and if he isn't walking free down the street, I'm gonna turn that cannon loose. I'll wipe this town off the face of the earth.
Onun için geleceğim, eğer serbestçe sokakta gezdiğini görmezsem, şu topu doğrultup, bu kasabayı yeryüzünden silerim.
Not that we'd turn down any help cheerfully offered.
Evet, ama uzanacak yardım ellerini geri çevirecek değiliz.
And when I heard that, I said to myself, "Tex, you just got to haul her on down here and turn her in."
Bunu duyduğumda, kendime dedim ki,... Tex, hemen üstüne atla ve onu yetkililere teslim et. "
He was just- - just moving too fast before... and he had to... slow down, turn around, that's all.
Daha önce sadece... sadece çok hızlı gidiyordu... ve bu yüzden... yavaşlaması, geri dönmesi gerekti, hepsi bu.
Why did you turn down that decoration?
O madalyayı neden geri çevirdin?
- I tell you what. When you finish that, take it all down to the store and turn it in.
- İşini bitirdikten sonra uçağı mağazaya götür.
If we turn Catherine Goodland's place upside down, I guarantee you we'll find that murder weapon.
Eğer Catherine Goodland'in yerinin altını üstüne getirirsek, cinayet silahını bulacağımızı size garanti ediyorum.
Can turn that amplifier down.
Hoparlörden sesi kısılır.
Well, if it's that important, a person should never turn down a big honor.
Eğer bu kadar önemliyse, bir insan bu büyük onuru asla tepmemeli.
Turn that damn thing down!
Şunun sesini kısın!
Do you think it might be possible to turn that music down, so maybe a couple of the boys could talk?
Acaba müziği biraz kısmak mümkün mü? Böylece belki bir kısmımız konuşabiliriz.
Turn that damn thing down, Marcella.
Şu kahrolası şeyi kıs biraz Marcella.
So move up that way and see the world turn upside down.
Şu tarafa ilerleyin ve bakın nasıl her şey tepetaklak oluyor.
Turn down that crappy music!
Boktan müziğin de sesini kıs!
turn that shit off 26
turn that up 27
turn that off 141
turn that thing off 38
down 3353
downtown 201
downstairs 319
downs 77
downey 56
downton abbey 33
turn that up 27
turn that off 141
turn that thing off 38
down 3353
downtown 201
downstairs 319
downs 77
downey 56
downton abbey 33
downers 18
down the street 38
down on your knees 79
down the hall 119
down low 42
down the stairs 50
down the road 38
down the line 26
down on the floor 28
down there 402
down the street 38
down on your knees 79
down the hall 119
down low 42
down the stairs 50
down the road 38
down the line 26
down on the floor 28
down there 402
down the hatch 65
down below 33
down the drain 18
down you go 36
down here 450
down on the ground 130
down to business 31
down now 22
down in one 23
down to 41
down below 33
down the drain 18
down you go 36
down here 450
down on the ground 130
down to business 31
down now 22
down in one 23
down to 41