You are so handsome traduction Turc
51 traduction parallèle
You are so handsome!
Çok güzelsin!
No wonder you are so handsome.
Bu kadar yakışıklı olmana şaşma'malı.
You are so handsome!
O kadar yakışıklısın ki!
You are so handsome, Albert.
O kadar yakışıklısın ki, Albert.
You are so handsome. Very good at kung-fu and so strong.
Gerçekten yakışıklı birisin, iyi Kung-fu biliyorsun ve yeterince güçlüsün.
You are so handsome
Çok yakışıklısınız.
You are so handsome when you smile.
Gülümseyince, daha yakışıklı oluyorsun.
You are so handsome!
Çok yakışıklısın! Sevdim seni!
You are so handsome, you are bound to be courted
yakışıklı çocuksun, herkes sana kur yapıyor
Look at you You are so handsome
- Şuna bakın, ne kadar yakışıklı olmuşsun.
You are so handsome.
Amma da yakışıklıymışsın sen.
Wow, seeing you up close, you are so handsome!
Yakından mükemmel görünüyorsunuz!
You are so handsome.
Ne kadar güzel görünüyorsunuz.
"Boy, you are so handsome and someday you really gonna be somebody."
"Ne kadar yakışıklısın oğlum, bir gün büyük adam olacaksın."
You are so handsome.
Çok yakışıklısın.
Oh, you are so handsome all of you, like little men.
Hepiniz öyle yakışıklısınız ki, büyümüş de küçülmüşsünüz sanki...
You are so handsome.
Ne kadar yakışıklısın öyle.
You are so handsome there, and your smile...
Çok hoş. Sen yakışıklısın ve gülümsüyorsun..
- You are so handsome.
- Çok yakışıklısın.
And you, you are so handsome, and we're so late.
Sen de çok yakışıklısın ve biz de çok geç kaldık.
♪ You are so handsome.
Çok yakışıklısın.
And also you are so handsome...
Ve ayrıca çok yakışıklısın...
Pisanello, you are so handsome.
Pisanello, çok yakışıklısın.
Oh, okay. See, you are so handsome.
Bakayım, ne kadar da yakışıklısınız.
You are so handsome, Manager!
! Çok yakışıklısınız valla Başkanım!
You are so handsome!
Çok yakışıklısın!
You are so handsome, you make all the ladies scream.
Sen çok yakışıklısın, Kızlar çığlık atarlar.
- You are so handsome, brother...
- Çok yakışıklı olmuşsun, kardeşim.
You are so handsome, I just didn't know if you'd be attracted to me.
Öyle yakışıklısın ki, benden hoşlanır mısın emin olamadım.
Sooner or later must be so, because, she is young, and you are handsome.
Sen bu kadar yakışıklı, o bu kadar gençken, nasılsa olacak er geç.
Mr. Jorgy, your shoes are so handsome, but I think you better tie that shoelace or you'll go tripping.
Bay Jorgy, ayakkabıların çok şık, fakat şu bağcıkları bağlasan iyi olur yoksa takılıp düşersin.
So tell me, are all you government inspectors so handsome and strapping?
Söylesene, siz hükûmet müfettişleri hep yakışıklı ve taş gibi misiniz?
So your husband's a gangster... Are you getting wet over my handsome college friends?
Gangster bir eşin var diye benim yakışıklı arkadaşlarıma mı sulanıyorsun?
So like Miss Bosnia is the most beautiful girl, you are the most handsome.
Yani, Bayan Bosna'nın en güzel kız olması gibi... sende en yakışıklısın.
So, are you gonna let me in or not, handsome?
İçeri girmeme izin verecek misin, vermeyecek misin yakışıklı?
No darling Dimpy, you are looking so handsome.
Hayır şekerim. Dimpy bunu giy, çok yakışıklı görünüyorsun.
You guys are so critical, you must all be very handsome
Siz gençler çok eleştiriyorsunuz, çok yakışıklı olmalısınız.
- So, how are things with you, handsome?
- Senden ne haber yakışıklı?
- All is well, Necmi Abi. - So, how are things with you, handsome? - All is well, Necmi Abi.
- İyidir, Necmi Abi.
You think they are all stupid morons who can't even argue with you because you're so better than others, like you got extremely high iq, smart, handsome... and... tall...
Senin tavrına rağmen susan aptallar, değil mi? Sen çok mu iyisin? Neden?
Are you handsome or is it that Washington is so populated by I don't want to say, hideous abnormalities...
Sen mi çok yakışıklısın yoksa Washington mı, bunu söylemeye çekiniyorum, haddinden fazla çirkin adamlarla dolu...
- You are so nice and handsome.
- Çok hoş, yakışıklı çocuklarsınız.
Oh, Jack, you are so smart and handsome.
Oh, Jack, sen hem zeki hemde yakışıklısın.
So handsome, yes, you are.
Çok yakışıklı, evet, yakışıklısın!
You play cricket so you are my Dhoni handsome you already are, so there is my Beckham... you dance, sing well... there you go
Kriket oynadığın için, bana göre sen Dhoni'sin Yakışıklısın bu yüzden, bana göre sen Beckham'sin... Güzel dans edip şarkı söylüyorsun, bana göre sen Lady Gaga'sın...
Oh, you are so... Handsome and sweet and understanding.
Çok yakışıklı, tatlı ve anlayışlısın.
Why are you so handsome?
Neden bu kadar yakışıklısın?
You are so funny... and talented, and handsome.
Komiksin yeteneklisin, yakışıklısın.
- So, if warlocks are so divine... - Mmm-hmm. ... why haven't you hooked up with any handsome magic-maker in the past six decades?
Madem büyücüler çok yüce varlıklar niye altmış yıldır hiçbir yakışıklı büyücü sevgilin olmadı?
you are 6060
you are so sweet 63
you are amazing 104
you are my friend 67
you are beautiful 191
you are an angel 28
you are mine 68
you are so beautiful 123
you are welcome 177
you are the best 102
you are so sweet 63
you are amazing 104
you are my friend 67
you are beautiful 191
you are an angel 28
you are mine 68
you are so beautiful 123
you are welcome 177
you are the best 102
you aren't 92
you are dead to me 22
you are good 169
you are right 482
you are free 73
you are crazy 148
you are wrong 155
you are not alone 88
you are lying 79
you are under arrest 166
you are dead to me 22
you are good 169
you are right 482
you are free 73
you are crazy 148
you are wrong 155
you are not alone 88
you are lying 79
you are under arrest 166