You haven't told him traduction Turc
188 traduction parallèle
You haven't told him everything yet, have you?
Ona henüz her şeyi anlatmadın değil mi?
You haven't told him.
Daha söylemedin.
Haven't you told him?
Ona söylemedin mi?
You haven't told him?
- Ona söylemedin mi?
No, I told you I haven't seen him at all today.
Hayır, söyledim size onu bugün görmedim.
I told you I haven't seen him.
Görüşmedim dedim ya.
They told you they'd knock him off, and haven't done it, have they?
Sana onun işini bitireceklerini söylediler ama bunu yapmamışlar, değil mi?
Thank you. But you still haven't told me anything about him, you know.
Teşekkür ederim, ama bana hala onun hakkında hiçbir şey söylemediniz.
You haven't told him, have you?
Ona söylemedin, değil mi?
You haven't told him yet?
Ona hâlâ söylemedin mi?
You haven't told him about yourself, have you?
Kendinden bahsetmedin, değil mi?
I've told you about him, haven't I?
- Onu size anlatmıştım, değil mi?
I haven't told him about you.
Ona senden bahsetmedim.
I haven't seen him in years. He told me you were friends. RUPERT :
Onu yıllardır görmüyordum bana sizin arkadaşınız olduğunu söyledi.
I don't know what Bob told you, but I haven't spoken to him in days.
Bob'un size ne söylediğini bilmiyorum. Onunla günlerdir hiç konuşmadım.
Well, I haven't told you this before, because I wanted him to be brought up... like a gentleman and not a pirate.
Sana şimdiye kadar ondan hiç bahsetmedim çünkü onu korsan gibi değil bir beyefendi gibi yetiştirmek istedim.
What haven't you told him?
Neleri söylemedin ona?
What haven't you told him about them?
Çocuklarınla ilgili neyi söylemedin? Yaşadıklarını.
He oughta know better. And if he doesn't know better, Charlie, why haven't you told him?
Ve eğer bilmiyorsa Charlie, sen neden ona söylemedin?
Look, man. It's like I told you. He borrowed the car yesterday morning and I haven't seen him since.
Bak ahbap her şeyi anlattım sana dün sabah arabamı istedi benden.
- You haven't told him?
- Ona söylemedin mi?
Haven't I told you about him?
Sana onu anlatmamış mıydım?
Haven't I told you, Babulal, not to let him near the cash-counter?
Ben sana söylemedim mi, Babulal, onu kasaya yaklaştırmayacaksın diye?
Why haven't you told him I was here?
Ona burada beklediğimi neden hiç söylemedin?
Daan, why haven't you told him about our show?
Daan, neden ona gösterimizden bahsetmedin?
You haven't told him.
Ona söylememişsiniz.
You haven't told him anything about you yet.
- Ona hakkında daha birşey anlatmadın, değil mi?
Well, I haven't actually told him you're gone.
Aslında ona, gittiğini söylemedim daha.
Well, because first, you haven't told him who made the tape... and second, we've spent hundreds of thousands of dollars... on shyster lawyers just like you... because of shyster lawyers just like you.
Öncelikle ona kaseti çekenin kim olduğunu söylemedin... ikincisi de senin gibi üçkağıtçı avukatlar yüzünden... yüzbinlerce dolar harcadık. Buna sebep de yine senin gibi üçkağıtçı avukatlardı.
But I haven't told him that, and nor should you.
Ama ona söylemedim, sen de söyleme.
I've told you he knows nothing and that I haven't told him anything but you don't believe me and so I'm not telling you any more.
Ona bir şey anlatmadığımı ve bir şey bilmediğini söyledim... ama bana inanmıyorsunuz ve ben de daha fazla konuşmayacağım.
Rumpoey, you still haven't told me when you befriended him!
Rumpeoy, onun erkek arkadaşın olduğunu bana söylemedin!
Haven't you told him yet?
Henüz ona söylemedin mi?
You haven't told him.
Ona daha bahsetmedin.
- Haven't you told him yet?
- Daha ona söylemedin mi?
- You haven't told him of his past, have you?
- Hiç. - Geçmişinden bahsetmedin değil mi?
By the way, you should know, we haven't told him he's adopted yet.
Bu arada, aklınızda bulunsun ona evlatlık olduğunu söylemedik henüz.
- You haven't told him anything about me?
- Ona, benden söz etmedin, değil mi?
I haven't told him, you see?
Ona söylemedim.
You haven't told him about me?
Ona beni anlatmadın mı?
I already told you, I haven't heard from him.
Size daha önce söyledim, ondan haber almadım.
You still haven't told him?
Henüz söylemedin mi?
You haven't told him about the naquadria?
Ona naquadria'dan bahsetmedin, değil mi?
Why haven't you told him?
Neden ona anlatmadın?
But you haven't told him, have you?
Ama söylemedin, değil mi?
But you haven't told him anything, have you?
Ona hiç bir şey söylemedin, değil mi?
You haven't told him yet.
Demek ona daha söylemedin.
But you haven't told him the truth, have you?
Ama ona gerçeği söylemedin, değil mi?
You haven't told me if you killed him.
Onu öldürüp öldürmediğinizi hâlâ söylemediniz.
What do you want me to tell him I haven't already told him 30 times?
Ona ne söylememi istiyorsun? Zaten 30 kere söylemişimdir.
Haven't you told him he's killing himself?
Kendini öldürdüğünü söylemedin mi ona?
you haven't heard 102
you haven't seen anything yet 23
you haven't got a clue 16
you haven't changed 146
you haven't 508
you haven't answered my question 48
you haven't aged a day 18
you haven't read it 20
you haven't seen it 31
you haven't changed one bit 17
you haven't seen anything yet 23
you haven't got a clue 16
you haven't changed 146
you haven't 508
you haven't answered my question 48
you haven't aged a day 18
you haven't read it 20
you haven't seen it 31
you haven't changed one bit 17
you haven't done anything 29
you haven't changed at all 45
you haven't changed a bit 111
you haven't told her 17
you haven't seen her 22
you haven't forgotten 24
you haven't seen him 26
you haven't got a chance 16
you haven't done anything wrong 29
told him what 17
you haven't changed at all 45
you haven't changed a bit 111
you haven't told her 17
you haven't seen her 22
you haven't forgotten 24
you haven't seen him 26
you haven't got a chance 16
you haven't done anything wrong 29
told him what 17