You must be happy traduction Turc
320 traduction parallèle
You must be happy to have such a nice son.
Böyle hoş bir oğlun olduğu için mutlu olmalısın.
But you must be happy with your accomplishment.
Çok mutlu olmalısınız.
You must be happy too.
Sende mutlu olmalısın.
You must be happy.
Senin mutlu olman gerekiyor.
You must be happy here.
Seni gördüğüme çok memnun oldum.
If you will add prudence and religion to these, you must be happy.
Biraz basiretli ve dindar biri olmaya da gayret edersen mutlu bir hayat sürersin.
You must be happy during those times.
O esnada mutlu oluyorsundur.
- You must be happy.
İstediğin oldu.
You must be happy.
Mutlu olmalısın.
SO YOU MUST BE HAPPY.
Bundan mutlu olmalısın.
Then you must be happy to see me.
Öyleyse beni gördüğüne sevindin.
You must be happy to be with your mom. I saw you with your family.
Seni ailenle gördüm.
- You must be very happy.
- Çok mutlu olmalısın.
- You must be very happy, Lady Barker.
- Çok mutlu olmalısınız Leydi Barker.
You must be very happy here.
Çok mutlu olmalısınız.
That's a sign you must be pretty happy.
Bu mutlu olduğunun bir işareti olmalı.
How happy you must be.
Çok mutlu olmalısın.
You must be really happy, aren't you? What?
Gerçekten mutlu olmalısınız, değil mi?
We must be very happy together and you must never despise me, Morris.
Birlikte mutlu olmalıyız. Beni asla küçümseme, Morris.
Darling, in order to be happy, you must boil a black cat at night.
Sevgilim, mutlu olmak için, geceleri siyah bir kedi beslemek gerekir.
She must be very happy with you.
Seninle çok mutlu olmalı.
You must be truly happy here.
Burada çok mutlu olmalısın.
You must be so happy living in such a lovely place.
Böyle güzel bir yerde yaşadığın için çok mutlu olmalısın.
You must have an incredible gallery of memories. Memories? You think someone my age can be happy with memories?
Olağanüstü anılarınız olduğuna eminim.
Happy days must really be back if you bums are taking cabs now. - Pipe down.
Sokak serserileri yeniden taksiye binebiliyorsa, eski mutlu günler geri geldi demektir.
Your cuttlefish woman must be happy that you're safe and sound.
Sizin mürekkepbalığı kadın, sağlam ve güvende olamnızdan mutlu olmalı.
You must also understand that anything I can do for you personally I would be happy to do.
Ayrıca bilmelisiniz ki sizin için şahsen yapabileceğim bir şey olursa... yardımcı olmaktan mutluluk duyarım.
To be happy, you must behave as if in combat.
Mutlu olmak için savaşta gibi hareket edilmelidir.
You must be a very happy man.
Çok mutlu bir adam olmalısın.
You must be happy!
- Mutlu olmalısınız!
- I guess you must be a very happy man. - I guess so.
- Çok mutlu bir adam olmalısın.
You must be a happy lady, living in the Bram...
Bram'de yaşadığınıza göre çok mutlu bir kadınsınız...
- You must be real happy!
- Gerçekten mutlu olmalısın!
And we're happy to see you again... and let us all cut our welcoming speeches short... because I'm very, very hungry... and I'm sure you must be hungry too.
Seni tekrar gördüğüme sevindim. ve izninle hoşgeldin konuşmalarını kısa keseceğiz... çünkü ben çok, çok fazla açım... ve eminim sen de öylesin.
In that case, you must be very happy to be here.
O halde burada olduğuna mutlu olmalısın.
The outcome is decided You must now be very happy
Sonuç belli oldu zaten çok mutlu olmalısın şimdi
She must be happy to see you
Seni gördüğüne çok sevinecek.
If that's the worst story you can tell about your wife, you must be a very happy man.
Sana bir şey diyeyim mi, bu karınla ilgili en kötü anınsa çok mutlu bir adam olmalısın.
You must be very happy.
Çok mutlu olmalısınız.
I can imagine how happy you must be now how proud you must be, as the Party Secretary of this region.
Bölgenin Parti Sekreteri olarak, şimdi ne kadar mutlu olduğunuzu ne kadar gururlandığınızı, tahmin edebiliyorum.
You must strive to be happy.
Mutlu olmak için çaba göstermelisin.
My son must be happy that he met a woman like you.
Oğlum senin gibi bir kadınla tanıştığına mutlu olmalı.
You must be very happy!
Mutlu olmalısın!
I would be happy to do so. However, I must ask you to stop your experiment. Ah.
Bundan ben de mutlu olurum ; fakat sizden deneyinizi durdurmanızı istemek zorundayım.
- You must be so happy!
- Mutlu olmalısın!
You must be so happy for her.
Onun için seviniyor olmalısın.
I'd be happy to assist you, but there are certain details I must know.
Size yardımcı olmaktan memnun olurum ama bazı detayları öğrenmem gerek.
I know you must be so happy that He chose to spare Dr. Hudson.
Doktor Hudson'u yaşattığı için mutlu olduğunu biliyorum.
You two must be happy with yourselves.
Kendinizle gurur duyuyor olmalısınız.
You guys must be happy.
Siz beyler mutlu olmalısınız.
You must be very happy.
Oğullarının gücü Thakur'un vahşetine cevap vereceler!
you must be tired 132
you mustn't 153
you mustn't worry 18
you must be joking 157
you must be careful 40
you must be proud 26
you must be busy 17
you must have 63
you must be kidding 67
you must understand 119
you mustn't 153
you mustn't worry 18
you must be joking 157
you must be careful 40
you must be proud 26
you must be busy 17
you must have 63
you must be kidding 67
you must understand 119
you must be hungry 125
you must come 65
you must eat 53
you must be mad 34
you must go 150
you must be new here 18
you mustn't do that 20
you must be so proud 34
you must be very happy 17
you must be 144
you must come 65
you must eat 53
you must be mad 34
you must go 150
you must be new here 18
you mustn't do that 20
you must be so proud 34
you must be very happy 17
you must be 144