Acil bir durum traduction Anglais
3,646 traduction parallèle
Acil bir durum.
It's urgent.
Bu gercekten, acil bir durum.
This is really, really urgent.
Anladığım kadarıyla, acil bir durum?
Urgent, I understand?
Bak, bu acil bir durum.
Look, it's an emergency.
Üzgünüm, ama bu acil bir durum.
I'm sorry, but this is an emergency.
Bu acil bir durum değil.
That's not an emergency.
- Acil bir durum.
- This is urgent.
Acil bir durum bu!
this is urgent!
Lâkin, bazen yardım ediyorum... Zira, acil bir durum bu.
But sometimes I help because it's an emergency.
Çıkmak zorundayım, acil bir durum.
I have to go. An emergency.
Bay Farzat, lütfen sizinle konuşmam gerekiyor, acil bir durum var!
Mr. Farzat, please, I need to speak with you- - it's an emergency!
Acil bir durum mu var?
Is there an emergency?
Acil bir durum olduğunu söyleyin.
Tell him it is urgent.
Evet, karımla ilgili acil bir durum var.
Yeah, I have an emergency with my wife.
Bu acil bir durum ama geliyorum.
This is an emergency, but I'm coming.
Acil bir durum var.
This is an emergency.
Alak, acil bir durum var.
Alak, we have an emergency.
Acil bir durum değildi ama...
Yeah. Nothing urgent, but...
Acil bir durum çıkmış, bana kamyonunu bırakıp işi onun için bitirmemi istedi.
He had some sort of emergency, left me his truck and asked me to finish a job for him.
- Acil bir durum olmadığı sürece kliniğe gidemezsin.
You can't go to the clinic unless it's an emergency.
- Bu acil bir durum.
This is an emergency.
Acil bir durum bildirmek istiyorum.
I'd like to report an emergency.
İş ile ilgili acil bir durum olursa.
If there was an emergency at work.
- Ama bu acil bir durum. - Hayır, bayım.
- But, again, this is an emergency.
- Bu acil bir durum.
- It's an emergency.
İşle ilgili acil bir durum.
I got it.
Özür dilerim, bu acil bir durum.
I'm sorry, this is an emergency.
Acil bir durum söz konusu.
I mean, it's an emergency.
Acil bir durum gereği- -
Due to an emergency - -
- Acil bir durum olabilir çünkü.
-'Cause it- -'cause there could be an emergency.
Acil bir durum.
This is an emergency.
Nişanlınıza acil bir durum olduğunu söyledim.
I told your fiance it was an emergency.
Lütfen, acil bir durum.
Just, please, it's urgent.
Dün gece acil bir durum vardı.
Well, we had an emergency last night.
Hayır, bu acil bir durum.
- No, it's urgent.
Deb, şu an- - Acil bir durum.
It's an emergency.
Acil bir durum olduğunda, mağazayı ben yönetiyorum.
In an emergency,
Başkan Acil Durum Odası üç metre beton ve çelikle korunan bir sığınaktır nükleer bir patlamaya dayanabilir ve bilmelisiniz ki hanımefendi Beyaz Saray'da konumu bilinmeyen tek odadır.
She's referring to the Presidential Emergency Operations Centre.. which is this really cool bunker behind 10 feet of concrete and steel.. that's capable of surviving a nuclear blast, plus..
Bu bir acil durum.
This is an emergency.
Tekrarlıyorum, bu bir acil durum.
I repeat, this is an emergency.
Durum şu ki, Mr. Simpkin acil bir ağız cerrahisi sebebiyle yarın okula gelemeyeceğim... ki yaptırmaya henüz karar verdim.
Well, here's the thing, Mr. Simpkin, I'm gonna be out of school tomorrow due to some emergency oral surgery
Charlie'in uçağından bir acil durum çağrısı almışlar.
They received a distress call from Charlie's plane.
Acil durum çantasında bir beyzbol topu mu vardı?
There was a baseball in the emergency pack?
Travis'le ilgili bir acil durum toplantım var ama sen farkına bile varmadan dönerim ve orada çıplak durmaya devam ederim.
I've got a quick emergency meeting about Travis, but I'll be back before you know it, nude, standing in my spot.
Elizabeth, seninle çok acil ve özel bir konuda konuşmam gerek. - Acele yardımını gerektiren bir durum.
Elizabeth, I need to speak to you about a very urgent and confidential matter, one that requires your immediate assistance.
Bu bir acil durum sinyali değil mi?
- Yep. - Is that considered an emergency?
Önceden belirlenen bir zamanda Quip acil durum kordonunu çeker.
At a prearranged time, Quip pulls the emergency cord.
Acil durum gücü bir iki dakikada gidecektir.
Emergency power should kick in any minute.
Bu federal bir acil durum uyarısıdır. Haberdar edilene kadar lütfen...
This is the federal emergency alert, please be advised...
Bir tür acil durum olduğunu söyledi.
Said it was some kind of emergency.
Bir uydunun tamir edilmesi, uzay istasyonunda acil durum yaşanması veya bir İtalyan'ın abartma ihtiyacı duyması ihtimallerine karşı bir uzay aracını kalkışa hazır tutuyoruz.
Well, we always keep one spacecraft flight-ready in the event a satellite needs service, there's a space station emergency or an Italian guy needs to overexaggerate.
acil bir durum var 51
durum 69
durumu 30
durumlar nasıl 26
durum nedir 160
durumu ne 21
durumu iyi 83
durumu nasıl 335
durumu iyi mi 40
durum bu 36
durum 69
durumu 30
durumlar nasıl 26
durum nedir 160
durumu ne 21
durumu iyi 83
durumu nasıl 335
durumu iyi mi 40
durum bu 36
durum şu 37
durum nasıl 38
durumu nedir 24
duruma bağlı 72
duruma göre değişir 91
durum raporu 57
durumunuz nedir 41
duruma göre 34
durum ne 42
durum ciddi 25
durum nasıl 38
durumu nedir 24
duruma bağlı 72
duruma göre değişir 91
durum raporu 57
durumunuz nedir 41
duruma göre 34
durum ne 42
durum ciddi 25