English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ A ] / Anlamak zorundasın

Anlamak zorundasın traduction Anglais

435 traduction parallèle
Anlamak zorundasın!
You have to understand!
Anlamak zorundasın.
You have to understand.
Sorunumu anlamak zorundasın.
You must realise my problem.
Anlamak zorundasın. Ve yardım etmelisin çünkü Loxi'yi seviyorsun. O seninle olmak istiyor.
Jack, you ought to understand and help me... because you love Loxi... and she wants to be with you, just like I want to be with Dan.
Tatlım, Anlamak zorundasın ki bu durum ikimiz için de pek uygun değil.
Honey, you've got to realize that this isn't proper for either of us.
İyi biri olduğumu anlamak zorundasın.
You've got to understand that I really am all right.
Sen benden daha akıllısın. Anlamak zorundasın.
You're wiser than I. You must understand what I'm trying to tell you.
Ama endişelerimi anlamak zorundasınız.
But you must understand my worries.
Ama buna devam edemeyecek olmamı anlamak zorundasın.
But you must try to understand that I couldn't possibly continue on here.
- Bunu anlamak zorundasın.
You must understand that.
Birşeyi anlamak zorundasın, Graham.
You've got to try to understand something, Graham.
Şunu anlamak zorundasınız, Bay Vole, sadık bir eşin ifadesi çok fazla ağırlık taşımaz.
You realise, Mr Vole, the testimony of a devoted wife does not carry much weight.
Anlamak zorundasın.
You've gotta understand.
Ama anlamak zorundasın.
But you've got to understand.
Caty anlamak zorundasın.
You've got to understand.
Yalan söylemediğimi anlamak zorundasın.
You've got to know I wasn't lying.
Anlamak zorundasınız, kendisi şu an yalnız kalmalı. Rahatsız edilmemesi gerek.
You will understand, but Mr. Czentovic must be alone now, he cannot be disturbed.
Bayım, anlamak zorundasınız. Biz sadece para karşılığın da oynuyoruz.
You must understand, Mr., We play only for money.
Bunu anlamak zorundasın anne o beyaz adam şu kapıdan girdiğinde bugüne kadar sahip olduğumuzdan daha fazla para verebilir.
You have to understand that that white man's gonna come in that door, he's gonna be able to give us more money than we ever had.
Biliyorum, ama anlamak zorundasın.
I know, but you had to think about it.
Nasıl biri olduğumu anlamak zorundasın.
You have to be what I am to understand.
Anlamak zorundasın.
Mind that you do.
Anlamak zorundasınız bayan, biz de hayatımızı böyle kazanıyoruz.
You have to understand, that's how we make a living.
Bunu da anlamak zorundasın.
You have to understand that too.
Konumumu anlamak zorundasınız.
You must understand my position.
Sana bir defadan fazla anlattığım şeyi bu şatoya geldiğin gün doğduğunu anlamak zorundasın.
You must understand that I have told you more than once that-that you were born the day you came into this castle.
Bunu anlamak zorundasınız.
You got to see that.
Şerif lütfen anlamak zorundasın.
Marshal, please. You gotta understand.
Olanları unutma ve kendime hakim olmak için çaba harcıyorum. Burda beni anlamak zorundasın. Bana acı veren bu boşluktan kurtulmak için sonunda ne yapacağımı bu kadınlarla keşfettim.
I've been trying to hang on to myself, to get rid of this emptiness that's been with me like some pain, and finally through these two women I've discovered how!
Daniel, anlamak zorundasın
Daniel, you must understand.
- Anlamak zorundasın aldatmaya gidiyorum.
... I had to check what I'm going to sell her.
Bir şeyi anlamak zorundasın.
You must understand something.
Anlamak zorundasınız, World Enterprises kendini tekel görüyor,... bir öncü de diyebilirsiniz.
You must understand, World Enterprises sees itself as a loner... a pioneer, if you will.
- Sybil, anlamak zorundasın.
SYBIL, YOU'VE GOT TO UNDERSTAND.
- Bunu anlamak zorundasın, Sybil.
YOU'VE GOT TO UNDERSTAND THAT, SYBIL.
Anlamak zorundasınız.
You'll just have to understand.
Anlattıklarının ne kadar absürt olduğunu anlamak zorundasın.
You gotta see how absurd this whole thing is.
Anlamak zorundasın.
You gotta understand.
Anlamak zorundasınız, görüyorsunuz, sadece bir kadını sevmek yeterli olmuyor, eğer O... O biraz zorluysa.
You must understand, you see, it's not enough to love a woman... when she is so difficult.
Maxwell, anlamak zorundasın.
Maxwell, you gotta understand.
Bakın, size düşmanca davranmak istemiyorum ama burada kendi problemlerim olduğunu anlamak zorundasınız.
Look, uh, I don't wanna make enemies of you people... but, uh, you gotta understand I got my problems here.
Sana zorluk çıkarmak istemiyorum ama benim yaşam biçimimi anlamak zorundasın.
I don't want to give you a hard time, but you have to understand about my lifestyle.
Ne yapmak gerektiğini anlamak zorundasın, Tiny.
What you gotta do is you gotta understand, Tiny.
Kahretsin. Anlamak zorundasın.
Damn it, you've got to understand.
Dinle. Birşeyi anlamak zorundasın.
Now look, you've got to understand something.
Sen anlamak zorundasın.
You have to understand.
bunu anlamak zorundasın, Erik.
You simply must understand this, Erik.
Sevgilim, anlamak zor biliyorum ama bana güvenmek zorundasın.
Dear, I know it's hard to understand, but you must trust me.
Bazen ne olduğunu anlamak için önce görmek zorundasın.
Then you get the feel of it.
Ama siz de anlamak zorundasınız, ben alım-satım işindeyim.
But you've got to understand...
Camille anlamak zorundasın.
You must understand

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]