English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ B ] / Başardı

Başardı traduction Anglais

23,942 traduction parallèle
Gemi yanmadan bir kaç şey kurtarmayı başardım.
I grabbed what I could... before our ship burnt up.
Başardık!
We made it!
Ve bunların herhangi birisini başardın mı?
And have you accomplished any of those things?
Bize getirdiğin e-postayı ve aynı hesaptan gönderildiğini doğrulamayı başardılar.
They were able to authenticate the e-mail that you brought us, and confirm that it was sent from the same account
Çocuklar, başardınız.
You guys, you did it.
Vikram resmi düzeltmeyi başardı.
Well, Vikram was able to clean it up.
- Başardım.
I did it.
- Başardın.
Sure did.
Başardın.
Nailed it.
- Gaz maskesini atarken şüpheliyi görmeyi başardım.
I managed to see the suspect throwing away a gas mask.
Suikastçı uzun süre yakalanmamayı başardı fakat gördüğünüz gibi Bayan Vecchione adaletten kaçamadı.
The assassin evaded capture for too long, but, as you can see, Miss Vecchione did not escape justice.
Bunu biz başardık.
We made it up.
Bunu senin başardığını söyleyebilirim.
I'd say you made it.
♪ Caddedeki ballar diyor ki : Monty, yo! Başardık!
♪ The honeys in the street say Monty, yo, we made it ♪
Anchor Beach başardı!
- ( cheering ) - ( cheering ) - Emcee :
- Başardığımıza inanamıyorum.
- with a dramatic last-second win! - I can't believe we did it.
- Bunu nasıl başardı? - İradeyle sanırım.
- Well, how'd he manage that?
Başardın.
You got it.
Çünkü bütün bunların içinde bazı sebeplerden ötürü kendimle savaşmayı bazı sebeplerden ötürü hayatımla savaşmayı zaman zaman başardım.
Because somewhere in all this, I've managed at times to fight for myself for some reason, to fight for my life for some reason.
Öyle hissetmeni anlıyorum ama Torres'la ikiniz her zaman işleri güzelce halletmeyi başardınız.
I know you feel like you do. But you and Torres have always figured out this stuff beautifully.
T.E.E'de hava yok. Başardın.
No air on the T.E.E. You got it all.
Röntgen teknisyenini deli etsem de Rhys'ın filmlerini öne aldırmayı başardım.
Had to put the screws to the X-ray tech, but I got him to rush Rhys'films.
Başardık!
We did it!
Dostum, başardık.
Dude, we did it.
Başardın.
Oh, you made it.
Başardık.
We did it.
Bunu nasıl başardın?
How you swing that?
Ama asıl para takıma çıkmayı başardığında gelir.
But the real money comes after you make the team.
- Başardık!
- We did it!
Onu çok beğendi ama bunu bir türlü emdirmeyi başaramadım ve sonra sen Ali Baba gibi geldin ve bunu başardın.
He was a big fan of that, but I could never get him to suckle on this, and then you waltz in here like the second coming of Old MacDonald and make it happen.
Gazın olduğu odaya kadar gitmeyi başardı ama tüp vurulmuştu ve gaz sızıyordu. Ve eğer şey olmasaydı hepimiz ölürdük...
She managed to make her way to the room where the gas was, but the canister cracked, and gas started leaking out, and we all would've died, but...
Bunu başardık da.
And we did.
Bunu başardı da.
And he has.
- Oswald, başardığın şeylere bak.
Oswald, look at everything you've achieved.
Benim başaramadığımı siz başardınız.
You did what I couldn't.
Başardın, Başkomiserim.
You did it, Captain.
Bir şekilde hiçbirini öldürmemeyi başardın.
Somehow, you've managed not to kill any of'em so far.
Adam hizmetliyi yatak odasına götürdü. Orada boğuşup sonunda öldürmeyi başardı.
The killer then dragged the maid into the bedroom, where they struggled until he finally managed to strangle her.
Bu olay sayesinde külkedisi de oradan kaçmayı başardı.
Which gave our Cinderella time to get the hell out of there.
Başardık ama kayıp vermeden olmadı.
We were successful, but not without losses.
- Bunu karım başardı.
- My wife used to pull this.
Başardınız.
You made it!
Bunu başardığında sokağın karşısından hallettin demektir.
Pull this off and you've done it from across the street.
Mali durumunu düzeltmeyi başardı ve ufak çaplı bir tekne yapımı işine başladı.
He was able to rearrange his finances and start a small boat-building venture.
Benim maden ocağı gelir getirmeye başardı.
My mine has begun to prosper.
Son baskın sırasında iki adamınız Amerikan Başkanı George Bush'u yakalamayı başardı.
_ _
Kaçmayı başardılar ve hala kaçak durumdalar.
They eluded escape and are still at large.
Nasıl birini dövmeyi başardı?
How could he beat up anybody?
Pratik çeviri aracım kapsülün veri defterinin şifresini kırmayı başardı.
So, my handy translator just finished decrypting the pod's data log.
Başardım!
I did it!
Başardın.
You did it.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]