Başarılar traduction Anglais
3,096 traduction parallèle
Erkek başarıları hakkında konuşur.
Man talks on about his accomplishments.
Probleminizi çözmede başarılar.
Good luck working that out.
Yani, en büyük başarılarımdan birinin yanlış bir yöntemle gerçekleşebileceği kimin aklına gelirdi?
I MEAN, WHO'D OF THOUGHT THAT ONE OF MY BIGGEST ACCOMPLISHMENTS WOULD BE CRIMINAL?
Başarılar devam ediyor.
The hits just keep on coming.
Calvin, kitabında başarılar dilerim.
Calvin, have fun writing.
Hayatta başarılar.
Have a great life.
Hayatta başarılar, tamam mı?
Have a nice life, okay?
Başarılar.
Good luck.
Filminde başarılar sana.
Good luck with your film.
Yarın da başarılar dilerim.
Wish you all the best for tomorrow
Sana başarılar diliyorum, kendine iyi bak.
I wish you all the best, take care.
Diğer yazarların başarılarını kutlamaktan ne kadar nefret ettiğimi biliyorsun.
You know how much I hate celebrating other writers'successes.
Savaşçılar savaş alanındaki başarılarıyla bunları hak eder.
Warriors could earn feathers on the field of battle.
Açıkçası hayır, Fonun başarıları konusunda utangaç olan ben olmayacağım,... sen de olmamalısın.
Well, hell, no, I'm not bashful about the Fund's successes, an-and you shouldn't be either.
Çocuklarının başarılarını buzdolabına asan süper gıcık aileler vardır ya hani? Olmaz, anne.
You know those super-annoying parents that put their children's accomplishments up on the refrigerator door?
Birçok kişinin başarılarımı halka aktarmada iyi bir iş çıkarmadığımı düşündüğünü biliyorum.
I know lots of folks say I haven't done a good job communicating my accomplishments to the public.
Bu başarılar sizin tarafınızda olduğumu hatırlamanıza yardımcı olmalı.
These achievements should serve as a reminder that I'm on your side.
Şimdi, Bay Rearden, ayırt edici başarılarınız, topluma olan katkılarınız ve konuyla ilgili olarak yapmış olduğunuz tam işbirliği göz önüne alındığında, cezanız askıya alınmıştır.
Now, Mr. Rearden, taking into consideration your distinguished achievements, your contributions to society and your full cooperation in this matter, your sentence is suspended.
Eğer Takımın Başarıları İçin Ödüllendirilmesini Fazlasıyla İstiyorsam, Beni Affedin, Bunu Hak Ediyorlar.
So, I'm sorry if I'm eager to see my team's efforts rewarded.
Beraber yaşadığımız erkeklere özgü anlarımızı sonsuza kadar hatırlamanızı istedim ve beraber elde ettiğimiz başarıları da.
I want to make sure you guys remember all the broments that we had together, and the great things we accomplished, forever.
Bensiz seks yapmada başarılar sana!
Well, good luck having sex without me.
Toplantında başarılar dilerim.
Okay. Good meeting.
Kesinlikle benim kaba başarılarımdan birisin, Örümcek Adam.
You are truly one of my graceless achievements, Spider-Man!
Bu olayda sana başarılar ama benim gerçekten işe dönmem gerekiyor.
Well, in that case, good luck to you, but I really need to get back to work.
- Tüm topları izlemede başarılar, Steve.
Good luck watchin'all them balls, Steve.
- Evet, başarılar sana.
Yeah, good luck with it.
- Matematik sınavım için bana başarılar dileyin.
Wish me luck on my calculus test.
Başarılar!
Good luck.
Başarılar, Kelly.
Good luck, Kelly.
Hayatta başarılar sana, Fiona.
Have a nice life, Fiona.
- Başarılar.
- Good luck.
Benim yaşlanma karşıtı teknolojisindeki son başarılarıma inanmayacaksınız.
You are not going to believe my latest development in antiaging technology,
Dünya barışı için kutsal vatanımız için genç hava kuvvetlerimiz halk kurtuluş savaşımızda... güçlülere karşı askeri başarılar elde etsin.
For the peace of the world for the dignity of our sacred motherland our young air force must carry on our military successes... of overcoming the strong with the weak during the people's liberation battle
Bir başka okul dönemi bitmek üzereyken, sizlere finallerinizde başarılar dileriz.
Coming at you as another semester winds down.
Ders 1 : "Romalıların kıçına tekmeyi nasıl basarız."
Exercise No. 1 : "How to whip Romans."
Şimdi, zorla girebilmek için çeşitli saldırılar denedik ve... bu sert çıktı, ama biri başarı sağladı.
Now, we tried a variety of attacks to break in, and... this one was tough, but one proved successful.
Kutsal İlaheyi öldürmeyi başarırsanız bile Arayıcılar gücü elde etmenize asla izin vermezler!
Even if you succeed in murdering the Divine, the Seekers will never let you seize power!
Başarıya ulaşmak için sırada Kutsal ilahe ve adamları var ve Onuncu Yıl toplantılarında hepsi yok edilecekler.
The Divine and all the candidates next in line to succeed her are attending the Ten Year Gathering, and they will all be wiped out.
Bazılarınızın bildiği üzere, Sam'e haritacılıkta başarı rozeti takmıştım.
As some of you know, I taught Sam for the cartography accomplishment button.
Suikastçılar saray baskınında başarısız oldu.
Your assassins failed to take the palace.
- Başarılar.
Yes sir.
Etkileyici birileri olarak başarılılar.
Well, they do qualify as influencers.
Başarı hakkında bazı alıntılar okuyordu.
He was reading some quotes on success.
Amerikalılar benden insanları kovmamı istiyor. Fransızlar benim başarısız olmamı istiyor, kendi yönetimim ise beni sırtımdan bıçaklamaya hazır.
The Americans want me to fire people, the French want me to fail, my own execs are poised to stab me.
Ama bunu göstermeme konusunda başarılıydılar.
But they were good at not showing it.
Avcılar başarısız oldu.
The hunters have failed.
Bu, Tom Dawkins için kişisel bir başarı olarak tahlil edilebilir her ne kadar uluslararası anlaşmaları iptal ettiğinden dolayı çevreci kampanyacıları tarafından eleştirilse bile.
This could be construed as a personal success for Tom Dawkins, although he has been criticised by environmental campaigners for reneging on existing international agreements.
Muhtemelen artılar ve eksilerin bir listesini çıkarır ve günün sonunda ikimize de tekmeyi basar.
She'll probably make a list of pros and cons and at the end of the day, dump both our asses.
Roz, başarısız Cheerios'ların hakkında bazı yapıcı eleştiriler sundu bana.
Roz approached me with some constructive criticism about your lagging Cheerios!
René başarılı HAYIR kampanyasının yaratıcılarından biri.
René is one of the main creators of the successful NO campaign.
Babası gerçekten çok zengin bir iş adamıydı. Ve çalışmalar gösteriyor ki, başarılı CEO'ların beyin yapısı genellikle seri katillerle bire bir eşleşiyor.
Okay, well, his father was a very wealthy business man, and studies show that the neurological makeup of successful CEOs is often nearly an exact match to those of serial killers.
başarısız 35
başarı 43
başarılı 32
başarabilirsin 108
başardık 725
başardım 366
başardı 180
başardın 415
başaracaksın 136
başaramadım 52
başarı 43
başarılı 32
başarabilirsin 108
başardık 725
başardım 366
başardı 180
başardın 415
başaracaksın 136
başaramadım 52
başaracağız 144
başarabiliriz 43
başaracağım 55
başarabilirim 18
başaramadık 18
başaramadın 18
başarısız oldum 33
başaramayacaksın 18
başaracak 37
başarmışsın 17
başarabiliriz 43
başaracağım 55
başarabilirim 18
başaramadık 18
başaramadın 18
başarısız oldum 33
başaramayacaksın 18
başaracak 37
başarmışsın 17