Ben de traduction Anglais
267,620 traduction parallèle
Belki bir şeyler yapabiliriz. Siz bana takımı verin ben de ücretini gelecek ay ödeyeyim.
Maybe you and I can work something out, like you let me have the suit and I'll pay you next mth.
- Ben de.
- Me, too.
Ben de.
Me, too.
Sınav bitti, ben de bittim.
And now the test is done, and so am I.
Bu büyülü Donahue şifası değilse ben de bir şey bilmiyorum.
If that's not magical Donahue healing, I don't know what is.
Erkek arkadaşım profesörlerin kapı deliğinin üstünde anahtar sakladığını söyledi. Ben de alıp içeri girdim.
My boyfriend told me all professors keep a key above their glory hole, so I sort of just let myself in.
- Evet. Ben de Sphinx olarak biliniyorum.
And I am know as the Sphinx.
Sağdan sola 1 olana bak. Ben de çay yapayım.
Have a look at one-across and I'll make us some tea.
Ve ben de bir tedavi için giriyordum. Çünkü Roger Daltrey'e sahneye katıldı Efsanevi gitarist Wilko Johnson'du.
And I was in for a treat, because joining Roger Daltrey on stage was legendary guitarist Wilko Johnson.
Ben de bir gün arayacağım, tabii ki Ama burada onun Nissan yarışmak isteyen bir adam var.
I was gonna call it a day at that, obviously, but there's a bloke here wants to race his Nissan.
Ben de arabayı tutmak için puan toplayacağım Mümkün olduğunca etkileyici bir sapma olarak.
I'd also score points for holding the car in as impressive a drift as possible.
O gelmezse ben de gelmem.
If she's not coming, neither am I.
Ben de bir şeyler yaptım bir şekilde yaşamak zorunda olduğum şeyler.
I've done things that I have to live with somehow.
- Ben de senin işi yapmayacağım.
- And I'm still not doing the job.
Ben de söylüyorum ama.
That's what I've been saying.
Ben de seninle konuşmayacağım.
I won't talk to you either.
O sonunu görmüş gibiydi. Ben de kendi sonumu görmek istiyorum.
It seems like he saw his end, and I want to see mine too.
Ben de onu diyorum ya, daha iyi araştırıp öğrenmen gerekirdi! Ne bu şimdi!
You should have double checked everything before!
- Ben de delireceğim!
I'm going nuts, too!
Bana söylemedi, o yüzden ben de bilmiyorum.
He didn't tell me so I don't know, either.
Ben de öyle severim.
I also prefer dip-eat, but since Heo Joon
Ben de olması imkansız şeyler düşünüyorum...
I'm thinking about something impossible...
Sen öldüğünde ben de öleceğim.
Anyway, once you are gone, I will be gone too.
Ben de sabahtan beri sanki ondan almam gereken bir borç varmış gibi hissedip duruyorum.
But then, since earlier Cheong... I keep getting a feeling that I need to get a debt back from her.
Suyu kaynayan bir kulüp müymüş? Ben de geleyim.
Is that a place with good water ( atmosphere of the club )?
Suyu temiz bir yer mi? Ben de gelmek istiyorum.
Is that a place with fresh water ( literally good quality water to swim in )?
Herkes gibi ben de Heo Joon Jae ile birlikte yaşlanacağım.
I will make sure I do this ; getting old together like everyone else with Heo Joon Jae.
Bir dahaki sefere buralardayken Marco'nun parasını almamı söylemiştin, ben de buralardaydım.
Well, you told me to pick up Marco's money next time I was around, and I'm around.
İşten çıktığında ben de çıkmadım diye sinirlisin.
Stop being such a baby about it, man.
Ben de seni seviyorum!
Love you, too!
Onlar yapmazsa ben de yapmam.
I won't if they won't.
Ama ya ben de girmek istersem, J?
But if I wanna get sucked in, j?
O zaman ben de barmenlik yaparım.
Then I'll bartend.
Ben de.
Me neither.
Ben de yapacak birini buldum işte.
I found someone who would.
Kilise soygunundaki gecede, ben de vardım.
You know, the night of the robbery at the church, I scored.
Ben de o evde büyüdüm.
I grew up in that house, too.
Ve ben de parçasıyım.
And I'm a part of it.
Evet, ben de o buluşmalardaydım.
Yeah, I've been to those stupid meetings.
Ben de 60 yaşında 300 kiloluk şeyleri kaldırmak istemiyorum.
I don't wanna be a 60-year-old, lugging some 300-pound safe down some tunnel. Yeah. You know?
Hayır, ben de varım.
No, I-I'm in, man.
Onları ilk gördüğümde ben de altıma edecektim az kalsın.
Almost crapped my pants the first time I saw'em, too.
Islahevi müdürü sürekli beni rahatsız ediyordu, ben de onu acillik duruma getirdim.
Juvie C.O. kept harassing me, so I put his ass in the ER.
- Ben de!
Me too!
Yarım bir salyangoz gördüm ama ben oraya gittiğimde de öyleydi.
I saw half a slug, but I'm pretty sure he was like that when I got there.
- Ben de.
- Me neither.
Görüyorsun, James ve ben yakınlarda ikimiz de aldık Beş kapılı Alman hatchback'ler.
You see, James and I both recently bought five-door German hatchbacks.
Ama ben Şirin değilim, Şirin gibi olmak istemediğime de acayip eminim.
But I'm not Smurf, and I sure as hell don't wanna be Smurf.
Ben annemi koruyacağım, sen babanı koru derken de sarhoş muydun peki?
Saying that you will protect your mother, so protect my father, was also something you said because you were drunk?
Yani diyorsun ki... Ben ölürsem sen de mi öleceksin?
So you're saying... if I die, you die too?
Ben de aynısını Pala'da yapacağım.
I'm gonna do the same at pala.
ben de seni seviyorum 508
ben de seni özledim 83
ben de seni 212
ben de memnun oldum 71
ben de istiyorum 74
ben de öyle 1115
ben de senin 21
ben de gidiyorum 77
ben de seninkini 17
ben de bilmiyorum 136
ben de seni özledim 83
ben de seni 212
ben de memnun oldum 71
ben de istiyorum 74
ben de öyle 1115
ben de senin 21
ben de gidiyorum 77
ben de seninkini 17
ben de bilmiyorum 136