English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ B ] / Ben de seninle geleyim

Ben de seninle geleyim traduction Anglais

260 traduction parallèle
Woody, ben de seninle geleyim, hı?
Woody, let me go with you, yeah?
Woody, ben de seninle geleyim, lütfen.
Woody, let me come with you, please.
Ben de seninle geleyim Graham.
I'd better go with you, Graham.
Ben de seninle geleyim.
Let me go with you.
Ben de seninle geleyim.
Take me with you.
Ben de seninle geleyim.
I'll go with you.
Ben de seninle geleyim.
Let me go in with you. Come on, Marcello, let me in.
Ben de seninle geleyim mi?
- Shall I come as well?
O zaman ben de seninle geleyim.
Then, I come along.
Denemek istiyorsan, ben de seninle geleyim.
You want to try, I'll go with you.
Epey geç oldu, ben de seninle geleyim.
I'm not sure I won't come with you.
- Ben de seninle geleyim.
- I'll go with you.
Abi! ben de seninle geleyim! hayatımı kurtarmıştın!
Brother, I'll go with you, you've saved me before
Ben de seninle geleyim.
Let me come with you.
Anne! Ben de seninle geleyim.
Let me come inside.
- Hey, ben de seninle geleyim.
- Hey, take me with you.
Baba, ben de seninle geleyim.
Daddy, let me come with you.
- Ben de seninle geleyim.
- I'll come with you.
Ben de seninle geleyim o zaman.
Well, maybe I should walk along with you?
Alec, ben de seninle geleyim.
Alec, let me go with you.
Ben de seninle geleyim.
I'll go too.
- Ben de seninle geleyim! - İki kişilik yer yok.
- There isn't room for two.
- Ben de seninle geleyim.
I'll go with you.
Gideceksen eğer, bana 5 dakika müsaade et de üstüme değiştirip, ben de seninle geleyim.
Because if you are, give me five minutes. I'll put on something cute and come join you.
Ben de seninle geleyim.
I'd better go with you.
Ben de seninle geleyim, Joey.
I'll come with yeh, Joey.
- Ben de seninle geleyim.
- Wait here. - Take me with you.
- Ben de seninle geleyim. - Hayır, hayır.
- I'll come with you.
Ben de seninle geleyim!
Let me come with you!
- Tamam ben de seninle geleyim.
- Come on, I'll go with you.
- Ben de seninle geleyim ne olur ne olmaz.
I better go with you.
Ben de seninle geleyim.
I go with you.
- Ben de seninle geleyim mi?
- May I go with you?
Ben de seninle geleyim, Bud.
I'll go with you, Bud.
Dur, ben de seninle geleyim.
- So... - Wait. I'll come with you.
Evet, ben de seninle geleyim.
Yeah, I'll go with you.
Ben de seninle geleyim mi?
Why don't I charge it up with you?
Tamam, ben de seninle geleyim.
Oh, okay. Well, I'll go with you.
- Öyleyse ben de seninle geleyim.
- Then I should go with you.
Peki, ben de seninle geleyim eğer orda kalman gerekirse ben dönerim.
Well, I'll come with you and bring back the stuff if you get hung up.
Ben de seninle geleyim.
- I'll go with you.
- Ben de seninle geleyim.
- Let me go with you.
Ben de seninle geleyim.
Wait. I'll go down with you.
Ben de seninle geleyim
I'm going to come with you for that.
Ben de partiye seninle geleyim orada, öğreninceye kadar benimle dans edersin.
I'll go with you to the party, and you can dance with me until you learn.
Bana 40 dakika veremez misin? Ben de seninle otogara geleyim.
Will you give me 40 minutes more to try?
- Ben de geleyim seninle.
I'll go together.
Ben de seninle geleyim.
I'll come with you.
Ben de geleyim seninle.
I'll join you.
Ben de hesap bölümüne iniyordum Seninle geleyim.
I'm just going down to the Billing department.
Ben de seninle geleyim.
Can I come along?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]