Bu işler böyle traduction Anglais
782 traduction parallèle
Üzgünüm, ama bu işler böyle.
Sorry, but this is how it adds up.
Bu işler böyle yürümez.
These things don't work like that.
- Bu işler böyle.
- That's the way it is.
Bu işler böyle işler.
It's the only thing that works.
Bu işler böyle.
That's how it is.
Bu işler böyle, çok çalışırsan ve kodaman dostların varsa...
Goes to show you, if you work hard and have friends in high places...
Ama bu işler böyle yürür.
But that's how the trade goes.
Eh, bu işler böyle.
Well, that is the way it goes.
Bu işler böyle.
That's the way the mop flops.
Bu işler böyle yürür, şampiyon.
[chuckles] WELL, THAT'S THE ONLY WAY TO DO IT, CHAM P.
Bu işler böyle yürüyor.
That's the way things stand.
Eh, bu işler böyle.
Well, that's the way it goes.
Bu işler böyle mi yürüyor?
Is that it?
Bu işler böyle bazen bir çocuğuna yakınlık duyarsın bazen de duymazsın.
The way it is, you see... sometimes you just have a feeling for a child... or else you don't.
- Bu işler böyle.
- Well, that's the way it goes.
Bu işler böyle Dan.
That's the way it goes, Dan.
Bu işler böyle olmaz...
This isn't the way it's done
Bu işler böyle.
It's technique.
- Bu işler böyle yürür!
That's the way it is.
Bu işler böyle yürümez.
That ain't the way to do it.
Bu işler böyle.
That's how it goes.
Bak, bu işler böyle yürümez.
Look, that's not the way it happens.
Bu işler böyle olmaz.
It just isn't done that way
Bu işler böyle yürüyor.
Ah, that's just the way it goes.
Bu işler böyle, dostum.
- So it goes, my little comrade.
Bu işler böyle.
That's the way it is.
Bazen diyebilirsiniz. Bu işler böyle.
Sometimes, that's the way it is.
Bu işler böyle yürümez.
It doesn't work that way, you know?
Ama bu işler böyle. O kadar iyi mi yani?
Is she really one of those?
Oh, demek bu işler böyle yürüyor?
Oh, is that how it works?
Hey, Paulie, para gelir ve gider bu işler böyle.
Hey, Paulie, money comes, and it goes. Things are gonna work out.
Bu işler böyle.
That's the way to do it.
- Bu işler böyle yürümüyor.
- It doesn't work that way.
Bu işler böyle yapılır! " Bu şekilde büyük bir sıçrama gerçekleştirildi :
By this device, a great leap forward had been made :
Bu işler böyle yürüyor.
That's the way it has to be.
İşler bu kadar karışmışken sizin gibi oturup, böyle her şeye karşı çıkılmaz.
It's more crowded and a guy doesn't stand out.
- Böyle midir bu işler?
- Is that how it goes?
Bu işler böyle.
That's the way it goes.
İnanın bana en az benim kadar ondan hoşlanmayacaksınız ama bu adamın ordusunda işler böyle yürüyor.
Believe me, you're not gonna like him any better than I do, but that's the way it is in this man's army.
Ve bu işler her zaman böyle olmuştur ;
And that's the way it's always been.
Bu büroda işler böyle yürür.
Let this office get about its business.
Bu kadar yalan söylediğim için gerçekten üzgünüm... ama galiba işler böyle yürüyor.
I'm really sorry that I cheated so much but I guess that's just the way things are.
Dua et ki, vali dostum... Bu işler burada böyle!
Be grateful the governor is my friend or you would still be there, down in the hole with those Armenians.
Hanu'nun ne işler karıştırdığına baktıktan sonra, İyi ve yaşlı... Clendennon Kalesine dönerim. Kışın da kıvrılıp uyumak ve içmek için Meksikaya gider rahatlarım şimdi ve sonra bu hep böyle olur...
When I get to see what Hanu fixed, I'll come back to good old Clendennon... for the winter months and curl up, nice and toasty... go down to Mexico for a blowout every now and then to get a little...
Burası bir çiftlik, işler böyle yürür ve bu şekilde düşünüyorsan zaten buraya ait değilsin demektir.
It's not dirty, the land, you should know If you think that, you don't belong here.
Ama bu çocuklar böyle işler yapmaz.
But the boys don't do that sort of job.
Sen de biliyorsun ki bu ülkede işler böyle yürümüyor.
Bob, that's not the way we do things in this country.
" Bu işler böyle ahbap.
" That's how it goes, pal.
Belki bu başka ülkelerde mümkün değildir... ama Amerika'da işler böyle yürür.
Maybe they can't do that in foreign countries... but that's the American way.
Bu işler böyle.
Just in case.
- E, bu işler burada böyle oluyor ağam.
- Eh, these things work like that here Agha.
bu işler böyledir 30
işler böyle yürür 17
işler böyle yürüyor 16
böyle 531
boyle 17
böyle iyi 244
böyle olmaz 92
böyle bir şey yok 21
böylece 530
böyle devam et 79
işler böyle yürür 17
işler böyle yürüyor 16
böyle 531
boyle 17
böyle iyi 244
böyle olmaz 92
böyle bir şey yok 21
böylece 530
böyle devam et 79
böyle yapma 93
böyle şeyler söyleme 28
böyle bir şey olmayacak 25
böylelikle 44
böyle konuşma 236
böyle olsun istememiştim 16
böyle iyiyim 107
böylesi 17
böyle gelin 49
böyle bir durumda 32
böyle şeyler söyleme 28
böyle bir şey olmayacak 25
böylelikle 44
böyle konuşma 236
böyle olsun istememiştim 16
böyle iyiyim 107
böylesi 17
böyle gelin 49
böyle bir durumda 32