Bu kadar üzülme traduction Anglais
100 traduction parallèle
Bu kadar üzülme Riccardo.
Don't feel so badly, Riccardo.
- Bu kadar üzülme, Betsy.
Don't take it so much to heart, Betsy.
Bu kadar üzülme.
Don't look so downcast.
Bu kadar üzülme.
Don't look so miserable.
Bu kadar üzülme Oliver.
Don't look so miserable, Oliver.
Bu kadar üzülme.
Don't be so upset.
Sen de bu kadar üzülme.
And you, don't look so unhappy.
Gabriel Gabriel, bu kadar üzülme.
Gabriel, Gabriel, don't take it so hard.
Bu kadar üzülme.
Don't look so mis.
Bu kadar üzülme.
Do not suffer so, doctor.
Bu kadar üzülme.
Don't upset yourself so.
Willow Corners değil. Bu kadar üzülme.
IT'S GETTING AWFULLY HEAVY.
Bu kadar üzülme.
Take it easy.
Anne, bu kadar üzülme.
Mother, don't be so upset.
Yapma Chris, bu kadar üzülme.
Come on, Chris, don't be so depressing.
Lütfen bu kadar üzülme..
Don't grieve.
Bu kadar üzülme Nick.
Do not take it so hard, Nick.
Bu kadar üzülme.
♪ Don't be so sad ♪
Bu kadar üzülme.
Don't get so upset.
Yapma hayatım, bu kadar üzülme.
Oh, come on, honey. Don't be bitter.
Bu kadar üzülme.
Alice, please don't get so upset.
Hadi ama bu kadar üzülme.
Come on, don't be upset.
Bu kadar üzülme.
Don't get upset.
Kendin için bu kadar üzülme.
Don't feel so sorry for yourself.
Bu kadar üzülme.
Don't be so down.
Kadın yani Scarlet diyor ki " Bu kadar üzülme gün doğmadan daha neler doğar.
She, Scarlet, says to him... "Don't be bitter, the sun will rise again after all... " and besides, what's the rush? "
Bu kadar üzülme!
Dont'be so sad!
Bu kadar üzülme Homer.
Don't take it so hard, Homer.
Kendin için bu kadar üzülme.
Don't feel so sorry for yourself!
Hadi ama. Bu kadar üzülme, Homer.
Come on, don't take it so hard, Homer.
Bu kadar üzülme.
Don't look so sad.
Hey, bu kadar üzülme.
Hey, don't look so sad.
Bu kadar üzülme.
It's not horrible at all!
Bu kadar üzülme.
We're with you. I'm a total wreck!
- Bu kadar üzülme.
- Don't be so upset.
Tatlım, bu kadar üzülme.
Jeez, honey, don't sound so sad.
Eric, Donna konusunda bu kadar üzülme.
Eric, don't worry about this whole Donna thing.
Baba, bu kadar üzülme.
Daddy, don't worry so much.
Evet baba, bu kadar üzülme.
Yeah, Daddy, don't worry so much.
Bu kadar üzülme.
Hey, Ted, come on. Don't trip on this.
Bu kadar üzülme.
Hey, don't look so down.
Bu kadar üzülme... ölüm korkulacak bir şey değildir.
Don't be so upset... death is nothing to fear.
Tamam, bu kadar üzülme.
Uh. Jeez, don't get upset.
Abla, bu kadar üzülme.
Sister, don't be so sad.
Bu kadar üzülme.
Stop carrying on this way!
# Bu yüzden üzülme ve biraz daha bekle... # Kollarımıza tekrar dönene kadar...
So don't be sad and wait a bit longer... until you're back in our arms once again...
Canım üzülme, bu saçma sevda sezon sonuna kadar sürmez.
Don't worry my dear, this absurd affection will not last the season.
Bu kadar üzülme, bir yararı yok.
Grieve not, serves no purpose.
Bu kadar çok üzülme.
Don't look so upset.
Bu kadar çabuk üzülme.
Don't be so easily upset.
bu kadar üzülme.
No!
bu kadar 1215
bu kadar mı 472
bu kadar yeter 1511
bu kadar kolay 16
bu kadar basit 242
bu kadar yeter mi 31
bu kadar basit mi 22
bu kadar yeterli 43
bu kadarı çok fazla 17
bu kadar çabuk mu 71
bu kadar mı 472
bu kadar yeter 1511
bu kadar kolay 16
bu kadar basit 242
bu kadar yeter mi 31
bu kadar basit mi 22
bu kadar yeterli 43
bu kadarı çok fazla 17
bu kadar çabuk mu 71